Hani çok klişe bir laf vardır ya, bizim çocukluğumuzda hiç şunlar yoktu, bunlar böyle değildi ya da herşey daha güzeldi diye...
İşte bunlar hep yaşlanma alemetleri ! Çünkü şuan aynı cümleleri bende kuruyorum ve ısrarla yineliyorum ' benim çocukluğumda herşey daha güzeldi' diye..
Teknoloji yeni yeni gelmeye başlamıştı günlük hayatımıza. Bilgisayarın, cep telefonunun yada son moda elektronik aletlerin eve girişini ve öğrenene kadar geçen o heyecanlı günleri hatırlıyorum. Saatlerce telefon konuşmaları, yorgan altından mesajlaşmaları ve atariyi bırakıp bilgisayardan yaptığımız araba yarışlarını... doldurduğumuz kasetlerin walkmanlere ,discmanlere dönüştüğü yıllarda başladı müzik dinleme hastalığım. Yanımdan ayıramadığım tüm elektronik aletlerin bağımlısı olmaya başladım gelişen teknoloji ile. Amma ve lakin çocukluk alışkanlıklarımın peşini de hiç bırakmadım. Hala devam ettirdiğim güzel hatıralarım var mesela... İnsan ilişkilerimin, sevdiğim ve kopamadığım insanlarla arama hiçbirşey girmesin diye mümkün mertebe, elimden geldiğince görüşmeye ve anılarımı tazelemeye dikkat ediyorum. Oyuncak bebeklerimi, hediyelerimi ve takı-tokalarımı saklıyorum. Resimlere bakıyor arkadaşlarımla nostalji toplantıları yapıyorum. Geçmişte yaşadığım anlamına gelmiyor elbetti ki tüm bu saydıklarım. Hayatımdaki yenilere sürekli yenilerini kattım. Ama yinede ''benim çocukluğumda herşey daha güzeldi beeeeh'' diye iç çekiyorum şimdi yanımdaki bu çocukluk avatarım ile :)
''30'' olmadan önceki son blog yazımda hislerimin tercümanı bir şarkıyı ve dinlemeniz için linkini paylaşıyorum. Hadi bu kıyağımı da unutmayın, hoşçakalın :)
Ah o yazlık sinemalar Kapı önü akşamları
Saksıda son sardunyalar Avluda el yazmaları
Ah ne kahraman, ne cesur Ne güzel çocuklardık
Her yeni günü ümitle Nasıl kucaklardık
Hem utangaç hem hevesli Mektepli sevgililerdik
Pek kırılgan pek acemi Bir söyler bin gülerdik
O pürtelaş piyasalar İlk sevda ilk gözyaşları
Yolları gurbete bağlar Hep o gönül şarkıları
Ah kaldırımlar biliyor Bir devir muhteşemdik
Güz güneşinden hüzünlü İlk yazdan şendik
Söz : Sezen Aksu & Yelda Karatas
https://www.youtube.com/watch?v=jYINvGrteic
3 Temmuz 2015 Cuma
2 Temmuz 2015 Perşembe
O bir YENGEÇ..
Bu ay, benim ayım...
Doğduğum ve en güzel yaz günlerinde büyüdüğüm, büyük doğumgünü partilerine ev sahipliği yaptığım ve en yakınlarımınkini de kutladığım önemli bir ay dönümündeyim. Dahası gelecek günler için planlardayım..
