11 Temmuz 2014 Cuma

Son yardim !

Gecikmiş bir ilkyardım konusundan sonra bir problem çıkarmakta hiç gecikmeyen ben ''işte geldim burdayım, ben bu işte ustayım'' diyerek yazıma başlıyorum, tabiki sargılarda görünen baş parmağım ile..

Görünmez kaza, iş kazasının en saçma şekli yada sakarlıkta bir dünya markası olmak gibi ana başlıklarından yola çıkarak başıma gelen olayı hemen hızlıca özetliyorum :) Düşünün ki elinizde bir lastik var ve ucunda kocaman bir iğne. Biryandan görüntülü olarak annenizle telefonda konuşuyorsunuz biryandan da elinizdeki işleri yavaş yavaş halletmeye çalışıyorsunuz. Elinizdeki iş kişiye özel bir tasarım işi ve günlerce sürse bile bitirmek zorundasınız çünkü aynı zamanda keyif alıyorsunuz. Ama sakin sessiz yürütmeniz gereken bir konu çünkü dikkatiniz dağılınca o gergin lastikteki iğne elinizden kaçıp diğer parmağınızdan tak diye girip diğer taraftan pat diye çıkıveriyor !!! Evet şimdi 20 saniye durun ve gözünüzün önüne kendi başınıza geldiğini getirin. Eğer hala bayılmadıysanız yazıyı okumaya devam edebilirsiniz :)))
O an daha büyük birşeyde olabilirdi fakat düşündüğünüz tek şey, hayat duruyor sanki, çünkü telefon ekranının diğer ucunda anneniz size bakıyor sizde parmağınıza bakakalıyorsunuz dolayısıyla hiçbirşey .
Ben bu tip durumlarda, eğer ki yanımda benden daha panik yada her konuda daha aşırı bir insan olması halinde inanılmaz soğukkanlı ve otokontrollü bir insan olup çıkıyorum. garip ama gerçek ! yine aynı şey oldu. Anneme seni 2 dk sonra arayacağım diye telefonu kapattığım gibi üzerimde pijamalar, elimde saplı bir iğne ve tek başıma arabaya atladığım gibi acilde alıyorum soluğu. Doktora yalvardım çıkarmayın böyle kalsın bu iğne diye. Çünkü adam penseyle çıkaracak, ortalığı kan götürecek ve benim o cool tavrım o an orada bitiverecek ! Çünkü dokununca acıyor, dokunmazsa bi ömür onla yaşarım gibi geldi nedense :) sonunda çılgın doktorum beni konuştura konuştura gerçekten de penseyle o iğneyi ordan çıkardı ve tetanoz aşısını acımadan yaptı. (neyse sinirlenince kudurup saldırmaya az kalmıstı, iyi oldu isirsamda bisey olmaz artik)
Tüm bu trajikomik olayları belgelemek için de her anımı resme aldım çünkü anlatsam kimse bukadarana inanmaz hatta abarttığımı sanırdı...Neyseki burdan paylaşmıyorum ve kendime güvendiğim her konuda olduğu gibi bunda da belgelerim var, anı olarak da çocuklarıma saklayabilirim :)
Zaten butun sirkete teek tek anlatmak zorunda kaldim. Ne sehittir ne gazi **k yoluna gitti Niyazi diye :)

sakin sakin oturdum islerimi yaptim Allahtan gelen gidenim cok ben surekli eski departmanimdayim derken gun bitti.. Zaten asiri sicak bende bandajlarimla nasil denize girerim planlari yaparak bu haftayi bitiriyorum. Kendinize iyi bakin mukayet olun olaylara karismayin tek parca halinde yasayin dileklerimle ayriliyorum...

10 Temmuz 2014 Perşembe

İLK Yardım

Geçtiğimiz hafta 2 günlük bir eğitim sonrasında izne çıkmıştım. Malumunuz konular epeyce birikti, espriler ve yeni bilgiler havalarda uçuştu fakat ben blogumdan hiçbirini aktaramadım. Akabinde hergün çekilen yeni resimler ve bulunan konular da kenarda kalmış oldu. Ben aklıma geldikçe önceki konuları çıkarıp mutfak masasına yatıracağım :)

İlkyardım konusunu ise gerçekten aktarmam gerekiyor çünkü hayatımda böyle bir sorumluluk duygusunu çok az defa, bu denli korkar ve hazır olarak hissetmiştim. Yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak koşulu ile alınan sertifika sonrasında herhangi bir müdahale gerekliliğinde ''açılın ben ilkyardımcıyım '' diyebileceğim. Diyeceğim demesine de kendimi nasıl okadar soğukkanlı tutacağım bilinmez. Allah göstermesin ama eğer mecbur kalırsamda ne uygulama yapacağım nelerden kaçınacağımı çok iyi biliyorum. Yaralı veya hastanın hayatta kalması için ilk müdehale benden gelebilir. Resimde görüldüğü üzere etrafımdakileri gülme krizine, hastayı ise çok konuşup komaya sokmazsam ben bu göreve hazırım :)

