14 Kasım 2014 Cuma

POSTür

Bilindiği üzere cuma günleri bazı şirketlerde ''Free Friday'' (giyimin rahat ve çalışmanın esnek olduğu cuma)  benim için ise blogumda şarkı,türkü,şiir gibi daha özgür ve renkli paylaşımlar anlamına geliyordu.

Son birkaç zamandır ise cuma sabahları bizim (CCI) için ''En güzel cumalar hareketle başlar'' sloanıyla hayat buluyor. Büyük atriumumuzda kahvaltı sonrası toplanıyor ve stretching (açma-germe-esneme) hareketleriyle güne daha zinde başlıyoruz. Tabiki ailenizin antrenörü benim eşliğimde gerçekleşiyor bu renkli seanslarımız :) Resimler bol fakat hem özele giriyor hem de nazarlara gelmeyelim diye  paylaşmıyorum !

Katılımcılar ise her departman ve pozisyondan harika, uygulamaları kaçırmadan her cuma yerlerini alıyor ve enerjileriyle cumaya güzel bir başlangıç yapıyorlar. Ofis çalışanları için en büyük problem; hareketsizlik yada uzun süreli masa başı sabit çalışmaya bağlı olarak oluşan postür bozukluklarına dikkat çekiyor ve kişilere küçük püf noktaları ile sportif uygulamalar sağlamış oluyoruz. Zaten hali hazırda düzenli spor yapan kişilerin bu konudaki farkındalıkları yüksek. Dikkat çekmek istediğim tek nokta spor sonrası yapılacak esneme hareketlerini yapmayı unutmamak ve gün içinde bu hareketleri uygulamayı  alışkanlık haline getirmek. Ben düzenli spor yapmıyorum ancak evde yada ofiste esneme egzersizlerini alışkanlık haline getirebildim. Dik yürümeyi unutmak ve ekrana kilitlenerek çalışmak duruşumuzu günden güne değiştirebiliyor. Kendi araştırmalarınız ile de elde edebileceğiniz bazı egzersizleri ben özetle sunuyorum. Gerisi size kalmış. Sağlığınıza ve duruşunuza dikkat edin yoksa ben sizin yerinize de edeceğim diyerek haftayı kapatıyorum :))

Postür bozuklukları nelere sebep olabilir?
*En çok şikayet edilen konuların başında kronik boyun, omuz, sırt ve bel ağrıları gelir.
*İlerleyen yaşlarda kamburluk sorunu ortaya çıkabilir.
*İlerleyen yıllarda boyun bölgesinde kireçlenmeye sebep olabilir.
*Omuzlarda bulunan düşüklük ve öne eğrilik problemi zamanla kürek kemiği altından geçen damar ve sinirlerin sıkışmasına sebep olabilir.
*En önemlisi görüntü bozukluğu psikolojik olarak kişiyi etkileyebilir ve çekimser olmasına sebep olabilir.

Postür bozukluğu nasıl giderilebilir?
Oluşan postür bozukluğu omurgadaki kırık çatlak veya kemikleşmiş yapıdan kaynaklanmıyorsa kasların doğru şekilde çalıştırılmasıyla kolayca çözülebilir.
Görülen bozuklukların büyük çoğunluğu günlük yaşamda yapılan hatalardan kaynaklanmaktadır. Basit önlemler ve birkaç doğru egzersizle düzeltilmesi mümkün ve kolaydır. Bu önlemlerin başında doğru oturma pozisyonu ve yürüme esnasında pozisyona dikkat edilmesi gerekir. Esas belirleyici faktör ise doğru kasların biraz kuvvetlendirilmesidir.

