29 Mayıs 2015 Cuma

Sakura

Senelerdir severek ve yenileyerek kullandığım bir parfümüm var. Adı Cheery Blossom yani Kiraz Çiçeği olarak karşılık buluyor dilimizde.
Kokusu ve ağacın şekli beni duygusal, yumuşak ve dingin bir insan haline getiriyor nedendir bilinmez. İlk olarak Amerika'da kullanmaya başladığım için hep oradaki sakin ve yalnız günlerimi hatırlatıyor bana. SanFrancisco'da düzenlenen bir festivalde denk gelmiştim, bir Japon bahçesinde gezerken tanıştığım harika ağaç  zihnimde unutulmaz bir hal aldı ozamandan beri. Araştırmak geldi aklıma geçenlerde ve aslında bilinen isminin Sakura olduğunu ve anlamının hayat üzerindeki tek gerçek olduğunu kafama dank ettirdi :) Bazı şeyleri takıntı haline getirdiğinizi yada farkında olmadan bile hayat felsefemiz, ev eşyalarımız, giysilerimizde kullandığınızı birgün farkederseniz oturun da bir araştırın derim. Kimbilir aranızda nasıl bir bağ var ve bilinaçaltınızda sizi nasıl yönlendiriyor.  Mesela beni neden mutlu ettiğini ve güzel olan herşeye nasıl da bağlandığımı anladım :) 

Hatta en yakın arkadaşımın kolunda dövmesi olduğunu, gölgesinde durduğum ağacın bende uyandırdığı duyguları ve elbisemin üzerindeki görüntüden bile ne denli etkilendiğimi bugün farketmemle oturdum yazıyorum.
İyi haftasonları ve güzelliklerle dolu bir yaşam dilerim. Hoşkalıp, geriye baktığınızda hoşça bırakacağınız güzel anılarla tabiki..


 Sakura; Japonca kökenli bir kelimedir. Türkçe’de kiraz çiçeği anlamına gelmektedir. Sakuralar, süs amacı ile yetiştirilen, yenilmeyen Japon kiraz ağaçlarının çiçeklerine verilen isimdir. Ömrü sadece 1 hafta ve 10 gün kadar olan sakuralar; Japonlara genç, güzel ve hayat dolu iken ölümün bir anda gelebileceğini ve bütün güzelliklerine rağmen bir anda kaybedebileceklerimizi hatırlatır.
Bitkilere, peyzaja ve doğaya önem veren Japonlar için sakura, büyük önem taşır. Çünkü bu çiçekler ağaçta yetişmekte, en güzel göründükleri dönemde ise solmadan ve kurumadan yere düşmektedirler. Kısa hayatları ve ani ölümleri ile sakuralar, samuray yaşam tarzını benimseyen Japonlar için bir çiçekten çok daha fazlasıdır. Japon savaşçıları olan samuraylar, aynı sakuralar gibi yaşamın içinde parlar ve savaşırken, her an ölebileceklerini düşünmektedirler. 
İzlemeye doyum olmayan, adeta doğanın tüm güzelliğini üzerinde toplayan bu çiçekler, Japonlar tarafından yüz yılı aşkın bir süredir farklı ülkelere götürülüp tanıtılıyor. Hatta sakuraların, evrensel bir barış sembolü sayılarak, her ülkede sakura parkları kurulması için uğraş veriliyor. Amerika, Almanya, Kanada ve Filipinler gibi bazı ülkelerde, her yıl belli dönemlerde festivaller düzenleniyor. Binlerce sakura ağacı arasında düzenlenen festivallerde Japon kültürü ve doğa güzelliğinin evrenselliği yaşatılıyor. Japonya ile adeta özdeşleşen bu özel kiraz ağacı çiçekleri, muhteşem görünümleri, renkli dokuları ve rüzgardaki dansları ile bir cennet manzarası sunarlar.Sakuraların açtığı dönemde Japonya’da düzenlenen festivallere, tüm dünyadan pek çok sayıda turist akın etmekte ve bu muhteşem manzarayı görebilmek için binlerce ağaçlık sakura ormanlarına gitmektedir.

