13 Haziran 2014 Cuma

Adamı delirtmeyin...

Söylediklerinize dikkat edin
düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinize dikkat edin
duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin
davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin
alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin
değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin
karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin
kaderinize dönüşür…demiş
Mahatma Gandhi..

Benimde inandığım ve genel hayat görüşüm olarak benimseyip uygulamaya çalıştığım ise 'Pozitif olun çevrenizi mutlu edin, sıkıntılarınızı ve saçma insanları Allaha havale edin, inat ettiğiniz olay-mekan-insan üçlüsünü zamana bırakıp gerisini düşünmeyin. Kendinizi düşünün ama bencillik etmeyin. Ya hep olun yada diretmeyin.
Söz dinleyin adamı delirtmeyin :)) Ne ekiyorsa insan şu hayatta onu günün birinde mutlaka biçiyor çünkiii...

Mutlu huzurlu sağlıklı ve hayırlı cumalar, iyi tatiller :)


12 Haziran 2014 Perşembe

Soğutmanın 8 yolu

Araştırma yaparken öyle güzel şeylere denk geliyorum ki bazen, resmen oturup uygulayasım geliyor :)
Aşağıdaki maddeler ise, hepimizin bildiği ama bazen farkında olmadığı için, bazen de bilakis uygulamak istemediği direkt yanlış yollardan oluşuyor. Alt tarafı 8 madde uygula ve rahat bir evlilik/ilişki yaşa.. Amma ve lakin, her hücrenizden manyaklık fışkırıyorsa kendizi o yola sokmanız bile imkansız :)) Ben baktım da, erkeği yada genel olarak erkek milletini delirtmek için bu yolları seçmemişim hiç.. Daha başka yollar var, belliki benim ''deliyi adam edemem ama adamı deli ederim'' şeklindeki mottom kesinlikle bambaşka maddelerden oluşuyor .İnsan olarak hepimiz içimizde herşeyi barındırıyoruz ama bazıları aynı anda hepsini nasıl barındırıyor merak konusu...
Yani kıssadan hisse; aşağıdakileri yap ve hemen herkesi kaybet ! Deyvid kapırfild'den daha etkili kaybetme yöntemlerini okuyun ve özeleştirinizi yapın...
DERLEYEN İSHAK ORHAN-PEDAGOG
1. YOL: Dedikodu:
Erkekler sürekli başkaları hakkında konuşan kadınlardan hiç hoşlanmazlar. Kendilerini böyle kadınların yanında rahat hissetmedikleri gibi, bu davranışı gereksiz bulurlar....( Ben bile buluyorum. onlar nasıl bulmasın?)
2. YOL: Para düşkünlüğü: Hiç bir erkek hayatınızdaki ilk tercihinizin maddi şeyler olmasını istemez. Çünkü evlilik zenginlikte-yoksullukta “evet” denilen bir kurumdur.( Paranın da satın alamayacağı şeyler hala var, emin olun! )

3. YOL: Aşırı kıskançlık: Her şeyde olduğu gibi kıskançlığın da aşırı olması erkeği evden soğutan bir durumdur. Allah’ın insana bahşettiği her duygu, yerinde ve kararında yaşandığında lezzet verir. (Aman Allah korusun! Ne bana ne ona)

4. YOL: Kendine güvensizlik: Bazı kadınlar yanlarında eşleri olmadan hiçbir şey yapamazlar. Hayatı paylaşımda kendilerine düşen görevleri yapmada dahi kendilerine güvenleri yoktur. Sürekli eşlerine bağımlıdırlar. Kendi karakterlerini ortaya koyamayan bu kadınlar, eşleri üzerinde bir yük gibidir. (Bende fazla mı güvenliyim ne =D )

5.YOL: Dırdır: Sürekli eleştiren ve hiçbir şeyi beğenmeyen kadınlar da erkekleri canından bezdirir.(Sürekli değil ama, ben bikere yaparım, tam yaparım)