Özelliklerini taşıyorum ya da taşımıyorum, astrolojiye inanıyorum ya da inanmıyorum farketmez, şu bir gerçek ki , ben bir YENGEÇ kadınıyım :) Kendime özel araştırma yayınlıyorum ancak 23 Haziran-22 Temmuz arasında doğanlar değil diğerleri okusun, baksın özelliklerimizi bir nebze anlamaya çalışsın... Kıskaçlarıma yem olmadan benim de nasıl bir yengeç olduğumu böylelikle anlasın :)
Bir Yengeç’e ne yaptığını sorsan, bin tane şey söyler :)
Ama aslında en fazla yaptığı şey ARAMAK’tır… Neyi mi; HARİKALAR DİYARI’nı … Nerede? TAVANARASI’nda…
Yolun sonunda her Yengeç’in öğrenmesi gereken şey, EV dediği yerin kalbi olduğudur! Kendine dürüst kaldığı ve iç sesine kulak verdiği zaman, hem dünya üzerindeki yolculuğunda yolunu kaybetmemek hem de evin yolunu bulmak için başkaca bir göbek bağına ihtiyacı olmadığını huzur içinde keşfedecektir…
Doğduğum ve en güzel yaz günlerinde büyüdüğüm, büyük doğumgünü partilerine ev sahipliği yaptığım ve en yakınlarımınkini de kutladığım önemli bir ay dönümündeyim. Dahası gelecek günler için planlardayım..
Özelliklerini taşıyorum ya da taşımıyorum, astrolojiye inanıyorum ya da inanmıyorum farketmez, şu bir gerçek ki , ben bir YENGEÇ kadınıyım :) Kendime özel araştırma yayınlıyorum ancak 23 Haziran-22 Temmuz arasında doğanlar değil diğerleri okusun, baksın özelliklerimizi bir nebze anlamaya çalışsın... Kıskaçlarıma yem olmadan benim de nasıl bir yengeç olduğumu böylelikle anlasın :)
Bir Yengeç’e ne yaptığını sorsan, bin tane şey söyler :)
Ama aslında en fazla yaptığı şey ARAMAK’tır… Neyi mi; HARİKALAR DİYARI’nı … Nerede? TAVANARASI’nda…
Yengeç Burcu’nun yönetici gezegeni Ay ve doğal mekanı 4. evdir. Bu iki bileşeni anlamadan Yengeç’i anlamak mümkün değildir. Önce 4. evden bahsetmekte fayda var. Denir ki, 4. ev haritanın merkezidir. Başladığın yer çıkış noktan ve bu devranda dönüp geleceğin yer, o yerdir. Kökün, anavatanın, yuvan, beslendiğin rahim, kopmayan göbek bağın, baba ocağın, ana kucağın, göklerden aşağı indiğin merdiven, etrafına ördüğün kale… Öyle tanıdık ve öyle güvenlidir ki, Yengeç’in ”evcil” diye bilinmesine şaşmamak lazım. Aslında fiziksel anlamda ev değildir dertleri. Fakat daima tanıdık ve güvenli bir ortam ararlar kendilerini var edebilmek için. Yengeç’i Yengeç yapan şey ”aidiyet” hissidir.AY’dan da söz etmeliyiz tam bu aşamada… Tek’ten kopup gelmiş bir bebektir Yengeç! O ”büyük özne”nin içinde var olmaya alışmıştır. Sağlam bir kökten ve teslimiyetin tek kural olduğu bir yerden gelmektedir. Ve hep ait olduğu yerin, kopup geldiği güneşin ışığını yansıtmak ister. Tıpkı AY gibi… Kendi başına ”güçlü ve özgür” olmayı, kendine bir hedef saptayıp ona doğru yürümeyi öğrenmesi gerekir. Egosunun üzerini sert birt kabukla kaplamaya, kendini herkesten korumaya çalışması bu ”beceriksizlik” hissi yüzündendir. Hayat içinde, – kumda yan yan yürüyen yengeçler gibi – herkesten biraz daha farklı yöntemlerle ilerlemesi de… Hatta zamanın olmadığı bir yerden geldiği için, her yere geç kalmasını bile, az bişey affedebiliriz!
