1 Ekim 2014 Çarşamba

Abur-Cubur


Doğdumdan beri abur-cuburla besleniyorum ben !
Evet, kimisinin bayıldığı kimisinin ise fazlaca nefret ettiği bir alışkanlık benimkisi...


Su içse yarayan arkadaşlarım mesela sinir oluyorlar muhtemelen okadar yemeye-içmeye  nasıl obez olmuyorum diye:)
Hemen cevap vermem gerekirse, tabiki kilo alıyorum fakat metobolizmamı hızlandırıyorum midemi boş bırakmayarak demekki ve yaşam biçimim bu yönde vücudum alışmış artık yapılacak birşey yok... Spor yapmıyorum son senelerde tek korkum bu şimdilik..
Ayrıca herzaman söylerim ki, gündüz saatlerinde yediğiniz besinler öğütülüyor ve size enerji olarak geri dönüyor fakat gece yenilen-içilenlerin affı yok ! Erken uyumaya ve mümkünse akşamları hafif yemek yemeye çalışarak ve eğer ki fazla kaçırdığınız zamanlarda da panik olmayıp hayatı tüm insanlığa zindan etmeyerek yaşarsanız gayet güzel korursunuz o kilonuzu. Bunları bir spor adamı olarak değil neredeyse bir ev hanımı olarak yazıyorum şuanda. Çünkü insan kendi vücuduna neyin yaradığını neyin yaramadığını en iyi bilen yaratıktır vesselam..
Ve çok güzel haberlerim var merak edenlere. şağıdaki besinler bizlere gerekli ve diğerlerine göre masum abur-cuburlarmış. Hadi gözünüz aydın, inşallah dilediğinizce (tabi yinede benim gibi abartmadan) yer, içer ve keyiflenirsiniz :)

-Kuru üzüm ve leblebi karışımı: 1’er çay bardağı karıştırıp çantamıza koyabileceğimiz bu karışım bir şeyler atıştırmak istediğimizde keyifli ve besin değeri yüksek bir abur cubur olacaktır.
-Fındık ve kuru üzüm karışımı: Fındığın kilo vermeye katkısı tartışılmaz, kuru üzüm ile beraber yersek, demir ve flavonoidlerden zengin bir karışım elde ederek metabolizmamızın hızına katkıda bulunmuş oluruz.
-Ceviz: Omega 3 zengini ceviz, tok tutmasının yanında metabolizmamızı hızlandırıp yağ yakmayı kolaylaştırır. Ve ayrıca zinde, enerjik olmamızı sağlar, algı düzeyimizi arttırır. Aralarda 1 avuç cevizi 1 adet elma veya taze herhangi bir meyve ile beraber tüketmek daha hızlı kilo vermemizi sağlar.
-Peynir, ekmek ve maydanozlu sandviç: Peynir ve ekmek ikilisi bir de yeşillik ve çiğ sebzeyle karıştırılırsa metabolizmamızı hızlandırmakta ve kilo vermemizi kolaylaştırmakta rakip tanımaz.
-Yoğurt ve maydanoz karışımı: Yoğurttaki kalsiyum yağ yakmayı tetiklediği gibi aynı zamanda ödemi azaltıp, dolaşımımızı açarak kilo vermemizi kolaylaştırır. Gece yatmadan yoğurda maydanoz karıştırarak yersek, yavaşlayan metabolizmamızı açar kilo vermeye ivme kazandırmış oluruz.
-Yoğurt, yulaf ezmesi ve ceviz: Yulaf ezmesinin içerdiği lifin yapısı farklı olup sindirim sistemini farklı düzeyde çalıştırır. Böylece sindirim sisteminde olan problemleri aşmamızı kolaylaştırır. Ceviz ve yoğurt ile yulaf ezmesi metabolizmamızın maksimum düzeyde çalışması için en iyi anahtardır.
-Meyveli probiyotik yoğurt: Pratik ve eğlenceli bir abur cubur olan meyveli yoğurtların probiyotik lif içerenlerini tercih etmeliyiz. Böylece bağışıklık sistemimizi de güçlendirmiş oluruz.
-Ayran: En sağlıklı içecek. Serinletecek soğuk bir içecek içmek istediğimizde gazlı ve şekerli içeceklerle kıyaslanamayacak değerde bir içecek. Soda, ayran olarak tüketmek çok yoğun terlediğiniz çok su kaybettiğiniz dönemlerin tamamlayıcısı.
-Süt ve bitter çikolata: Çikolata mutlu eden ve metabolizmamızı hızlandırabilen keyifli bir abur cubur. Sütle birlikte ölçülü miktarda çikolata tüketmek, kilo verme hızını oldukça yükseltiyor
Bu sağlıklı abur cuburları kilo almadan yemek için; sabah öğlen akşam ana öğünlerimizi sağlam tüketmeliyiz.
Öğünlerimiz; karbonhidrat, protein ve yağ açısından dengeli, vitamin ve mineraller yönünden yeterli düzeyde olmalı. Bunu sağlamak için de ana öğünler; et, ekmek, süt yoğurt, sebze meyve grubu yiyeceklerin hepsini içermeli ve size yetecek miktarlarda planlanmalıdır..