28 Mayıs 2015 Perşembe

Dubai-i-i-i

Piyasadan kaybolma nedenim olan konu başlığım Dubai'yi mixledim ve size uzun uzun anlatmak istedim :)

En sonki yazımda, biyerlere kaçmak istediğinzde önce yanınıza almanız gerekenleri, bunların da en önemlisi yol arkadaşınız olduğunu belirtmiştim. Ben tatile yanımda benimle en çok mutlu olabilen, üzüntümü paylaşan ve rahatlığıma ortak olan arkadaşlarımla çıkmayı tercih ediyorum. Şimdiye kadar da çok şükür gayet güzel insanlarla güzel yerlere imzamızı atmış bulunuyorum. 


Bu seferki tatil maceram ise 1 ay içinde 2 kez Dubai' ye gitmekle kendini farklı bir yere aldı bile :) Niye aynı yere gittiğimi merak edenlere ise, ilk kez 4 günlük bir tur ile tamamlayamadığım macerama ikinci kez yıllık izin olarak devam ettim. Bana hiç arap emirliklerindeyim hissi yaşatmayan bu sıcak memleket 2 kez gidilmeye hak kazandı demekki neznimde deyip konuyu en başından anlatmaya başlıyorum.


 ilki 23 Nisanda birleştirdiğimiz tatilimizi fırsat bilerek uçtuğumuz Dubai'deki, 5 saati yolda olmak üzere ülkeye girişteki pasport kontrolü (eye scan) sırasında 1-1,5 saatlik beklemenin ardından sıcak topraklardaki güzel detayları paylaşacağım. Hava malumunuz kıştan vazgeçemediği için en büyük ihtiyacım sıcak hava, güzel kafa modu için oraları seçtim. Orada yaşayan arkadaşlarımın güzel evsahipliğiyle memnuniyetim 2 kat artı ve günler yetmez oldu. Öncelikle düşündüğüm gibi bir arap kültürüyle alakası olmayan bölge, denize girenler ve devasa alışveriş merkezlerinden çıkmayanlar için harika biryer. Çarpık kentleşme yok çünkü heryer gökdelenden oluşuyor :) Benim için küçük bir California havası estiren, büyük alanlar ve sıcaktan kaçmayan turistik insanlardan oluşan Dubai gayet pahalı zevklerin merkezi. Altın tasmalı kaplanıyla gezmeye çıkan birini görsek sanırım şaşırmazdık ama onun yerine en lüks arabalarıyla ortalarda cirit atan yerliler ve yabancılar gördük :) Zaten Ortadoğu ve Basra Körfezi bölgesinde sürekli gelişen dünya çapında bir kent olarak ticari ve kültürel bir merkez, kozmopolit bir metropol kenti olduğu için daha da zengin insanların doluştuğu biryer gibi hemncecik göze çarpıyor.