Yengeç sahip olduğu ”maddi ve manevi”değerlerin kendisini yansıttığını düşünür. Bu yüzden de kendisiyle bütünleştirdiği şeylere sıkı sıkıya sarılır. Malı, parası, ismi, işi, üstü başı ve sevdikleri pek ”kıymetlidir.” Bunları kamuya açmaktan hazzetmez ama paylaşmayı arzu ettiği kişilere gönlüne göre sunar. Onun birşey paylaşması, karşısındakine kıymet verdiğini gösterme biçimidir. Örneğin birilerini yemeğe davet ettiyse elinden gelenin en güzelini yapar. Hediye vermeyi de bu yüzden önemser ve vereceği herşeyi – bunlar da onun değerini yansıttığı için – özenle seçer. Ama bazen birşeyi birine almaya gidip, çok beğenirse vermeye kıyamadığı için kendine aldığı, sonra da müsriflik ettiği çin kendine kızıp asıl hediye vereceği kişiye biraz ucuzundan bir seçim yaptığı da görülmemiş şey değildir :))) Sonuçta ”bakım ve ihtimamı” en fazla hakeden ne olursa olsun Yengeç’in kendisidir!
Kardeşlerine ve ahbaplarına düşkündür. Yakınına aldığı insanlardan sadakat ve tutarlılık bekler. İletişimlerinde biraz ketumdur! Geveze bile olsa aslında kendine dair fazla birşey söylememektedir. Çünki Yengeç içinden gelen sesler ile etraftan duydukları arasında daima kararsızdır! Hangi fikrinin vesvese, hangisinin içgörü olduğuna karar veremediği için kendisi de sıkıntı çekmektedir. Kendi içinde netlik sağlamadığı şeylere başkasının dikiz atmasından ve parmak basmasından hiç hazzetmez – hemen kapaklarını indiriverir.”İfade Yeteneği” konusunda kompleks sahibi olmaları mümkündür. Aklına estiği gibi konuştuğunda anlaşılmadığının farkındadır. Zaten genellikle ne kadar zeki oldukları biraz geç anlaşılan insanlardır… Ama sözel yeteneklerini disipline etmeyi başaran Yengeç’lerin iletişimlerinde güçlü bir espri anlayışı ve derinlik sergiledikleri de bilinir.
Kardeşlerine ve ahbaplarına düşkündür. Yakınına aldığı insanlardan sadakat ve tutarlılık bekler. İletişimlerinde biraz ketumdur! Geveze bile olsa aslında kendine dair fazla birşey söylememektedir. Çünki Yengeç içinden gelen sesler ile etraftan duydukları arasında daima kararsızdır! Hangi fikrinin vesvese, hangisinin içgörü olduğuna karar veremediği için kendisi de sıkıntı çekmektedir. Kendi içinde netlik sağlamadığı şeylere başkasının dikiz atmasından ve parmak basmasından hiç hazzetmez – hemen kapaklarını indiriverir.”İfade Yeteneği” konusunda kompleks sahibi olmaları mümkündür. Aklına estiği gibi konuştuğunda anlaşılmadığının farkındadır. Zaten genellikle ne kadar zeki oldukları biraz geç anlaşılan insanlardır… Ama sözel yeteneklerini disipline etmeyi başaran Yengeç’lerin iletişimlerinde güçlü bir espri anlayışı ve derinlik sergiledikleri de bilinir.
En büyük aidiyeti evlerine hissederler, o yüzden de en fazla özendikleri yer evleridir. Ev adeta onların bedenleri gibidir… İçini kendilerini bütünleyen ve yansıtan şeylerle doldurmak ve ”bolluk” duygusunu her anlamda yaşamak isterler. Beslenmek onlar için çok ”özel” bir ritüeldir! Tam istediği gibi yemediğinde ve doymadığında Yengeç’ten bir hayır gelmez :))) Genellikle iyi yemek de yaparlar… Hatta erkekler içinde yemek yapanların çoğunda bir Yengeç damarı olduğu tespit edilebilir! Ama aslında mümkün olsa annelerinin elinden – ya da tercihan memesinden – beslenmeyi tercih ederler. Annelerini erken kaybeden ya da bir biçimde onlarla iyi ilişkiler kuramayan Yengeç’lerin ise mutlaka ”göbek bağı” kurdukları insanlar vardır. Bunun nedeni ”topraklanma” ihtiyacıdır! Kendilerini bu dünyaya sımsıkı bağlayan birşey olduğunu hissetmek onlara iyi gelir”Anaç” bir burç olarak