9 Ocak 2014 Perşembe

Oturuyorum !


Hem şikayet ediyorum hem de geçtiğimiz seneyi tahmin edilmeyecek bir biçimde oturararak geçirdim, hala oturmaya devam ediyorum !

 Galiba bir müddet sonra alışkanlık haline geliyor planları erteleyerek gelişine ve sakin yaşamak....
2 sene önce rekor kırarak nerdeyse her haftasonumu ve tüm tatillerimi değerlendirip, gezip görmek ve yeni yerler keşfetmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayarak geçirmiştim. Öyle denk gelmişti de denilebilir aslında...
 Yanımda herzaman kuyruk gibi birilerinin olmasına da gerek duymadan aklıma gelen heryere kendim gitmeye çalışıyordum. (paramın biriktiği ve ailemin destek olduğu kadarıyla heryere tabiki)
O yaşam tarzı da bünyede alışkanlık yapmış olacak,  sonrasındaki uzaklaşamama durumu bende boş oturuyorum hissi yaratmıştı. 2013'te ise 2-3 bilindik yurdum köşelerinden sonra dinlenmeyi tercih ettim. Niye bilmiyorum, acaba öyle olması mı gerekti yoksa resmen üşengeçlikten oturup kaldım mı diye sorguluyorum şimdi kendimi. Eş-dostla herzaman vakit-nakit-mekan üçlüsünütutturamayacağınız kesin ama illaki yanınıza birilerini bulmak için de beklemeyin !Belki benim gibi çevrenizdeki herkes yoğun çalışıyorsa ve acelem yok ha bugün ha yarın giderim derken bir bakmışsınız günler,aylar,seneler geçivermiş...
 Vakit-nakit varken, yaş henüz müsaitken ve yanınıza uyum sağlayabilecek insanlar bulurken gezmek lazım efendim. Ben bunu bilir bunu söylerim. Çok okuyan değil çok gezen-gören biliyor bu hayatta ve yanınıza kar kalıyor sağlıkta yapılan herşey.

Orta Avrupa, Bulgaristan-Yunanistan, İngiltere Fransa, İtalya ve sürekli Amerika'ya gitmek gibi işleri aradan çıkardım. Bu gibi ülkeleri ziyaret etmek biraz tefferuatlı ve masraflı olabilir fakat bilinmeyen birsürü yer varki ne vize isteniyor ne de öyle atla deve denilecek cinsten nakit dertleri var. Ülke yakınlarındaki yerleri öncelikli tercih etmeniz şartıyla, liste olarak şimdi bizleri kabul edecek yerlerin listesini yayınlıyorum. Listenin en uzaklarına da ihtiyacı olanlar değil de öncelikle gözönünden kaybolması gerekenler gitsin ! Bu ülkeyi terkettikleri zaman, sadece güzel insanlarla yaşamamız için bizlere bir iyilikleri dokunur belki :)

 
 işte Türkiye‘ye vize uygulamayan yeni ülke ve özel idare bölgelerinin listesi
 
Antigua-Barbuda, Arjantin, Arnavutluk,
Bahamalar, Barbados, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Brezilya,
Ekvador, El Salvador,
Fas, Fiji, Filipinler,
Guetemala, Güney Afrika Cumhuriyeti, Gürcistan,
Haiti, Honduras, Hong Kong,
İran,
Jamaika, Japonya,
Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kolombiya, Kore Cumhuriyeti (Güney Kore), Kosova, Kosta Rika, Kamerun
Libya, Lübnan
Makau Özel İdare Bölgesi, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritus,
Nikaragua,
Palau Cumhuriyeti, Paraguay,
Rusya
St. Vincent-Grenadines, Singapur, Solomon Adaları, Sri Lanka, Suriye, Svaziland,
Şili,
Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus, Tuvalu,
Uruguay,Ürdün,
Venezuela.
Moldova (2012 Kasım)
Yemen (2013)

 

6 Ocak 2014 Pazartesi

Ceplere Telefon


Elimiz-kolumuz ve en gerekli uzvumuzmuş gibi hissettiğimiz cep telefonlarımız her anlamda sağlığımızla oynuyor, artık bundan çok eminim !