6.YOL: Kronik sızlanmalar: Sürekli bir derdinden bahseden kadınlar karşılarındaki erkeği yorar ve sıkarlar. Çünkü erkek, kadının problemini mutlaka kendisinin çözmesi gerekiyormuş gibi bir hisse kapılır ve aynı konunun defalarca açılması eşinizi bezdirir. (Karnım aç, tuvaletim geldi, susadım, oram-buram ağrıyor her yola çıkışımda mevcuttur ama ''adam benle ilgilenmiyorsa'' bilerek yaparım )

7.YOL: Saçmalamak: Kuaförünün ne dediğinden, arkadaşının ne giydiğinden vb. gereksiz konulardan sürekli olarak bahsetmek erkeği çok sıkan bir durumdur. Unutmayın erkekler ve kadınlar farklı yaratılıştadır. Erkekler bu tip ayrıntılara önem vermezler. ( Birtek kendimle ilgili her ayrıntıyı bildiririm ben, es geçmem. İster saçma ister normal gelsin ''Şeytan ayrıntılarda gizlidir çünki'' )

8.YOL: Bekletmek: Bilinen en yaygın kadın hastalıklarından biri de bekletmektir. Özellikle de yatakta erkeğini bekletmek. Bu hareket erkeklerin en nefret ettikleri sırasında en üstlerdedir. ( Ne beklerim, ne bekletirim, bekleten olursa da, haydi canım güle güle! )

 

11 Haziran 2014 Çarşamba

Evde şenlik var

Hello ben geldim, aslında hep burdayım ama önceliklerim değiştiği üzere az ve öz yazmaya çabalıyorum.

Bilindiği üzere, yoğun ve keyifli bir sürece girdim. Arz-talep şeklinde ilerlemek için önce az biraz stok yapmam gerekiyorsa bende her müsait zamanımda yeni şeyler üretmek için eve kapanıyorum. Haliyle gecelerim uzadı ve gündüzlerim kısaldı. Uyku saatleri değişti ve günlük koşuşturmalar yön değiştirdi.
Normal zamanlarda gece 12'ye kadar bile ayakta duramayan ve ''uyu-muyorum bee gözlerimi dinlendiriyorum'' diyerek herkesin içinde sızan ben, şuan tasarım yaptığım işten kafamı kaldırdığımda saat sabah 3'ü geçmiş oluyor ! Herşeye rağmen, eski günlerdeki gibi müzik dinlerken birşeylerle uğraşmak muhteşem, tavsiye ediyorum...
Dün akşam ise, yeni ürün dizaynları yapmaya çalışırken dizi izlemeye başladım ama farkettim ki izlediğim dünyada yaşananlar ve dinlediğim müziklerle şekillendiğim bir hayal gücü meydana geldi ! Taşların, tasarımların rengi değişti, hüzünlü çizgilerle güçlü materyaller birleşti. ''Allahım galiba kafayı yiyorum'' derken herşeyi bıraktım, balkonda biraz daha kendimi dinlendirdikten sonra yattım, uyudum :)
Bu işin mutfak kısmında yaşananalardı. Birde sergi aşamasından bahsetmem gerekirse, çalışmalar hot couture (kişilerin özel beğenisine göre tasarlanmış, alıcıya özel tasarım) şeklinde devam ediyor. Sanırım beni heyecanlandıran kısım ise fikrin sadece kişiye özel yapacağım işler şeklinde ortaya çıkmasıydı...
Hal böyle olunca farkettim ki, dün akşam yapılanlar ya bende kalır yada kurt seyitle&suranın bitmek tükenmek bilmeyen ayrılışlarını, gerçekmişçesine kaçırmadan izleyen kitleye gider =)))
Günün birinde çok bilinen ve takdir edilen bir tasarımcı olursam 'sanatçı gerçek hayatın izlerini taşıyan koleksiyonuyla sevenleriyle buluştu' cümlesini tekrarlatacağım. Bunu yapacak gücüm var,kamyonla para kazanmasamda çok başarılı olabilirim. O nedenle bu haftaya ilham olarak, duygusal tasarımların yanı sıra komedi filmleri, eğlenceli müzikler ve rahat gezilerle kendimi beslemeyi düşünüyorum. Evde şenlik var, yardımcılarıma ve tasarımlarımı satın alan eş-dost-akrabaya duyrulur :)
Slow diyebileceğimiz müziklerin remixlerini buldum birde onları dinlerken ortaya neler çıkacak çok merak ediyorum :) Tavsiyem de şu ki, en sevdiğiniz şarkıların hareketli remix versiyonlarıyla kendinizi terapiye almanızdır. (Soner sarıkabadayının tüm slow şarkıları, arabada en sonki şarkısını son ses dinlemek, mümkünse dans etmek)
https://www.youtube.com/watch?v=hbr1Mp5oKK4
https://www.youtube.com/watch?v=oyoPJbWtM8I