Sokaklar 40 derece sıcakta kavrulurken kapalı mekanlar ve taksiler inanılmaz soğuktu. Adamlar bıkmış herhalde kış havasında geçirmek istiyorlar günlerini, alışveriş merkezlerine kayak alanları yapmışlar, Mağazalarda kışlık giysiler satılıyor haliyle gördükçe sinir oldum resmen :) Neyseki ben yanımda sadece kapalı mekanlar için 1 hırka, gece için 1 topuklu ayakkabı ve sürekli parmakarası terlik-beyaz tshirt-sort kombinasyonundan oluşan rahat tarzımla hem eğlendim hem dinlendim çok şükür. Darısı sıcak memleketleri seven herkesin başına diyor ve gözüme çarpan diğer ayrıntılara geçiyorum...
Mimari olarak genelde gökdelenlerin birbiriyle yarıştığı yerde (favori gökdelenim Burj al Khalifa) palmiye adası denilen yapay bölge akıllara zarar görünüyor zira tüm Holywood yıldızlarının evleri bu bölgede buluyor. Palmiye dallarının dışında kalan hilal şeklindeki adalar ise suyun altındaki tünelle bağlanabileceğiniz kümelerden oluşuyor. Üzerinde tabiki en lüks yerleşim birimleri,sokaklar ve yatlarını bağlamaları için özel iskeleler bulunuyor. Bu alanda ilk olan palmiye adası diğer dubai ada projelerine ışık tutmuş ve benzerleri yapılmış.  Paranın satın alabileceği herşey burada mevcut anladığım kadarıyla...
Gelelim şeriat kanunları sorularına..
Gördüğüm ve girdiğim ortamlardaki tecrübelerime dayanarak alkol servisi yasak değildi ve restoran-cafe gibi yerlerde bile çok rahatlıkla güzel kokteyl ve buzlu viskimi içebildim :) Gece kulüpleri salaş mekanlar değil aksine inanılmaz modern ve ferah ortamlardan oluşuyor. Zenginliği iliklerine kadar yaşadıklarını hemen anlayabiliyorsunuz ve dress code denilen aslında heryerde olması gereken kılık-kıyafet zorunluluğu gece ortamlarında daha mecburi gibi. Çarşaflarıyla dolaşan halk genelde turistik ziyarete gelen Pakistan-Hindistanlılardı ben sadece diğer emirliklerden gelenlerin haricinde büyük arap kitleleri görmedim şahsen. Uygunsuz kıyafetler kuralları mevcut, zaten cami ve diğer alanlara girişte bizde nasıl olmamaız gerektiğinin farkındayız  ama sokaklarda gezerken turistler için bir yaptırımları olmadığı üzere ben kontenjana dahil oldum :)

Amma ve lakin hapisaneye düşmeniz için özellikle yapmanız gereken şeyler var ise mahkemeler hakkında bilgiye ihtiyacınız olacaktır.


 Sadece Dubai ve Resü'l-Hayme emirlikleri Birleşik Arap Emirlikleri federal yargı sistemine bağlı olmayan iki emirlikti
1- Birinci Derece Mahkemeler;

1.1 Sivil Mahkeme: Bütün sivil vatandaş davalarına,
1.2 Ceza Mahkemesi: Polis şikayetlerinden gelen davalara,
1.3 Şeriat Mahkemesi: Müslüman nüfus arasındaki davalara bakar. Müslüman olmayanların davaları şeriat mahkemesinde görülmez.
2- Temyiz Mahkemesi
3- İptal Mahkemesi: Emirliğin en üst derece mahkemesidir ve sadece yasa konularındaki anlaşmazlıklar yönünden incelemeler yapar.
Dubai Karayolu ve Taşımacılık Otoritesi (RTA) kent nüfusunun trafik kurallarını takip etmesi ve iyi düzenlenmiş bir sistem yürütmesi için düzenlenmiştir. Dubai polisinin internet sitesinde de belirtildiği üzere ağır para cezaları ve bir dizi para cezaları listesi bulunmaktadır. Herhangi bir kişi internet ortamında kendisine yazılmış cezayı kontrol edebilmekte ve aynı ortamdan ödemesi gerçekleştirebilmektedir.
 