İlkyardım tanım olarak , herhangi bir hastalık veya kaza sonucu sağlığı tehlikeye girmiş olan kişiye olay yerinde sağlık personeli gelinceye kadar durumun kötüleşmesini önlemek için ilaçsız olarak eldeki imkanlarla yapılan müdahalelerdir. Doğru uygulandığı takdirde hayat kurtarır ve geride paha biçilemez duygular bırakır. yardım etmeyi çok severim ama hayat kurtarmak bambaşka bişey olsa gerek...
Eğitimin İçeriği ise;
1-Genel İlkyardım Bilgileri
2-Hasta,Yaralı Ve Olay Yeri Değerlendirmesi
3-Temel Yaşam Desteği
4-Kanamalarda İlkyardım
5-Yaralanmalarda İlkyardım
6-Yanık, Donma ve Sıcak Çarpmasında İlkyardım
7-Kırık, Çıkık Ve Burkulmalarda İlkyardım
8-Bilinç Bozukluklarında İlkyardım
9-Zehirlenmelerde İlkyardım
10-Hayvan Isırıklarında İlkyardım
11-Göz, Kulak Ve Burun’a Yabancı Cisim Kaçmasında İlkyardım
12-Boğulmalarda İlkyardım
13-Hasta ve Yaralı Taşıma Tekniklerinden oluşuyordu. Ben daha önce üniversitede gördüğüm derslerden ve ehliyet sınavından hatırladığım kadarı ile tüm bilgileri gözden geçirdim. Umarım bu konuda bilinçlenmek isteyen herkes elinden geldiğince birşeyler yapar ve yardımları ne ilk nede son olur :)
Şimdilik farkındalıklar dileyerek aranızdan ayrılıyorum. hoşça ve sağlıkla kalın...

8 Temmuz 2014 Salı

Büyüdüm de Geldim

 Geçen hafta yazılacak çok konu vardı fakat biraz zorunlu biraz da tatil amaçlı kaçtım gittim buralardan, çocuğum gibi sevdiğim blogumdan :)
Ben,  iyi bir eş, anne, yazar, çizer ve tasarımcı olmak için vizyonumun geniş olması gerektiğini ve ilham aldığım herşeyi önce hayatıma sonra hayatımı oluşturanlara entegre etmem gerekliliğini savunurum herdaim...
Bu nedenle işyerim ve tasarımlarını yaptığım diğer işime azcık ara verip geri döndüm. Yeni bir yaş, yeni bir departman ve yeni bir ben ile istanbuldayım...
Öncelikle geçtiğimiz haftaki konuları ayrıca haftaiçinde ele almayı planlıyorum çünkü gerçekten faydalı bilgiler ile hayatıma renk kattım. Sonrasında ise doğumgünümü uzaklarda kutlamak üzere izne çıkıp Alaçatı/Çeşme'nin eşsiz deniz-kum-güneş üçlüsüyle taptaze olduğumdan bahsediyorum...
Aslında 1 yaş daha olgunlaşıp yeni renklerle doldum. İş yerinden bir kız arkadaşım ile çıktığımız başbaşa tatil, kaldığımız oteldeki güzel aile ile süpriz doğumgünü partisine dönüşüverdi.
Hersene istanbul-yazlık-aile arasında kutlanan hummalı çalışmaların sonucundaki ayrı partilerin aksine bu sene çok sakin olmak adına uzaklaştığım yerde yeni arkadaşlıklar ve aile dostlarımızın mekanında dinlendirken bu denli güzel bir kutlama yapacağım aklımın ucundan geçmezdi...
30. yaşımda nasıl olur bilinmez ama farkettim ki plansızca çıkılan yollarda kazandığım tecrübeler ve güzellikler asla unutulmayacak...

Resimlerden de anlaşaılacağı üzere öyle güzel renkler ve müziklerle geçirdiğim günlerin yanında ben bile sönük kalabilirim. Müzik demişken paylaşmak istediğim diğer anım ise, 1 senedir dilime dolanan ve heryerde tarafımca  klibe dönüştürülen bir şarkının gece-gündüz boyunca gittiğimiz her mekanda DJ kabininden Erdem Kınay&Merve Özbey iklisinin canlı olarak şarkılarını söylemiş olması evrene göönderdiğim mesajlar sonucunda ise, ''hem memnun olurum hem de isyan ederim'' niteliğindeydi. Çünkü birşeyi bukadar isteyip karşıma çıkana kadar uğraşmama ne demelidir acaba??? Zaten şu enerjimi doğru alana kanalize etsem dünyanın sonu gelecek diye düşünüyorum artık :)))

Neyse hal böyleyken her detayı ile akıllarda kalacak yeni bir yaşa daha başlamış oldum :) devamında herşeyin hayırlısını dileyip mumları tek nefeste üfledim. Günlerdir süren yazılı sözlü süprizli kutlamalar an itibariyle kesildi. Fakat birkez daha anladım ki yaşlanmak değil, sevdiklerinizle yaş almak dünyanın en güzel ve anlamlı olgularından biri. ve bende kutlamalara cevaben demek istiyorum ki;
Canlar, cananlar..
Her sene biraz daha fazla hissettirerek seven sayan koruyan kollayan, desteği, dürüstlüğü ve anlayışıyla herzaman yanimda olan güzel insanlar...(onlar kendilerini biliyolar zaten ) Beni unutmanız imkansız ama güzel dileklerinizle iyiki varsınız ve benim hayatımdasınız..! Kısacası; beni anam siZin için doğurmuş :)))))