Oturma pozisyonu şu şekilde olmalıdır: Belden yukarısı dik, bel hafifçe geriye doğru eğimli orta sertlikte ortepedik yastık ile desteklenmiş, baş öne veya geriye bükülmemiş, kalça ve diz açısı 90 derece, diz ve ayakların açısı ise 90-110 derece olacak şekilde oturulmalıdır. Eğer bilgisayar kullanıyorsak, dirsekler vücudun gerisine geçmeyecek, omuz ve boyna yük vermeyecek kadarda önde olmayacak, bilgisayar ekranının üst kısmı ise göz hizamızda olacak şekilde oturmalıyız.
Doğru kasları çalıştırmak için düzenli antrenman programımız var ise sadece programımızın sonuna basit dört hareket ekleyerek bu sorunu çözeceğiz.
Dizlerimiz hafifçe kırık, kalçadan vücudumuzun üst kısmı öne doğru 60 derece eğilmiş, sırt ve belimiz gergin , kürek kemiklerimiz birbirine doğru çekilmiş şekilde başlama pozisyonumuzu aldıktan sonra;

1)Kollarımız dümdüz şekilde aşağıya doğru uzatıyoruz ellerimiz açık avuçlarımız birbirine bakıyor, sonra dirsekten kolumuzu 90 derece olacak şekilde kırıyoruz, bu vaziyet ilk hareketimizin başlama pozisyonudur. Bu şekilde başlama pozisyonumuzu aldıktan sonra 15 defa, dirseklerimizin ve avuç içlerimizin pozisyonunu bozmadan yanlara doğru açıp tekrar başlama vaziyetine geliyoruz.
2) Kollarımız dümdüz şekilde aşağıya doğru uzatıyoruz ellerimiz açık avuçlarımız birbirine bakıyor , avuçlarımızı birbirine değdiriyoruz, bu şekilde kollarımızı hiç kırmadan başımız kollarımızın arasında kalacak şekilde 15 defa yukarıya kaldırıp indiriyoruz.
3)Dirseklerimizi omuz hizamıza getirene kadar yanlara kaldırıyoruz, ellerimiz dirsekten aşağıya sarkık durumda, dirseklerimizin konumunu değiştirmeden dirsekten ellerimizi kaldırabildiğimiz kadar yukarı kaldırıp avuç içlerimizin tavana bakması için bilekten kırıyoruz. Bu hareketi de 15 tekrar yapıyoruz.
4) Kollarımız dümdüz şekilde aşağıya doğru uzatıyoruz ellerimiz açık avuçlarımız birbirine bakıyor, kolumuzu kırmadan, kollarımız yere yatay alana kadar açıp tekrar kapatıyoruz. Bu hareketide 15 tekrar yapıyoruz.
Toplamda 60 tekrar yapmış oluyoruz. Bu 60 tekrar arasında boşluk bırakmıyoruz. Zaman içerisinde bu hareket serisini 2 tur yapacak şekilde arttırmalıyız. 1-2-3-4 numaralı hareket 45sn boşluk tekrar 1-2-3-4 numaralı hareket.
Son olarak da ellerimizi belimizin arkasında kavuşturup kendimizi olabildiğince geriye doğru esnetip 15sn bekliyoruz, bunu da toplamda 2-3 tekrar yapıyoruz.

http://uvfitness.net/postur-bozukluklari-ve-duzeltilmesi/

13 Kasım 2014 Perşembe

DiŞ işLeRi

20lik dişler dahil, tüm çürükler, dolgular, bakımlar bitti gitti, ama bu yaşıma kadar bende bittim resmen !

Cuma günü öğlen saatlerinde güzel bir cerrahi müdahale ile son kalan 20 yaş dişim de gömülü olduğu yerden çıkarıldı ve artık ben gönül rahatlığıyla 30 yaşıma girebilirim.(Temmuza daha çok var gerçi)
Kaç gündür dinleniyorum o nedenle yazamadım, yüzüm şiş, boğazım düğümlü, sözlerim kayıp :)
Öncelikle, çok konuşmama istinaden çenemi aldırmamı talep edenler yeni bir çenem daha olduğunu bilsinler. Öyle güçlü çene kasım ve öyle inat bir dişim varmış ki, ağrılarım ve şişiliği bitmedi gitti !