30 Eylül 2014 Salı

Kadın / Erkek

Her nekadar düşüncelerimde erkek düzlüğünde yetişsemde, maşallah güç kuvvet olarak bazen şaşkına dönsemde ve kafamı koyduğum zor şeyleri elbet gerçekleştireceğimi biliyor olsamda, görüntü olarak tamamen kız çocuğu formatında doğduğum doğrudur !

Mesela ben birini cezalandıracaksam bir kadın gibi trip atmak, kıskançlık yapmak yada kuyusunu kazmak gibi sinsi ve komplike duygulardan çok yoksun ilerlerim. Onun yerine  ''delikanlı gibi'' tabirine yakışır biçimde  yüzyüze konuşmak, (şiddete karşıyım lakin gerekiyorsa) ve zamanı gelmişse herkesin anladığı şekilde gücümü göstermek isterim. Korkusuzumdur çünkü hakedene hakettiğini vermek gerekir, er yada geç sözümü tutarım!  Gözüm dönmediği sürece makul olabilir sadece konuşabilirim belki de bilemiyorum günü gelmeden...
diyeceğim şudur ki, bu durum benim tarafımca severken de böyle olmuştur, överken de söverken de...

Neyse ki bugün,  pastel tonlarındaki görüntüm, pembe ojelerim ve uçuşan saçlarım ile kendimi tam bir küçük kız çocuğu Heidi çizgi film karakteri gibi hissederken aşağıdaki makaleyi okudum :) İş hayatının feriştahları yani en tepe noktasındaki isimler bile gözlemlerini aktarırken kadın erkek eşitsizliği ve farklılıklarını dile getirmişler. Sunduğum kesitin ana fikrinde ''kadın kadın gibi görünsün fakat  erkek gibi çalışsın diyor. Başkasını kopyalamadan yaşasın ve başarıdan başarıya ancak böyle ulaşsın'' diyor. Tavsiye ediyorum ki okuyun kendinizi analiz ederken beni de erkek gibi güçlü ve keskin huylarımla kabul edin. Zira olabileceğimden daha da fazla tehlikeli olmak istemiyorum bu saatten sonra :))
şimdi bir bölümünü sunacağım yazıda da tam olarak atıflarda bulunuyor başarılı abiler, bana yada ben gibi düşünmeyen bazı bayanlara/baylara. Okuyun bakalım mesaj gayet açık ve net gelecek mi :)
Silikon Vadisi'nin büyük şirketlerinden Rapid Miner'ın yeni COO'su Michele Chambers ise kadınların etkinliğinin artırılması için küçük yaşta bazı önlemlerin alınması gerektiğini açıkladı.
52 yaşındaki Chambers erkek ve kadınlar arasındaki farkın ilkokulda başladığını söyledi. Chambers'ın oğlunun okulundaki kız çocuklarının neden satranç kulübüne katılmak istemedikleri sorulduğunda bazı kız çocukları oyunu sevmelerine rağmen erkek çocukları önünde akıllı gözükmemek için kulübe katılmadıklarını belirtmiş.

Bilgisayar mühendisi Chambers, "Bu beni gerçekten şok etti. Bu genç yaşta kızları sindiren bir döngü oluşturuyor," şeklinde görüş bildirdi.

Chambers ailelere genç kızları küçük yaştan itibaren cesaretlendirmeleri tavsiyesini veriyor. Onların kendileri gibi davranmalarının önemini savunan Chambers kızları iş ve sosyal hayat dengesi konuşmalarıyla boğmamak gerektiğini ve onların gözlerini matematik ve bilime açmak gerektiğini aktarıyor.

Chambers'ın kızlara tavsiyesi ise: "Kendinize güvenin, hedeflerinizi yüksek tutun, yeteneklerinizi bilin ve geliştirin. Kadın gibi giyinin. Entellektüel ve duygusal olarak kendinize güvenli bir şekilde argümanlarınızı sunun."
Chambers, "Eğer erkek gibi davranırsanız bu işe yaramaz. Eğer sadece kendiniz olursanız size o zaman saygı gösterirler," ifadesini kullandı.