bilinirler ama çocukları sevmek ve onlarla iyi geçinmek ile çocuk sahibi olmak ve sorumluluk almak apayrı şeylerdir! Aslında kendi ritimlerine ve tercihlerine müdahale edecek ve onlardan hazır olmadıkları zamanlarda birşeyler talep edecek hiçbirşeyle kontrat yapmak istemezler. Hayvan beslemek konusunda bile, sokaktaki kedi-köpeklere mama taşımayı tercih ettikleri ama eve düzenli olarak bakılacak bir hayvan almaktan çekindikleri bilinir. Fakat bir biçimde çocuk sahibi olduklarında, bunu çok ciddiye alır ve çok sahiplenici bir biçimde yerine getirirler. Dişi Yengeç’ler çocuklarını kendi bedenlerinden kopmuş ama hep bir biçimde kendilerine ait bir varlık olarak görür, onlarla aralarındaki göbek bağını kopartmakta da bir hayli güçlük çekerler. Aslında bu bir ”transferans” ilişkisi gibidir! Çocuk yapan Yengeç çocukluğundan vazgeçmeyi kabul etmiş demektir ve bu geri dönüşü olmayan bir yolculuktur. Yengeç bunu önce bir tuzak gibi algılayacak, ardından da kendisi için düşlediği yaşamı çocukları adına oluşturmak üzere kolları sıvayacaktır. Kendi cinsinden olan çocuğunu kendine benzeterek ve kendi rollerini onun sırtına yükleyerek, karşı cinsten olan çocuğunu ise sonsuza dek ona sadık kalacak bir sevgiliye dönüştürerek, onların enerjilerini boğmamaya özen göstermesi gerekir. Erkek Yengeç’lerin ise anneden çok anne olmaktan, çocuğu anneden – anneyi çocuktan kıskanmaya kadar ilginç tepkileri olabilir… Ama her halükarda sorumluluk duygusu gelişkin ve çocuğunun mutluluğunu fazlasıyla dert eden babalar oldukları bilinir. Özellikle kız çocuklarına aşırı bir düşkünlükleri vardır.
Yengeç partnerini kendisi seçer! Onun dünyasına siz arzu ettiğiniz için giremezsiniz… Onun bunu şiddetle arzu etmesi ve size ”sarması” gerekir. Yoksa basit bir macera olarak kalır ve bir sonraki emre kadar köşenizde durmak üzere geri gönderilirsiniz. Öte yandan, cinsellik konusunda son derece tutkulu olan Yengeç’ler, ten uyumu yakaladıkları insanlara bağımlı hale gelebilir ve onları da kendilerine bağlamak için ”masum” hallerinden beklenmeyecek şeyler yapabilirler. Size sizi hissettirerek, tam olmak istediğiniz şeyi olmanıza izin vererek, kendilerini hayal edemeyeceğiniz kadar teslim ederek, gökte yanan bir güneş misali parlamanızı sağlarlar. Elbette paso kıskançtırlar! Bu tartışılamaz bir gerçektir ve şüpheye düştükleri zaman size dünyayı zindan ederler. Bu durum zamanla çok bunaltıcı bir hal alabilir… Ama, gitseniz de, bir başka insanla öylesi bir bütünlük yakalayamadığınızı görüp geri gelirsiniz. O zaman Yengeç dizginleri eline geçirir ve zayıf zannettiğiniz kişinin sizin üzerinizde kurabildiği bağlayıcı etkiye hayret edersiniz. Yengeçlerin ”ne seninle ne sensiz” formatındaki ilişkileri sonsuza dek sürdürmek konusunda, başka burçlarda görülmeyecek bir ”yeteneği” vardır
Söz konusu evlilik – yani hayat ortaklığı – olduğunda ise, Yengeç sıvı halden çıkıp, katı hale dönüşür! Gönül macerasından bağlayıcı ilişki ve sosyal statü formatına geçildiği anda, daha farklı beklentilerini de gündeme getirecektir. Evlilik veya iş ortaklığı söz konusu olduğunda kuralları koyan ve dizginleri elinde tutan kişi olmak eğilimini güçlü bir biçimde hissederler. Kalıcı ve sosyal ve ekonomik açıdan bağlayıcı bir ilişkiye girdiğinizde, Yengeç’in ”duygusal” olmadığını ve her türlü hayat ortaklığını ”iş adamı” soğukkanlılığı ile yürütmeye yatkın olduğunu görüp şaşırabilirsiniz. Kendisine kul köle olan bir Yengeç sevgilinin, diktatör bir kocaya dönüştüğünü görmek, bir kadın için sıkı bir şok olabilir!