Hadi linkler de uğraşmamak için kıyağım olsun, Sağlıklı mutlu ve üretken kalalalım ,yani  hoşçakalalım =)

9 Haziran 2014 Pazartesi

Go Burci Go !

Günaydınlar Türkiye,

Geçtiğimiz haftaya (Son 5 güne) iki cenaze, bir düğün ve bir taşınma sığdıran ben,  artık ''abondone olmak'' tabirinin sözlükteki karşılığı olarak yer alabilirim...
Hayat gerçekten çok garip ve acımasız, eline geçen her fırsatta da bunu kanıtlıyor resmen ! Cenaze evinden çıkıp düğün evine dahil oluyorum. düğünden çıkıp taşınma işlemleriyle ilgileniyorum ve bütün bu hayat gailesi arasında kendi markamı kuruyorum ! Şaka mı? Hayırrr, gayet ciddiyim... Kartvizitler basılıyor, pazar araştırması ve portfolyomu oluşturmak üzere tüm malzemeler tedarik ediliyor ve ben tasarımlarıma başlıyorum... Hatta başladım ve şuan kargoda olan satışlar, pozitif geri bildirimler ile daha da gelişerek , henüz dışarıya açmadığım bir marka sahibiyim...
İçinde aklımdan geçen her türlü somut ürünü bulunduruyorum. Hedef kitlem tabiki yok, genç-yaşlı-kadın-erkek üzerinde güzel durabilecek herşeyi, aklımın yettiği ve  elimden geldiğince hazırlayıp satışa sunuyorum. Çocukluğumdan beri herşeyi değiştirerek dizayn etmek ,piyasada olmayan kıyafetleri diktirip giymek, hediye edeceğim ürünlerin kendi elimden çıkması gibi alışkanlığımı profesyonel hayata döküyorum. Zaten yaptığım her işe kendimden birşeyler katmak fıtratımda vardı, iyi oldu :))
Bir diğer bakış açısıyla da, büyüdüm ben artık a dostlar =) hayallerim korkularımdan büyüktü, iyice büyüdü...
İşim gücüm çok, malum heran heryerde olabiliyorum (Kapalıçarşı-tahtakale pasajları-tekstil piyasasında bir çaylak olarak ekstra yoğunum)
Üretmek beni herzamankinden daha yoğun ve mutlu yapıyorsa , en önemlisi de herkes tarafından destek görüp işler büyütülüyorsa... Haydi hayırlısı yakında adımı dağlara yazdırırım ben :)

Ayrıntı çok ama diyeceğim o ki; Darısı başınıza, güzel şeyler üretebildiğimiz, yeniliklere açıldığımız ve kendi fikirlerinizle varolduğumuz iyi haftalarımız olsun, mutlu huzurlu ve sadece iyi insan (bilinçli-saygılı-dürüst) olmak için geçirdiğiniz günler dilerim...Gerisi beni ırgalamaz =)