http://tr.wikipedia.org/wiki/Dubai
Böylece düşük suç oranı gözlemlenen kentte işler tıkırında gibi görünüyor. Allah yinede düşürmesin..
Gelelim meşhur çöl safarilerine..
Yapacağım tek yorum kesinlikle ve kesinlikle, ben İstanbul'da arabayı böyle kullanıyorum toz toprak ve tarfikte kendimi, şurdaki  Jeep'i kullanan şoför gibi hissediyorum :) Adrenalin bakımından gayet güzel bir tur oldu ancak yermi İstanbul insanı böyle manevraları, tepelerden aşağıya doğru hızlanmaları, kum tepelerinde patinaj çekmeleri...
zaten adamda baktı ben gülüyorum eğleniyorum ama napsa korkmuyorum bıraktı dalavereyi efendi gibi sürdü arabayı :) yazık oldu korkmayan, heyecanlanmayan müşteriye denk geldi..
 Ayrıntılar çok, birdaha gitsem sesim çıkmaz çıkamadığım gökdelenlerin tepelerinden daha çok resim çekerim, gece hayatının en geleneksel Arap haline gider dans ederim, daha çok içer daha çok eğlenirim ancak o ülkeye girişteki sıraya bidaha denk gelmek istemem dedikten 3 hafta sonra tekrar gitmem ve o sırada tekrar beklemem de ayrı bir olay oldu :)
İnsanı Dubai'den soğutacak şeylerin başında insanlarının rahatlığı geliyor ki, beklediğinizi her sırada, restoranda ve bindiğimiz bir takside şoförün biliyorum dediği halde çok tanınmış bir lokasyon yerine 3 farklı mekan gezdirdikten sonra bilmediğini de itiraf etti. Ama herkes sizi anlıyor ve diğer ülkelere göre süper İngilizce konuşup-anlaşıyorlar. Benim dilimden anlamadılarsa demekki :)
Alışveriş merkezleri ve evler nerdeyse eksi derecelerdeydi ki ikinci gidişimde daha fazla hissettim bu ısı farkı uçurumunu. Deniz suyu inanılmaz sıcak serinlemek için duştan başka bir çare yok plajlarda. Bronzlaşarak döndüm ama 40 derece sıcaklıkta nasıl kavrulmadım  birde gece gündüz yedim-içtim kilo almadım, ona çok şaşırdım :)) 

Gökdelenlerin önünde çekildiğiniz her resimde fotomontaj gibi kalmanız da ayrı bir komedi çünkü normal bina görmek sizi şaşırtıyor onca gökdelen arasında..
Alışveriş yapmak için bir neden yok çünkü tüm markalar bizdeki fiyatlarının bile 2 katı olarak mağazalardaki yerini almıştı. kendi ülkemi özlediğim konuların başında her gördüğümü alabilmek ve marketlerde sebze-meyve reyonlarındaki çeşitlilikle bile mutlu olduğumu farketmem geliyordu. 
Örnekler her seferinde fazlalaşıyor ve bu bağlamda herzaman söylerim ki gezdiğim gördüğüm ve yeni tanıdığım insanlar hayatımdaki farkındalıkları arttırıyor ve birşeylerin değerini anlamamda en etkili yol olarak gözüküyor. Biri anlatsa, ''gözümle görmeden inanmam'' deriz ya hani, tamda gidip görmeden anlaşılmayacak biryer şu Dubai de.. Amerika çok uzak diyenlere ve kışın soğundan bunalanlara ve alışveriş keyfini yaşamak isteyenlere şubatta gitmelerini tavsiye ederim. Peki ben birdaha gider miyim? Bir kapıyı 3.kez çalmak huyum değildir der başka ülkelere geçerim :))


Seyahatiniz ve sağlığınız bol olsun. Keyifli tatiller dilerim şimdiden



26 Mayıs 2015 Salı

SahaLarda...


En sonki blog yazımın üzerinden 1 ay 1 hafta geçmiş ve geçmişe dönük yazı yazacağımı düşündükçe çıldırıyorum şu anda!


Yakın arkadaşlarım ve sık görüşemediğim tanıdık, eş-dostlar yaptığım herşeyi sosyal medyadan yakınen takip ediyor ancak siz değerli okurlarım meraktan çatladınız, biliyorum :)

Yıllık izinler, turnuvalar, ülkeler, yeni insanlar, eğlenceli ve yorucu işler-güçler sığdı o zamana ki, anlata anlata bitiremeyeceğim... Nereden başlasam bilemiyorum ama bütün duyguları aynı anda yaşatan anılar ve içlerini dolduran insanlar iyiki varsınız, hayatıma renk, bana can
katıyorsunuz :)
Blog konusunda hiç sıkıntı çekmediğim üzere az resim çok laf ile kaldığımız yerden devam ediyorum öyleyse...