Son derece ”duyarlı” bir arkadaş olarak tanıdığınız Yengeç dostunuzla bir işyeri kurmaya kalktığınızda, pimpirikli, kuralcı, memnun edilmesi zor ve mesafeli bir hal alması da bir o kadar hayrete yol açabilir… Sorumluluklarının sınırlarını belirlemek konusunda biraz ”kararsız” ve işe geliş saatleri açısından biraz rahat görünseler de, iktidarlarına sahip çıkmak konusunda son derece kararlıdırlar. Neye müdahale edip, neyin dışında kalacakları konusu hep biraz belirsiz olacak, bazı şeyleri ”iyilik” olarak yapmayı önerecek ama asla tamamen üstüne almayı istemeyecek, ve mutlaka her konuda bir fikri olacaktır.
Yengeç çaktırmasa da hırslıdır! Sosyal onuruna, prestijine önem verir. Belirli bir pozisyon elde ettiği zaman da, bunu korumak ve geliştirmek için kendine özgü yöntemlerle ama gayet agresif hedeflerin altından kalkacak bir enerjiyle çalışabilir. Bir Yengeç elemanınız varsa, ona ne istediğinizi ve ne ödül vereceğinizi söyleyip, yöntemlerine fazla müdahale etmeyin! Ama sık sık rapor alın ve küçük hedefler koyup kendi sınırlarını aşabildiğini size ve kendisine göstermesi için ona fırsat verin. Övmeyi ve arada bir yemeğe götürmeyi de ihmal etmeyin. Öte yandan, bir Yengeç yöneticiniz varsa da, SAKIN ayağına basmaya kalkmayın ve iktidarına gölge düşürmeyin. Kolayca alıngan ve tedirgin olabilirler. Ve bu durumda kıskaçlarının ne kadar can yakabileceğini hayal dahi edemezsiniz.
Gelelim yeteneklerine ve mesleki eğilimlerine… Yengeç’in en yaratıcı olduğu konulardan biri başkalarının kaynaklarını değerlendirmektir. Çok sağduyulu ve yaratıcı yatırımcılar olabilirler. Bankacılık, sigortacılık gibi sektörlerde kendilerine kariyer yapmaları mümkündür. Emlak spekülasyonu konusunda da çok yeteneklidirler. Tarih, özellikle din ve sanat tarihi, mitoloji, gibi konularda eğitim almayı ya da zevk için ilgilenmeyi isteyebilirler. İçe dönük düşünce yapıları onları her çeşit bilimsel araştırmaya uygun hale getirir. Elbette her zaman bir lokanta açıp işletebilir, ya da bir butik otel çalıştırabilirler. Anaokulu öğretmenliği de onların çocuklarla son derece iyi anlaşmalarını sağlayan muzip ve doğalarına son derece uygun bir iştir.
Yengeçlerin değişim karşısındaki tepkileri tamamen yok saymaktır! Belirsizliğe bir kararla veya bir tutum değişikliği ile son vermek yerine, ”araf”a kalmayı yeğlerler. Ta ki, hayat onları tamamen havasız bırakana kadar… Ama kendileri bir hayli eserekli olabilirler! Girdikleri ”mod”a bahaneler bulmak konusunda bir dahidirler. Hayat istedikleri gibi gitmediğinde depresyona girip, ilgileri çeken birşey gördükleri anda aynı hızla geri çıkabilirler.Bazen kimsenin onlara dokunmaması için bir ek kabuk haline getirdikleri depresyon eğilimini ”sağlık sorunu” olarak almazsak, en fazla dikkat etmeleri gereken bölgeleri mide ve rahimdir. Kendilerini ifade edemedikleri, kızgınlıklarını bastırdıkları zaman gastrit ve özellikle boğaz bölgesini de etkileyen reflü gibi sorunlar yaşayabilirler. Cinsel enerjilerini olumlu yönde kullanamadıklarında ise en fazla rahim ve yumurtalık bölgesinde rahatsızlıkları olur. Üretken olamamak, bir işe yaramadıklarını düşünmek, kendilerini anlamsız hissetmek, günlük rutinlerinden hoşnutsuz olmak gibi süreçlerde ise, yemek yemeyi abartır, kilo alır ve sağlıksız beslenmeye bağlı olarak kolesterol, damar tıkanıklığı benzeri sorunlara yatkın hale gelebilirler.
