19 Haziran 2015 Cuma

Nerde hareket, Orda bereket

Okadar fazla tatlı tüketmeme rağmen henüz obez olmadım yada henüz patlak vermedim.
Belki ileride ama şuan iyiyim ve gayet sağlıklıyım çok şükür!


Sanırım doğuştan gelen enerji, yerimde duramama, çok konuşma, çok gülme ve sürekli yürüme-gezme gibi alışkanlıklar beni olduğum kiloda tutuyordu şu yaşıma kadar. Tatillerde çok daha sakin ve yemek yeme alışkanlıklarım farklılıştığı üzere sadece haftaiçi bilerek ve isteyerek  harekette tutuyorum kendimi.Tabiki metabolizma hızı, yaş faktörü yada hastalıklar herşeyi birden değiştirebiliyor.

Amma ve lakin, ben bugün de herkese yardım ettim, herkesin işine el atarken hem onları güldürdüm hem yeni birşeyler öğrendim. Akşama yorulmadan eve dönersem rahat edemeyeğim için boş oturmuyorum hareket ediyorum :) Sizde haftasonunu hareketten, spordan ve sevdiklerinizle birlikte eğlenerek yapacağınız aktivitelerden uzak kalmayın..
Hayırlı cumalar bol kazançlar :)

Herhangi bir egzersiz programına bağlı kalmadan kilo vermek mümkün! İşte, spor ve egzersiz olmadan kolayca kilo vermenin 8 yolu varmış...

Yeterli miktarda uyuyun

Kilo almanın en büyük sebeplerinden birinin uykusuzluk olduğunu biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalarda yetersiz uykunun, bir şeyler yeme isteğini artırdığı ve kilo almaya sebep olduğunu ortaya çıkardı. Günde 7-8 saat sağlıklı uyku, gün içindeki yeme alışkanlıklarınızı düzene sokacak ve aşırı yeme isteğinizi bastıracak.

Su için

Su, yağ yakıcı bir içecek olmasa da kilo vermeyi kolaylaştırıyor. Gün içinde vücudunuzun ihtiyacı olan suyu içtiğinizde aşırı yemek yemenin de önüne geçersiniz. Vücudun susuz kalması çoğu zaman açlıkla karıştırılır ve bir şeyler atıştırma ihtiyacı duyulur. Açlık krizi yaşadığınızda bir şeyler yemeden önce mutlaka su içmeyi ve bir müddet beklemeyi deneyin.

Tartılmaktan korkmayın
Tartılmak her ne kadar moral bozucu bir şey olarak düşünülse de aslında gerçeklerle yüzleşmek kilo verme isteğinizi tetikler. Kaç kilo olduğunuzu net olarak bilmek, gün içindeki beslenmenize dikkat etmenize ve yemeği biraz kaçırdığınızda kendinizi frenlemenizi sağlar.

Yeşil çay için

Yeşil çay, yağ yakımı ve kilo verme konusunda etkili bir çaydır. Metabolizmayı hızlandıran yeşil çay, sinir sistemini tetikleyerek yağ yakımını artırır ve kilo vermeyi kolaylaştırır. Yeşil çayın içerisindeki kateşin adlı madde açlık hormonunu dengede tutar.

Az ve sık yiyin

Saatlerce aç kalıp büyük bir porsiyon yemeği mideye indirmeden önce bir kez daha düşünün! Öğünler arasına çok uzun saatler koymak, daha çok acıkmanıza ve buna bağlı olarak aşırı yemek yemenize neden olur. Küçük porsiyonlarda sık sık yemek yemek, gün içinde daha enerjik olmanıza ve az acıkmanızı sağlayacaktır

Sağlıklı atıştırmalıklar tüketin

Acıktığınızda eliniz ilk olarak bisküvi, patates cipsi ya da şekerli yiyeceklere mi gidiyor? Kilo vermek istiyorsanız, işe ilk olarak mutfak dolaplarınızdaki ve ofis çekmecelerinizde bulunan sağlıksız atıştırmalıkları çıkarmakla başlayın. Ara öğünlerinizde taze meyve, ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler ya da yoğurt gibi sağlıklı besinler tüketerek aşırı kalori alımının önüne geçmiş olursunuz.