Anlatmak istediğim ilk süreçte ise:
Kızlar sahada adı altında başlatılan, gelirlerinin Açev'e (Anne Çocuk eğitim Vakfı) bağışlandığı bir organizasyonda şirketim adına kadın futbol takımı kurup içinde bizzat görev almakla başlamalıyım.
Kurumsal şirketlerin katılımcılarıyla oluşturulan takımların turnuvalarda gösterdikleri performansların 1 ay içinde bizim takımımızı da nasıl güzel bir enerjiyle tur atlattığını belirtmek istiyorum öncelikle. Ekip olmak, çalışmak ve inanmak ile başlayan serüvenin insanları tahmin bile edemeyeceği yerlere getirmesine bizzat şahit oldum. Başta sosyal aktivite olarak başlayan bu süreç sonrasında birlik olmak, renklerin adına daha fazlasını istemek ve başaracağına olan inancı arttırmaya yönelik son buldu. Finale kalan takımla oynadığımız maçta kaybettik (3 gol yedim, ben kendimi kaleye koymuştum) ancak kazandıklarımızı görünce üzülemedik bile. daha önce ayağına top deymeyen kızlarımız kendilerini hergün iş çıkışındaki antrenmanlarda hazırlanırken buldular. Kickboks yaptığım için toptan korkmayan ve refleksleriyle bir panter kesilecebileceğini tahmin ettiğimiz beni ise kalede görevlendirdik :) Güzel goller yedim, penaltı kurtardım, oyunculara gerekli motivasyonu seslenerek gösterdim ancak dergilerde ve diğer görsel medyada adımızdan söz edilmesi, şirketimiz çalışanlarının desteği ve yakın arkadaşlarımın adıma özel eldiven-krampon göndermesi bile unutulmaz anılara damgasını vurdu bile şu ahir ömrümde :)

Yaşanılan dostluklar ve anılar unutulmaz, ben turu geçip hazırlık aşamasında aradan birde yıllık iznimin bir kısmını çıkardım ki sormayın, gittiği ülkede kalecilik çalışan, sabahları koşan ve yüzerken çift yumruk atan başka bir insan daha zor görülür şu memlekette :) Onları tabiki daha sonraya sakladım. Bugünlük bu kadar diyor ve ardımızda bıraktığımız organizasyonun sitesini ve yarışmalarından bahsederek iyi haftalar diliyorum.

Sağlıkla, sporla ve aşkla kalınız efendim...


Efsane Cyndi Lauper şarkısından ilham aldık:  When the working day is done; Girls, just wanna have fun!** Çalışma günü bittiğinde; kızlar, sadece eğlenmek ister!
Futbol; iyi, hoş, güzel. Ciddiye de almalı. Ancak Kızlar Sahada’da sadece futbol için değil; asıl eğlenmek ve ilham vermek için sahaya çıkıyoruz!

Fair-Play
Maç skorlarının değil, Takım ruhunun, Fair-Play’in ve eğlencenin öne çıktığı turnuvada katılımcıları 4 farklı yarışma bekliyor. 
Her kategori ve her şehir  için ayrı değerlendirilecektir.

En Ateşli Taraftar
Seçim Kriterleri: Takımın destekçileri en kalabalık ve en yaratıcı halleriyle sahaya geliyorlar. Resimleri facebook üzerindeki uygulamada oylanıyor. En çok beğeni alan takım taraftarı seçiliyor. Her takım 1 fotoğraf paylaşıyor.

En Yaratıcı Pankart

Seçim Kriterleri: Takımlar maça çıkmadan önce vermek istedikleri mesajlarını yazıyorlar. Pankartların fotoğrafları Instagram üzerinden oylanıyor. En çok beğeni alanın takımı seçiliyor.
Ekip Ruhu ile en çok ilham veren takım
Seçim Kriterleri: Hakemler kurulu arasında, tek bir fair-play örneğine verilir. Kart gören oyuncuya sahip takımlar bu ödülü alamaz.
Hikayelerini tek fotoğraf üzerinden paylaşıyorlar ve jüri tarafından en çok ilham veren takım seçiliyor.