18 Temmuz 2014 Cuma

Önce bilseydim

Yaş 30'u geçince uygulamadığımız için pişamn olacağımız bazı şeyler varmış.. 30 maddede toplansa nolur demiş olacaklar ki aşağıdakileri buluvermişler...

Yaşla alakalı olsun yada olmasın, baktım da çok doğru tespitler..Yaş takıntım kendi adıma asla olmadı, keşke demekten hoşlanmadığım için ve çok şükür büyük keşkelerim olmadığı üzere de herşeyi iyiki yapmışım derim herzaman, zaten şurda 30'a ne kaldı fakat maddelerin %85'i tecrübeyle sabit bende :)

Benim ilgilendiğim ise en sonki madde olan mucize konusu. Arama mucize zaten sensin satırını dikkate almanız ve güzel bir haftasonu geçirmeniz dileğiyle, hoşçakalınız...

1. İlişkilerin sona erdiğinde her seferinde kendini suçlama! Sevgilinden ayrılmak dünyanın sonu değil. Geriye dönüp bakma ve hayatına devam et. Senin için doğru insan ‘o’ olsaydı şu an bu durumda olmazdın
2. Her şeye sahip olamazsın. Sahip olduklarının değerini bil ve onlarla mutlu olmaya çalış.
3.Birinden ayrıldıktan sonra, başka insanların ilgi ve çabalarına karşılıksız kalma. Onları elinin tersiyle itmek yerine bir şans tanı. Sana hak ettiğin değeri vermeyenlere kendini sevdirmek için uğraşma. Yaralarını doğru insanlarla sarmaya çalış.
4. Kötü alışkanlıklarından biran önce kurtulmaya bak.
5. Her zaman tutkulu ol ve geride iz bırak.
6. Zekânın gücünü asla göz ardı etme. İnsanları zekânla baştan çıkarabilirsin
7. Çocuk gibi davranmak erkekler/bayanlar tarafından genellikle tatlı bulunsa da, eğer aşırı boyutlara ulaşırsa ‘ergen’ damgası yiyebilirisin.
8. ‘Zaman her şeyin ilacıdır’ sözüne inanma
9. Kendini değiştirmeye çalışma ve değiştirmek isteyenlere de asla izin verme. Seni nelerin mutlu ettiğini bul. Hiç kimseyi kendi isteklerin doğrultusunda yontmaya çalışma.
10. Zamanı kendine ne tehdit olarak gör ne de ona çok umut bağla, her zaman aradaki dengeyi sağlamaya çalış
11. Kıskanç bir dost, en kötü düşmandan beter. Herkese ‘dostum’ diye güvenme
12. Güvenilir ol, ama öncelikle kendine güven.
13. Zamanını akıllıca kullan, boşa harcama.
14. İhtiyacın olduğu anda yanında olan insanlar gerçek dostlarındır.
15. Ne zaman istemediğin bir olayla karşılaşsan, kendine “bundan daha iyisini hak ediyorum” de ve değişim için çaba göster.
16. Senin için en doğru kararları sen veririsin, başkaları değil.
17. Özgüvenli gözükmeye çalışma, başarılar elde ettiğinde zaten o özgüven kendiliğinden gelecek
18. ‘Hayatının aşkında’ pek çok aşkı bir arada yaşamalısın.
19. Senin sevgine layık olmayan insanları düzeltmeye çalışma.
20. Sen de dâhil olmak üzere hiç kimse kusursuz değildir.
21. Hiç kimsenin seni kullanmasına izin verme!
22. Hiç kimse iyilik meleği değildir. Kötü yönlerini de kabullen.
23. “İlk mesajı ben atmam” deme. İlişki çift taraflı bir şeydir
24. İnsanlar kendileri başta olmak üzere herkese yalan söylerler.
25. Başkalarından saygı göreceğin bir hayata sahip olmak, internet üzerinden ‘like’ almaktan daha değerli.
26. Kendini kısıtlama ve bazı şeyleri olacağına bırak. Kimseye ve özellikle de kendine açıklama yapmak zorunda değilsin.
27. Düşünmeden konuşma. Öncelikle söyleyeceklerini bir süzgeçten geçir
28. Kendini en iyi sen tanırsın. Hayatından memnun değilsen değiştirmek sadece ve sadece senin elinde
29. İş hayatında ortaklık kurduğun insanlar sana yardımcı olmuyorlarsa ve bütün iş senin üstüne kalıyorsa, rahatsızlığını dile getir ve gerekirse ortaklığı boz.
30. Sihirli bir değneğin hayatını değiştirmesini bekleme. Aradığın mucize aslında sensin.
http://www.radikal.com.tr/fotogaleri/hayat/keske_30umdan_once_bilseydim_dedirten_30_sey-1202178
 

17 Temmuz 2014 Perşembe

İş Sağlığı ve İş Güvenliği


Geçen haftaki kişisel iş kazamdan sonra şirkette baya baya üzüntü yarattım hatta alay konusu bile oldum.

