2 Temmuz 2016 Cumartesi

Tek SORU

Son 1 sene içerisinde yazdıklarıma dönüp bir baktım da;
Sadece gezdiğim günleri yazmam gereken zamanlarda hep bir olaylar silsilesi, hep mahveden görüntüler ve ölümler, hep zor vakitler ve hep kelimelerin yetersiz olduğu anlardan ibaretmiş ve bazı şeyleri hep ertelemek zorunda kalmışız. Tüm bunların sonunda hala yaşıyor olduğumuza sevinememişiz bile  kısacası !! İnsan en çok da buna kahroluyor ya be kardeşim... 

Ayrıca bu son 1 sene bana öyle uzun öyle olaylı geçmiş ki, bukadar aksiyonlu yaşamamdan dolayı madalya taksalar yeridir derken buluyorum  çoğunlukla kendimi.

İş hayatı ve insan ilişkileri bakımından gerçekten çok zor süreçlerden geçtim. Çok şükür ki ailem ve en yakınlarım sayesinde sakinleştirilerek hayatıma daha da güçlü devam edebildim. Ya edemeseydim diye sormak dahi istemiyorum çünkü cinnet geçirmek, katil olmak ve güzel giden herşeyi mahvetmek çok da zor değil bu canım ülkede !
Başımdan geçen olaylar öyle trajikomik öyle saçma ki zaman geçtikçe gülebiliyor ve onca şeyi nasıl kaldırabildim ve katil olmadım diyorum ama bazen :) şaka yapmıyorum vallahi gayet ciddiyim. İnsan hayatı gerçekten pamuk ipliğine bağlı ve bir anda değişebiliyor herşey. Bu konu sadece benim için geçerli değil elbet, sizler de bir düşünün bakalım geçmişte nelerle sınandınız, nelerden vazgeçerken sakinliğinizi koruyabildiniz? Neyse ki geçmiş geçmişte kaldı ve biz yeni güne uyandıkça daha güzel ve daha kötü olaylarla karşılaşma şansını elde edebiliyoruz. Aldığımı her nefese bu mübarek gecede de şükürler olsun!
Gece gece yazmamın sebebi de şudur ki, ben çok düşünen dolayısı ile çok konuşan ve çok yaşayan biri olarak kafamı kurcalayan bazı sorulara cevap almaya uğraşıyorum. Dua ediyorum ve inanların, kalpten edilen her güzel şeyin gerçekleştiğine inanıyorum. Zamanı gelince herşeyi göreceğime inanıyorum hatta !  Bazen sırf bu nedenle sosyal medyada yazıyorum. Ürettiklerimi ve gezdiğim gördüğüm yerleri sosyal medya hesaplarımdan mümkün olduğunca paylaşıyorum ama sorgulamıyorum tabi ki herşeyi. Son zamanlarda az yazı yazıyor olmam çok dolaştığım içindir. Hem Dünya'yı hem kafamın derinliklerinde çok geziyorum. Görmek ve ortak olmak isteyenler instagram: venividivici_burci hesabından da takip edebilir...
Kafama takılan konular ise gayet genel geçer şeyler aslında. Gariplik ise cevabını bulamıyor oluşumda...
İlk olarak ayrıldığım zamandalarda kafama takılıyordu. Erkek arkadaşımla ayrılınca, çok benimseyerek çalıştığım işyerimden ayrılınca, en samimi olduğum arkadaşlarımla ayrılınca.. Hep uzaklaştıkça parçaları birleşiyordu o büyük resmin. Nankörlük, kıskançlık ve bencillik vardı işin içinde, yoksa bukadar zarar görmez ve düşünmezdim eminim ki. Yalan ise muhtemelen başı çekiyordu bu ayrılıklarda. Benim ve sevdiklerim adına yeteri kadar iyi niyet kalmadıysa başlıyordu beni içten içe kemirmeye o ilişki zaten..  Sevdiğim/değer verdiklerim ile aramızı bozmaya çalışan insanların gerçek yüzlerini görüyordum mesela. Gerçekleri zarar görmesinler diye fazla konuşmadığım halde bile, iftira atarak üste çıkmaya çalışan insanların kötü niyetleri kulağıma geliyordu her seferinde. Oysaki arkamdan konuşuyor ve kuyumu kazıyorlardı lakin bana er yada geç bir şekilde ulaşıyordu o art niyet! 
Kendi çıkarları yüzünden önüne çıkan herşeyi yakıp yıkıyordu. En güçlü ve tehlikeli bulduğu herkesi ortadan kaldırmanın derdindeydi adamın biri niyeyse, hem korkuyor hem devam ediyordu olmayanı varmış gibi göstermeye... Oysaki gerçeklerin birgün ortaya çıkma gibi bir huyu vardır'' anlayışını bilmiyor muydu ? Hesap sorma vakti gelecekti, farkında değil miydi acaba ??? 
Neyse örneklerim daha uzar gider ama geçenlerde şöyle bir yazı yazıp sordum ben de etrafıma. Cevabını yazan olmadı ama beğenen veya sessiz kalan herkes eminim ki düşündü üzerinde bir müddet... Şimdi sıra sizde.. Kendinize sorun önce ve benimle geçmişte veya hala iletişimde olduğunu bildiğim kişlere ithafen;

''Yaşım büyüdükçe, aklım erdikçe ve etrafımda olanları hayretler içersinde seyrettikçe kafamı kurcalayan tek soru;

Tecavüze uğrayan genç kızları yargılayanlar, yol ortasında öldürülen genç erkekleri görmezden gelenler, haksızlığa uğrayan ve sesi çıkmayan binlerce çalışanın ezilmesini her gün sessizce ve zevkle köşesinde izleyenler, sırf para hırsı yüzünden yapmayacağı halt kalmayan tanıdıklarınıza meydan okumanız gerekirken ve maddi-manevi her konuda ezildiğiniz halde sırf yalakalık uğruna sessiz kaldığınızda, insanları birbirine düşürüp ayırdığınızda tüm bu zamanların birgün kendi çoluk çocuğunuzun( özellikle de çocuk yapmak için planlar yapanlar )  başına gelmez, sizin en yakınlarınız ölmez veya günün birinde bu devran dönmez mi sanıyorsunuz siz acaba 😳😳😳
Bu saçma düzende neyi garanti ettiniz, kimle neyin pazarlığını yaptınız da anlaştınız, aile fertlerinizle hangi etik anlayışı sonsuza kadar taşıyacağının sözleşmesini imzaladınız siz ??? Güvendiğiniz kendiniz değilseniz kim? Çünkü Allah inancı-korkusu olan, kendine güvenmeyen veya çok ezilmiş insan işi değil tüm bu gerizekalılık !!! Etik değerleri uğruna yaşayanların hiç değil hem de !

Benim aklım artık yetmiyor, onca kalabalık ve gürültünün içinde susturamıyorum bu düşüncelerimi, ya çıkıp karşınıza tek tek hesap soracağım ya da biri lütfen bana ve benim gibi düşünenlere söylesin de bu merak sona ersin artık Tanrı aşkına !!!