Bu olaya iyi yanından bakarak, nasıl olsa sürekli pipetle ve sıvı olarak besleneceğimi düşünerek midemi küçültürüm belki kilo veririm, belki sağlıklı beslenirim (mecburi detoks) diyerek kendimi iyi hissetmeye çalışsam da , sevgili blenderım sayesinde herşeyi un ufak ederek ve sütle karıştırarak büyüyen midemden ve iştahımdan hiçbirşey kaybetmeden en güzel meyveleri sebzeleri yemeye devam ettim (daha doğrusu içebildim).
 Dolayısıyla moralim yüksek ve neşem herzamanki gibi yerinde olarak da bu süreci tamamlayıp bugün işimin başına döndüm. Dikişlerim henüz alınmadığı için çok komik konuşuyorum. Sezen Aksu taklidimle toplantılar ve  sürekli birşeyler anlatma halim kaldığı yerden devam ediyor :)
Evde olduğum süre içinde ise yerimden bile kalkmadan geçmişe yönelik kaçırdığım filmleri izlemek, kitapları bitirmek ve üzerimdeki harika kırmızı eteği dahil dikmek üzere ev hanımı modülümü tamamladım. İşimi-gücümü hatta kurumsal hayatımı özledim, çünkü herşey gibi evde oturmanında da fazlası zarar, malum.
Defalarca kez gördüğüm ''Mavi Mavi'' adlı Türk filmini izlerken, ''Kocan Kadar Konuş ve Kürk Mantolu Madonna''yı geç de olsa bitirirken kah güldüm kah ağladım...  Hele ki ''Kocan Kadar Konuş'' kitabı tam 2.5 saat içinde heyecanla ve gülerek bitti diyebilirim :) Farkındalığımı arttıran ve beni geliştiren herşey gibi bu kitaplara da teşekkür ederim...
Evde kaldığım süre boyunca merak edip, gelen- giden, arayan- soranlar zaten başımın tacıdır, burdan hepsini öpüyor- seviyorum, zaten yakın takipçilerim aynı zamanda hepsi.. Birde sırf merakından takip edip hiçbir resmi beğenmeyen, geçmiş olsun demekten aciz hatta başkasının kötülüğü ile mutlu olan ezik bir tayfa var ki onları hiç saymıyorum bile.. Malesef benim çevremde de- az da olsa- var, biliyorum ve susuyorum. Sadece ''gün olacak devran dönecek'' demekle yetiniyorum, çünkü herşeyin bir vakti var :)
Geçirdiğim operasyona gelecek olursak da;  herkesin muzdarip olduğu şu 20 yaş diş konularıyla ilgili neler buldum neler. İnsanoğlu bedeninde nelerle yaşıyor, ağrımadan anlamıyoruz ne yazıkki. Diş bile ya çeneye kaynıyor yada diğer dişlere baskı yaparak görüntüyü ve ağız sağlığını gün be gün bozuyor. Tam tabiriyle yumurta kapıya dayanınca da soluğu hastanelerde alıyor. Çünkü;

''Yirmi yaş dişleri en son çıkan kalıcı dişler olduğu için, ağzınızda bunlar için yeterli boşluk olmayabilir. Bu da yirmi yaş dişlerinin dişeti dokusunun veya kemiğin altında veya başka bir dişin yanında gömülü kalmasına yol açabilir. Dişler gömülü oldukları takdirde şişme görülebilir.

Kısmen çıkmış veya çarpık çıkmış yirmi yaş dişleri de ağrıya , çapraşıklığa veya hastalığa yol açabilir. Yirmi yaşından önce çekilen yirmi yaş dişlerinin kökleri daha az gelişmiş olacağı ve bu yaşlarda yapılan diş çekimleri daha az komplikasyona neden olacağı için yirmi yaş dişleri için 16 ve 19 yaşları arasında muayene olunması tavsiye edilmektedir.'' diyor uzamanlar.

Ailede; en çok doktora giden, kendi işini kendi gören ve kendine dikkat etmediği için ilaç-hekim dostu olan biri olarak, adımı altın harflerle yazdırabilirim soyağacımıza mesela...
Bu seferki serimizde ise diş konulu bir sağlık terörü esti evimizde. Allahtan yalnız yaşıyorum ve ailem, en yakın arkadaşlarım sürekli gidip geliyor evime. Yani, istediğim zaman kalabalık oluyor istediğim zaman yalnız kalabiliyorum yandaki resimde...
Çalışmaya ve haftasonu planlarına kaldığım yerden devam ettiğim için de görüşmek üzere diyor, bugünlük aranızdan ayrılıyorum.

Herzaman söylediğim gibi bende konu bitmez, sizler sağlıkla ve hoşçakalın, kendinize iyi bakarken diğerlerine de bir zahmet iyi davranın :)