Manevi yönleri oldukça gelişkin ve farklı titreşimleri hissetme kapasiteleri oldukça yüksektir. İç dünyaları fırtınalı, bilinçaltları hareketli, rüyaları ikinci bir alem kadar canlı ve karar mekanizmaları daima içgüdüleri ile fazlasıyla bağlantılıdır. Düşünmek ile sezmek arasındaki farkı çoğu kez tanımlayamazlar. Ancak iç disiplin ve özsaygı problemlerini halletmeden önce, etik açıdan fazlasıyla gevşek ve sorumsuz davranma eğilimi gösterebilirler. Yengeç bu dünyanın ”şakülü bozuk” bir alem olduğunu ilk anladığında önce içine kapanır, sonra tekrar açılırken meleğini susturup, şeytanını fazlasıyla cesaretlendirmeye, bencil, tüketici, prensipsiz ve sorumsuz davranmaya meyledebilir. Bu ”düşmüş melek” sendromunu atlatmak için bir hayli olumsuz deneyim geçirmesi ve kendiyle zorlu yüzleşmeler yaşaması gerekebilir. Kendini yeniden keşfetmeye ve özüne dönmeye karar veren Yengeç’lerin çok farklı bir bilgelik sergilediklerini ve tatlı bir çocuksulukla, sessiz bir olgunluk karışımı ”çelebi” bir duruş benimsediklerini görebilirsiniz.
Manevi yönleri oldukça gelişkin ve farklı titreşimleri hissetme kapasiteleri oldukça yüksektir. İç dünyaları fırtınalı, bilinçaltları hareketli, rüyaları ikinci bir alem kadar canlı ve karar mekanizmaları daima içgüdüleri ile fazlasıyla bağlantılıdır. Düşünmek ile sezmek arasındaki farkı çoğu kez tanımlayamazlar. Ancak iç disiplin ve özsaygı problemlerini halletmeden önce, etik açıdan fazlasıyla gevşek ve sorumsuz davranma eğilimi gösterebilirler. Yengeç bu dünyanın ”şakülü bozuk” bir alem olduğunu ilk anladığında önce içine kapanır, sonra tekrar açılırken meleğini susturup, şeytanını fazlasıyla cesaretlendirmeye, bencil, tüketici, prensipsiz ve sorumsuz davranmaya meyledebilir. Bu ”düşmüş melek” sendromunu atlatmak için bir hayli olumsuz deneyim geçirmesi ve kendiyle zorlu yüzleşmeler yaşaması gerekebilir. Kendini yeniden keşfetmeye ve özüne dönmeye karar veren Yengeç’lerin çok farklı bir bilgelik sergilediklerini ve tatlı bir çocuksulukla, sessiz bir olgunluk karışımı ”çelebi” bir duruş benimsediklerini görebilirsiniz.