Beslenme günlüğü tutun

Yapılan pek çok araştırmada beslenme günlüğü tutan kişilerin daha az yemek yediklerini ve günlük tutmayanlara oranla iki kat daha hızlı kilo verdiklerini biliyor muydunuz? Gün içinde yediklerinizin listesini tutmak, aşırıya kaçmanızı önlerken sizi kilo verme konusunda da motive eder.

http://saglik.mahmure.com/diyet-fitness/Egzersiz-Yapmadan-Kolay-Kilo-Vermenin-8-Yolu_1095356

18 Haziran 2015 Perşembe

Altın Kurallar/Kurallarımız


Kim olduğu çok da önemli değil, eğer ki biri/birileri hislerime, sözlerime ve benliğime tercüman oluyorsa, ben az konuştuğum halde beni çok anlıyor ve yormadan hep yanımda olduğunu hissettiriyorsa, onu sonsuza kadar başımın üstünde taşımak geliyor içimden :)

Bu durum çoğu kez köşe yazılarında, birinin konuşmasında yada hayat hikayesinden yaptığı örneklemelerde bile dikkatimi çekebiliyor. ''Hay yaşşa!  nasıl da beni tarif ettin'' diyorum.
Bu nedenledir ki; değerleri ve enerjisi birbirini tutan insanlar,  daha çok yazmalı, daha çok konuşmalı ve daha çok paylaşmalı diyorum ve doğuştan gelen ya da kendinizi geliştirerek harmanlayabildiğimiz, kısacası bana en uygun prensipleri bir yazısında dile getiren ünlü Oprah Winfre ablamızın maddelerini aşağıda paylaşıyorum. Yanlarına da bana neden uyduklarını kendimce aldığım aksiyonları yazdım.

Sağlık ve huzurla okuyun, Nasıl olsa sizde bu ilkeler mevcutsa eğer, zaten gerisi geliyor diyorum ..


1- Hayatını başkalarını mutlu etmek için yaşama.(herzaman mutlu edemezsin çünkü)

2- İleri gitmek için kendin dışındaki güçlere dayanma.(torpille ve başkasının gücüyle işim olmadı hiç)
3- İş ve özel hayatında uyumlu ve merhametli ol.(Herzaman merhametim ağır basıyor zaten.)
4- Çevreni seni ileri götürebilecek insanlarla doldur.(yaş ilerledikçe ve eledikçe öyle oluyor.)
5- Nazik ol. (Herzaman olamasamda, hakedenlere pek naziğimdir)
6- Bağımlılıklarından kurtul.(İsteyince herşeyi ve herkesi bırakabiliyorum.)
7- Etrafında her zaman en az senin kadar akıllı ya da senden daha akıllı kişiler olsun. (Gayret gösteriyorum, aptallara tahamülüm yok çünkü.)
8- Eğer motivasyonun sadece paraysa, her şeyi unut gitsin.(Parayla işim olsaydı daha farklı yerlerde olabilirdim.)
9- Asla gücünü başkalarının eline verme.(Gücümü kullanan yada sömürenleri hayatımdan çıkarıyorum.)
10- Hayallerinin peşinde giderken ısrarcı ol. (Israrı sevmem ama bazen inat edebiliyorum.)   




