2 Ağustos 2018 Perşembe

HayaT

Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür. Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, “Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem.”


Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda şöyle demiş: “İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor… Düşünmekten korkuyor,sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için.Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.” 
Shakespeare olmak gerekmiyor lakin bildiğim tek şey var ki, insanlar yaptıkları her bir şeyin evrende bir karşılığı olduğunun farkında değiller ve gün olup devranın döneceğinden asla korkmuyorlar. Kötünün veya kurnazlığın kazandığı bir dünyada yaşadığımızı varsayıyor olabilirsiniz.

''İnsanoğlu; ağzından çıkan cümlelerin, beyninde çıkan düşüncelerin bütün evreni dolaşıp, tekrar onlara geri döndüğünü bilse, çok daha dikkatli olurdu'' demiş Albert Einstein.Ben çok konuşup açıklama yapan, durduk yerde millete malzeme çıkaran, iyi niyetinden çok zarar gören, fazla vicdan yapan, affettiğim herkesi tekrar hayatından çıkaran bir insan olabilirim, bile bile hatalar yapmış bile bile birilerinin canını acıtmış da olabilirim ama bu kötülükle beslendiğim ve ömrümün geri kalanında başkalarını mutlu etmeyeceğim anlamını da taşımıyor. Aksine başkalarına yaptığım yardımların, tabiata duyduğum saygının, ailem ve arkadaşlarıma duyduğum sevginin bana mutlaka geri döndüğünü görerek ve bilerek daha da fazlasını yapacağım. İntikam almanın birsürü çeşidi var ise onu da önce inançlarıma sonra kendi gücüme bırakacağım. Bazen kenara çekilip hayatın kendi uyguladığı taktikleri izleyeceğim, bazılarına ise zamanın adaletini göstereceğim. Madem 'yanlış hesap Bağdat'tan döner' diye bir laf var, madem yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış diyerek herkesin kendi kaderini yaşamasını izleyeceğim...Mesela bu dünyaya getirdikleri çocuklarıyla bol bol sınanacak olanlara, başkasının mutsuzluğu veya başarısızlığıyla keyif duyup hak yiyenlerin ve hatta aynı olayların kendi başına  gelmesinden korktuğu üzere vicdan rahatlatmaya çalışan bu nedenle saçma sapan yollar izleyenlere, günah çıkarıp kendince bitti gitti sananlara, herşeyin en güzel gittiği anlarda söylenecek en güzel sözün ''korkunun ecele faydası yok'' her neye inanırsan inan (Yaradan, evrim, karma, enerji, ulu manitu) ettiğini bulmadan bu dünyadan göç etmeyeceksin demek istiyor ve 'umarım tüm yaşantınız içinize siniyordur' dileklerimle sizi size bırakıyorum :)