Yolun sonunda her Yengeç’in öğrenmesi gereken şey, EV dediği yerin kalbi olduğudur! Kendine dürüst kaldığı ve iç sesine kulak verdiği zaman, hem dünya üzerindeki yolculuğunda yolunu kaybetmemek hem de evin yolunu bulmak için başkaca bir göbek bağına ihtiyacı olmadığını huzur içinde keşfedecektir…
http://junoastrology.com/
30 Haziran 2015 Salı
Enerjisi Kendinden
Geçenlerde yazmıştım, genelde de bahsederim hava açık ve güneşli ise depresyona girme ihtimalim pek yok gibi yani standart sapma oranımı (%5) saymazsak tabii :)
İşim ve günlük rutinimde de teknolojik gelişmelerle yakından ilgilendiğim üzere araştırmalarım faydalı bilgiler içeriyor. En azından ben, benim gibi çalışan herkese ve herşeye ilgili davranıyor ve zararlarından çok faydalı konulara yer vermeye çalışıyorum :) Tabiki ben işin makarasındayım fakat bazı insanlar bu konuya dikkat çekiyorlar ve cihazların güneş enerjisiyle çalışmasını sağlayarak dünyadaki enerji israfının önüne geçmeye yardımcı oluyorlar. İşte çarpıcı, bir o kadar da ilgi çekici güneş enerjisiyle çalışan 10 farklı cihazı huzurlarınıza sunuyor ve bol güneşli doğal enerjili ve pozitif yönde ilerleyebildiğimiz günler diliyorum..
Güneş Enerjili Çadır
Güneş enerjili çadır, kendi güneş paneline sahip. Çadırın içinde entegre LED lambaları mevcut. Solar paneller bataryalarını kendi kendine şary edebiliyor. Çadırın içinde bulunan ışıktan 2 ila 4 saat yararlanabilmek için çadırın 4 ila 6 saat güneş ışıklarıyla şarj olması yeterli. Güneş enerjili çadırın 4 kişilik ve 6 kişilik versiyonları mevcut. Fiyatı ise sırasıyla 180$ ve 220$.
Ayçiçeği – Solar Enerji Santrali
İşte yeni ve güçlü bir ev-ofis kreasyonu. Bu bir güneş enerjili müzük sistemi. Solar enerji santralinin içinde yerleşik 3 standart priz aracılığıyla güneş enerjisinden elektrik üretiliyor. Üstte bulunan güneş paneli gün boyunca güneş enerjisini depoluyor. Böylece şarj edilebilir güneş pilleri cihazın gece boyunca çalışmasını sağlıyor.
Freeloader – Güneş Enerjili Şarj Aleti
Uzun yolculuklarda küçük el aletlerinizi yanınıza almayı sever misiniz? Eğer cevabınız evetse, bu taşınabilir güneş enerjili şarj aleti tam size göre. Cihaz, herhangi bir yerde herhangi elde taşınabilir bir aleti çalıştırabilecek taşınabilir bir sisteme sahip. Tek şarjda, Freeloader’ın dahili bataryası bir iPod’u 18 saat, bir cep telefonunu 44 saat, PSP’yi (PlayStation) 2,5 saat ve PDA’yı (Dijital Özel Sekreter” anlamına gelen ‘Personal Digital Assistant’ tanımının kısaltması olan PDA’ler, boyutları avuç içine sığacak kadar küçük, başta kişisel bilgilerin
saklanabildiği ve iletişim özelliğine sahip elektronik cihazlardır) ise 22 saat çalıştırabilecek güç üretiyor.
Güneş Enerjili Yeraltı Tarım Zararlısı Kovucu CihazGüneş enerjisiyle çalışan bitkilere zarar veren küçük hayvan veya böcekleri kovmaya yarayan bu alet tam bir çevre dostu. Cihaz, üstünde yer alan güneş paneliyle çalışıyor. Panel güneşli bir havada 3 saat içinde şarj olabiliyor ve tek şarjda 8 saate kadar çalışabiliyor.Bu panel yeraltındaki köstebek, tarla faresi, yer sincabı gibi tarım zararlılarını karmaşık bir kuruluma gerek kalmadan ve harici bir güç kaynağı gerektirmeden uzaklaştırıyor. Su geçirmez anotlanmış çivi, 30 saniye arayla ses titreşimleri yaydığı toprağın içine yerleştiriliyor. Ses dalgaları, toprağın altında oyuklarda gizlenen tarım zararlılarını rahatsız ediyor ve kaçmaya mecbur bırakıyor.