17 Haziran 2015 Çarşamba

Turuvalı Helen

Başlığımdan da anlaşılacağı üzere, 2 gündür ortalarda Turuvalı Helen gibi dolanıyor hatta girdiğim bu ruh halinden de gayet memnun görünüyorum:)

Henüz kendisini tam olarak hissettirmese de, yaz mevsimi resmi olarak ülkemize gelmiş ve beni de tam olarak moda geçirmiş bulunuyor. Zaten bir ay içerisinde 2 kez Dubai'ye, bu haftasonunu da Alaçatı'da eşsiz bir haftasonu kaçamağı geçirerek beyin ve vücut koordinemi son hızda sağlamış durumdayım. İhtiyacım olan tek şey, deniz-kum-güneş, rakı-kavun-peynir ve eş-dost,alışveriş diyorsanız, tam olarak bendensiniz yani şöyle yanı başıma geçebilirsiniz :)

İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun önce yaşamak sonra da tatile çıkmak (rahat yaşamak) için çalıştığını varsayar isek, yazın gelmesiyle hareketlenen ruh durumumuzun  neden bu denli önemli olduğunu anlayabiliriz.

Ege kıyılarında geçirilen 3 tam gün ise arkadaşlarım için yeterli, benim için de doyamasam da gayet verimli geçti ve işime tam konstantrasyonla dönmeme neden oldu diyebiliriz...
Pazartesi sendromu olmaması nedeniyle kısa tatillerinizden haftaortası dönmenizi tavsiye ediyorum. İşlerinizi bitirmeye ve yoğun toplantı gündeminizi tamamlamaya çalışırken hafta bitiyor ve siz yeniden dinlenmek için fırsat buluyorsunuz.  Bu yazdıklarım evli ve çoluk-çocuklular için de geçerli çünkü diğerleriyle ilgilenmek için zamana ihtiyacınız oluyor ve kendi yorgunluğunuzdan fırsat bulamayabiliyorsunuz. O nedenle ben; çoğu kez aile fertleri, arkadaşlarım ya da o anki sevgi yoğunluğuma göre özel arkadaşlıklarımın hepsini aynı yerde topluyor, bence mükemmel ve unutulmaz tatillere imzamı atıyorum. Sonra da melek gibi işimin başına geri dönüp kaldığım yerden devam edebiliyorum. Teknoloji bölümünde çalışan biri olarak da gündemi ve gelişmeleri çok yakından takip etme zorunluluğum ile tatilim süresince hiçbirşeyden geri kalmıyorum.(Mesleki deformasyon bu olsa gerek!)
Neyse ki benim gibi yıllık izinlerine istediği vakit çıkan, ailesiyle güzel tatiller geçiren herkesin şu günlerde daha mutlu ve huzurlu olabileceğine inanıyorum. Ramazan süreci ise bu gece itibariyle başlıyor ve etkisini herkeste farklı göstereceği üzere (kimisinde aşırı sinir kimisinde huzur) tüm Müslüman alemine hayırlı olmasını diliyorum.

Turuvalı Helene'e gelince de, hayat hikayesi biraz karışık ama başına ne geldiyse güzelliğinden gelmiş. Tahtını yapmışlar ama bahtını yapamamışlar bu kadıncağızın :)
Sadece benim aklımda aşağıdaki kısımları kaldı, ben yunan miteolojisindekiler gibi giyinmeye devam ederken siz de blogumu okumaya devam edin...
Şimiden herkese keyifli seyirler musmutlu tatiller diliyorum....(Fesatlar güneşin altında çok kalıp cayır cayır yansın pls, beni uğraştırmasınlar yaz günlerinde)

Helen (Helene) veya Truvalı HelenMenelaos'un Paris'e aşık olunca kaçan karısı. 
Yunan mitolojisine göre Truva savaşına neden olan dünyanın en güzel kadınıdır.
Tarihte pantolonu ilk giyen kadındır. (Paris'in pantolonunu giymiştir.)
Altın sarısı saçlara, zümrüt yeşili gözlere sahip olduğu söylenmektedir.
Ayrıca Freud'un Elektra Kompleksi adını verdiği psikolojik duruma adını veren Elektra'nın (tek) teyzesidir.
Aslen Spartalı olmasına rağmen o hep Truvalı Helen olarak anılmak istemiştir. Ve bugün Truvalı Helen olarak bilinir.