Sadece yaydığı sinyaller radyasyon madyasyon bakımından da değil, psikolojimizi biyolojik saatimizi değiştiriyor resmen. Gece kalkıp uykumun ortasında birilerine cevap yazıyorsam,milletin gece yarısı eklediği resimleri beğenip tekrar yatıyorsam, biri arar ve ulaşamazsa merak eder diye en kısa mesafede bile (WC)  yanımdan ayırmıyorsam kendimden daha çok seviyorum demekki şu telefonu...
Heleki son yıllarda akıllandıkça akıllanan ve tasarımlarıyla bir aksesuar gibi elimizde taşınan modelleri, gündelik yaşantımızda sunduğu rahatlıklar ve yalnız kaldığımzda bile saatlerce bizi oyalayabilen aplikasyonları ile her derde deva maşallah !
Ben telefonda sohbet etmeyi sevmeyen ama aklıma gelen herşeyi anında söylemeyi seven biri olarak  hayatımdan çıkarmak istediğim telefonu artık yastığımın altında tutarak uyuduğumu farkettim. Kendime ne zararlar verdiğimi bir Allah bir de beynim biliyordur muhtemelen. Ama bir sağlık blogunda geçen şu cümleler farklı yönden düşündürürken güldürecek cinsten :)
Bakın cep telefonlarının zararları hususunda neler yazılmış...
* Gök gürültülü, şimşekler çakılı, yağmurlu bir havada cep telefonu ile konuşmak tepenize yıldırım düşmesine ve %99.9 ölmenize sebeb olabilir
* 5 yıldan fazla süredir cep telefonu ile konuşuyorsanız beyninizde ur çıkma olasılığı yüksektir.
* Dünyanın neresinde olursanız olun, istihbarat teşkilatları tarafından rahatlıkla dinlenirsiniz. Aleyhinizde bir dava açıldığında yetkililer soruşturma kapsamında sizin önünüze bütün telefon görüşme kayıtlarını getirirler siz rencide olur, şaşar kalırsınız.
* Cep telefonu operatörleri sürekli rekabet halinde olduğundan diğer operatörlerle konuşmak hep pahalıdır. Ayrıca devlet sizin cep telefonu ile yaptığınız görüşmeleri “özel işlem” olarak görür ve operatörler üzerinden sizden ÖİV(Özel İşlem Vergisi) alır bu da görüşme ücretlerine yansır.
* Eğer rehberinizde bir çok isim varsa ve siz ücretsiz danışma hattı gibi sürekli aranan bir kişi iseniz telefonunuz açık kaldığı müddetçe sürekli huzursuz olursunuz.
* Nostalji yaşamanıza engel olacaktır. “..zırrrr! zırrrrr!..” diye klasik fonda çalan eski sabit hat telefonlarının o nostaljik atmosferini size unutturur. Bu güzellikler de gerçekte yaşanmalı.
* Bir araç kullanırken seyir halinde cep telefonu ile görüşme yaparsanız kaza yapma riskiniz vardır. Hatta uçak yolculuğu sırasında bile kaza yapma riski yüksektir.
* Toplu taşıma araçlarının bir çoğunun fren sistemini etkilediği için seyahat sırasında telefonun sadece açık olması bile siz dahil sizden başka araç içinde bulunan bir çok kişinin de hayatını tehlikeye atar.
* Akaryakıt istasyonlarında bir gaz kaçağı var ise cep telefonunda gerçekleşen kısa devre istasyonu havaya uçabilir
* Cep telefonuna yerleştirilecek bir mekanizma ile birine rahatlıkla suikast yapılabilir.
* Sabit hatlarla görüşmek daha ekonomik ve kesintisiz olmasına rağmen siz artık bu telefonlara pek yaklaşmıyorsunuzdur.Çünkü bu telefonlar size kişisel değil umumi gelmektedir.
* Cep telefonunuz varsa pek de özel bir insan sayılmazsınız. Cep telefonunuzun sizin haberiniz olmadan başkasının eline geçtiğinde sizin hiç bir özeliniz kalmayacaktır. Hem kavga, hem de bilinmesini istemediğiniz herşeyi zoraki açıklama nedeni :)))
* Bel bölgesinde taşındığı vakit böbrek, prostat, karaciğer, bağırsak v.s bir çok organı olumsuz etkilemektedir. Cep telefonunu 3 yıldan fazla kullanan bir şahısta böbreklerinden birinin %70 işlevini yitirdiğini duymuştum.
* İki gün telefonunuz çalmaya görsün size hafakanlar basar. Gereksiz kuruntulara sebep olur. Unutulduğunuzu, ilgisiz kaldığınızı düşünürsünüz halbuki durum düşündüğünüz gibi değildir. Eskiden cep telefonu mu vardı acaba? Ama herkes birbiriyle daha çok görüşüyordu.
* İddia ediyorum cep telefonu, ikili duygusal ilişkilerde kullanıldığında yarardan çok zarar getirmektedir. Çünkü neyiniz var neyiniz yok her şeyinizi saatlerce anlatırsınız geriye hiç bir merak, gizem kalmaz, ilişki basitleşir. Çünkü telefonda konuşulan her şey eskimeye daha müsaittir. “Söz uçar, yazı kalır..” derler ya hani; eskiden insanlar birbirine mektup yazarlardı. Öyle güzel kelimeler kullanılırdı ki çiftler birbirine saygı duyarlardı. Şimdi neredeyse PTT kapanacak hale geldi. Allahtan kurumlar halen birbirine posta yolluyor. Bu cep telefonu hepten aldı götürdü bizim benliğimizi.
(Bi zamanlar sınırsız  konuşulan partner hatlar vardı, biz hep çok konuşmaktan kavga ederdik sevgilimle, az konuşunca kızıyorum diye suyunu çıkartırdık belkide, resmen konuşmalarımızı azaltmaya uğraşırdık, şimdi ise heryerden, herşekilde ulaşabiliyor birbirine çiftler aman ne romantik ! :)
 * Eğer 5 yıl içinde 2 tane cep telefonunu sebepsiz yere sırf daha yenisi, daha gösterişlisi olsun diye değiştirdiyseniz siz cep telefonu şirketleri tarafından mudavim müşterilersiniz. Onları zengin ettiniz, ülkenizi fakirleştirdiniz. Çünkü bir çoğumuz kendi üretmediğimiz cep telefonlarını kullanıyor ve sıkça değiştiriyoruz....