Belki de Mary Jo White bu konudaki en iyi yorumu yaptı:
"Fortune dergisinin 1990'da profesyonel kadınlara verdiği tavsiyeyi hatırlıyorum: 'Kadın gibi görün, erkek gibi davran, köpek gibi çalış.' 25 sene sonra başarının formülünün değiştiğini söyleyebilirim: 'Nasıl istiyorsan öyle görün, kendin gibi davran ve köpek gibi çalış. Son kısmı atmak biraz zor."

Yazar: Jennifer Booten
Kaynak: http://www.wsj.com.tr

29 Eylül 2014 Pazartesi

Gez-Toz-Dön-Dolaş

Biraz gecikmeyle geri geldim.

Gecikme diyorum ancak birşeyleri yakalamak adına kendime bir hafta müsade verdim ve yazmadım. Benim için gecikme değil işleri toparlama süreciydi. sizde kendi alanınızda böyle aralar verin ki özleyerek dönün işinizin başına :)
  Konular epeyce birikti ama içimden gelerek yazamayacağım için kısa kesmemek adına uğramadım bile bloguma hiç. Malumunuz hobi olarak başladığım ama sonraları epey gelişen bir işim/gücüm daha var. yaz boyunca haftasonları hariç boş vakitlerimde doldurduğum bir uğraş olarak değil, artık haftasonları da koşturduğum bir alan olarak hayatımı kaplıyor. Ne mutlu bana ki artık yoğunluktan sıkılmaya fırsatım yok aksine herşeyi bırakıp dinlenme alanları yaratır oldum kendime. Darısı herkesin başına çünkü boş insan kişiyle, yoğun insan işiyle ilgilenir derler, çok da güzel derler :)
Haftasonu cumartesi gecelerini direk pazara bağladığım ve ertesi gün öğlene kadar uyumadığım üzere hareketim çok, uykum az oluyor. Başım bugün hala ağrıyor ve kışa hızla geçiş yaptığımız bu havalar beni benden alıyor.
Neyseki önümüzdeki hafta bayram ve tüm tatil planları bu havaların ardından iyi gelecek. Umarım güzel güneşli günlere, harika planlar yapabiliriz zira geçen sene 9 gün istanbulda yağmurlu havanın ve tatilimin tadını istediğim gibi çıkartamamıştım. Havaların gidişatı yine pek iç açıcı değil ben zaten plan yapan bir insan değilim. Rutinlere göre birşeyler yapacağım, sağlığım ve bütçem el verdikçe. Ancak bir site önerdiler ki bende herkese tavsiye edeceğim burdan. Ülkelere mi gidersiniz illere mi yoksa evdemi oluruz bilinmezSeyahate çıkmadan önce mutlaka göz atılması, sonrasında da herhangi bir hastalığa karşı nerelere başvurulması gerekir gibi konularda bizlere yardımcı olacak.
Şimdiye kadar çok ülke gezdim çok şükür başıma birşey gelmedi ancak bundan sonra gelmeyeceği anlamına gelmez bu şanslı durum ! Biz tedbiri elden bırakmayalım da -annemin tabiriyle- yine fellik fellik gezelim :) fellik fellik; telaşla, heyecanla, koşarak, koşuşturarak anlamına gelsede gezme eyleminde çat orda pat burda ve sürekli gezen anlamlarına gelir. Benim için çoğu zaman kullanılabilir...
Neyseki bu haftasonu İstanbulda kaldım ve
Cumartesi günü güzel bir düğün devamında sabaha kadar eğlence sonucu pazar günümü sakin geçirmeye gayret gösterdim. Zaten böyle zamanların arkası mutlaka resmi tatil ilan edilmeli diye düşünüyorum, düşünüyoruz. Türk milleti olarak eğlenmeyi, yemeyi-içmeyi hatta abartmayı çok sevdiğimizdendir ki; kendimize gelmemiz biraz zaman alabiliyor. Hele de pazar günü bir yolculuk, toplantı yada katılmanız gereken bir spor organizasyonu varsa vay halinize ! Benim pazar günü koşuya katılmam gerekiyordu mesela ama şiddetli yağmur fırtına nedeniyle herşeye rağmen çıktığım evime geri dönmek zorunda kalışım çok zoruma gitti.. O kafayla öğlene kadar uyumadım, bütün hazırlıklarımı tamamladım fakat şiddetli yağmurda taksi beklerken su içinde kaldığım için hastalanmam bile yakındır diye düşünüyorum. Diyeceğim odur ki; geçen hafta hastalanmadım, kimseyi hasta etmedim, bulaşmadım, dolanıp kördüğüm olmadım. Sizlere de tavsiyem linkini verdiğim siteye bir göz atın. Haftaya herşeyi bilerek ve hazırlıklı başlayın.
Sağlığımız yerinde aklımız başımızda olsun. Güzel haftalar diliyoruum :)