Nasıl bir soğukkanlılık ise, ya inanmazlar diye resmini çektim bide parmağımın her dakika yavvv :)))
neyseki sıkıntılı ruh halim daha akşamına bandajlardan kurtulup yazlığa kaçtı ve haftasonu hiç çıkmadan denize girdi. Nasıl olsa aşılarım tamam bu saatten sonra vursalar kanım akmaz!
Gel gelelimki kendime bir yaptırırımım olmadığından bundan sonraki zamanlarda daha dikkatli ve tedbirlerimi alarak devam etmemde fayda var. Ya iş yerimde başıma birşey gelseydi diye düşünürken ise iş sağlığı ve güvenliği müdürü ve uzmanlarımızla sohbetimizden öğrendiklerim devreye girdi. ( sohbet değil resmen öğlen yemeğinde makara konusu olarak masaya meze oldum, hani bir paradodide adamın kafasına balta giriyodu ve o şekilde sakin sakin dolaşıyordu ortada. benimkide biraz o hesaba geldi çünkü =D )
Neyseki çok büyük sayılacak iş kazalarım olmadı, şirkette çok yüksek topuklularla dolaşıyorum ve yerlerimiz sürekli kurulanıyor, diğer çalışanlarımız içinde tü önlemler mümkün mertebe alınıyor. Fakat bu işin bir kanunu var imiş. O da aşağıdaki gibiymiş. hadi okuyun kendinizi koruyun...
 
6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu, işveren ve çalışanların, işyerindeki iş güvenliği ve iş sağlığının sağlanması ve mevcut koşulların iyileştirilmesi için yetki ve sorumluluklar ile hak ve ödevleri düzenler.
  Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.

 Bu Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.
Ancak aşağıda belirtilen faaliyetler ve kişiler hakkında bu Kanun hükümleri uygulanmaz:
a) Fabrika, bakım merkezi, dikimevi ve benzeri işyerlerindekiler hariç Türk Silahlı Kuvvetleri, genel kolluk kuvvetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının faaliyetleri.
b) Afet ve acil durum birimlerinin müdahale faaliyetleri.
c) Ev hizmetleri.
ç) Çalışan istihdam etmeksizin kendi nam ve hesabına mal ve hizmet üretimi yapanlar.
d) Hükümlü ve tutuklulara yönelik infaz hizmetleri sırasında, iyileştirme kapsamında yapılan işyurdu, eğitim, güvenlik ve meslek edindirme faaliyetleri. http://www.iskanunu.com/images/dokuman/diger-kanunlar/6331-sayili-is-sagligi-guvenligi-kanunu.pdf



16 Temmuz 2014 Çarşamba

Yetiş Burci

Geçmiş olan dünden hiç yad etme, yarın da geImemişken feryad etme, düşünme geIeceği de geçmişi de, şimdi şen oI da yaşamı berbad etme... diye Ömer Hayyam'ın sözleriyle başlıyorum bugüne.

Aslında başlamaya pek halim yok öğlen oldu hatta çarşamba oldu 2 gün daha yazmasam bu haftayı da yerim...Resmen önceliklerim değişti, uyku saatlerim azaldı kişisel işlerimi yetiştiremiyorum derken birde şu blogu hergün yazamazsam resmen içime dert oluyor. Kurumsal iş hayatım sabah-akşam aynı saatlerde. Esneklik benim veya yöneticimin insiyatifiyle değişebilir çok sık olmamakla beraber. Yeni departman toplantılar derken oyalanıyorum ve zaman gerçekten geçiyor. Fakat kendime ayırdığım zamanlarda bi enterasanlık oluştu ki gün yetmiyor yetmiyorrrrrr diye dolanıyorum ortalarda...
Hatırlıyorum da birkaç ay öncesini (yazılarımda da mutlaka satır arasında geçmiştir) gün geçmiyor geçmiyoooooooooooooooor diye feryat ediyorken şu günlere nasıl geldim bilinmez. İnsanoğlu çok garip vesselam, kolayımız yok..! Çok yoğunum, çok boşum, çok sıcak, yok çok soğuk çok şöyle-böyle diye gider bu konu sabaha kadar... Hani o an 'ne' elimizde değil ise onu özlüyor ve istiyoruz kavuşunca da kıymet bilmiyoruz gibi sayko bir durum hakim konuya.. Ama benim genel olarak ruh halim hep arkama bakarak yaşamak yada geleceği düşünerek belirsizliklere kapılmak olarak ekranlarda boy gösterir :)
Bugünü yaşarken içindeki güzellikleri farkedemem çünkü çabuk geçer, sıkıntılı zamanlar ise hiç bitmeyecek gibi gelir. Amma velakin şu bikaç aydır bıraktım herşeyi oluruna etliye sütlüye karışmıyorum su akıyor yolunu buluyor. Başıma ne gelse iyi/kötü olacağı varmış diyerek üzerinde fazla kafa yormuyorum. Hatta şaşıramıyorum bile. Sanırım bu benim kişiliğimdeki insanlar için çok güzel yaşanan bir zaman dilimi. Umarım ki benim gibi hiperaktif olan herkes için böyledir. Yaz geldiği için de olabilir çünkü çok hızlı yaşıyorum plan yapmıyorum ve anında herşeye dahil olabiliyorum. İş yemeklerinden çıkıp direk yazlığa arkadaşlarımın yanına koşuyorum mesela :) topuklulardan parmak arası terliğe geçmek en büyük zevkim...
yani ayrıntılarda boğulmadan diyeceğim şudur ki, canım isterse yazıyorum istemezse yazmıyorum. tasarımlarım son hızıyla devam ediyor bu arada. Haftasonları üretim yok, kişisel iş olduğu için müşteri portföyüm bekliyor çünkü daha güzel işler mecbur bırakılmadıkça çıkıyor.. E birde ruhunuzu katarak zor şeyleri kişilerin özellikleriyle birleştirince ortaya tadına doyulmayan işler çıkıyor :) şuandaki hayatımı özetlemem gerekirse dünle yarınla bugünle değil, kendimle ve şuanda yürüyorum. Araştırma konularını ise sıradaki yazılara saklıyorum. Kendinize iyi bakınız hoşçakalınız takipçilerim....