Güneş Enerjili Laptop Çantası
Güneş Enerjili Güneş Gözlüğü
SIG adı verilen bu güneş gözlüğü, güneş enerjisini hapsediyor ve elektrik enerjisine dönüştürüyor. Bu enerji, gözlük çerçevesinin arkasındaki jack girişi vasıtasıyla küçük cihazları çalıştırabiliyor. Güneşlenirken, iPod’unuzu dinlerken ya da şarjı bitmiş küçük aletleriniz için bu güneş gözlüğü çok kullanışlı duruyor.
Güneş Enerjili PMP (Taşınabilir Medya Oynatıcısı)
Shiro SQ-S adı verilen portatif medya oynatıcısının arkasında entegre güneş panelleri mevcut. Böylece kullanıcıya cihazı güneş enerjisiyle de şarj etme opsiyonu tanınmış. Bunların dışında bir AC kablosu veya bir USB kablosu da şarj işlemi için yeterli. Güneşli bir günde şarj işlemi 6 saati alırken USB kablosuyla bu süre 4 saate iniyor.Tek dolumda SQ-S, 38 saatlik müzük oynatma ve 10 saatlik video oynatma kapasitesine sahip.
Güneş Enerjili Çim Biçme Makinası
Çim biçerken harcanan petrolden nefret ediyorsanız Husqvarna şirketinin ürettiği bu çim biçme makinasını denemelisiniz. Araç güneş enerjisiyle çalışıyor ve sıfır emüsyon sağlıyor. Araç güneş panelleri sayesinde güneşli bir günde şarj edilebiliyor. Şarj azalmaya başladığında, araç otomatik olarak şarj istasyonuna doğru hareket ediyor. Tam otomatik bu çim biçme makinası size -eğer varsa- eski araçlarınızı onunla değiştirme fırsatı sunuyor.
Güneş enerjili çadır, kendi güneş paneline sahip. Çadırın içinde entegre LED lambaları mevcut. Solar paneller bataryalarını kendi kendine şary edebiliyor. Çadırın içinde bulunan ışıktan 2 ila 4 saat yararlanabilmek için çadırın 4 ila 6 saat güneş ışıklarıyla şarj olması yeterli. Güneş enerjili çadırın 4 kişilik ve 6 kişilik versiyonları mevcut. Fiyatı ise sırasıyla 180$ ve 220$.
Ayçiçeği – Solar Enerji Santrali
İşte yeni ve güçlü bir ev-ofis kreasyonu. Bu bir güneş enerjili müzük sistemi. Solar enerji santralinin içinde yerleşik 3 standart priz aracılığıyla güneş enerjisinden elektrik üretiliyor. Üstte bulunan güneş paneli gün boyunca güneş enerjisini depoluyor. Böylece şarj edilebilir güneş pilleri cihazın gece boyunca çalışmasını sağlıyor.
Freeloader – Güneş Enerjili Şarj Aleti
Uzun yolculuklarda küçük el aletlerinizi yanınıza almayı sever misiniz? Eğer cevabınız evetse, bu taşınabilir güneş enerjili şarj aleti tam size göre. Cihaz, herhangi bir yerde herhangi elde taşınabilir bir aleti çalıştırabilecek taşınabilir bir sisteme sahip. Tek şarjda, Freeloader’ın dahili bataryası bir iPod’u 18 saat, bir cep telefonunu 44 saat, PSP’yi (PlayStation) 2,5 saat ve PDA’yı (Dijital Özel Sekreter” anlamına gelen ‘Personal Digital Assistant’ tanımının kısaltması olan PDA’ler, boyutları avuç içine sığacak kadar küçük, başta kişisel bilgilerin
saklanabildiği ve iletişim özelliğine sahip elektronik cihazlardır) ise 22 saat çalıştırabilecek güç üretiyor.
Güneş Enerjili Yeraltı Tarım Zararlısı Kovucu CihazGüneş enerjisiyle çalışan bitkilere zarar veren küçük hayvan veya böcekleri kovmaya yarayan bu alet tam bir çevre dostu. Cihaz, üstünde yer alan güneş paneliyle çalışıyor. Panel güneşli bir havada 3 saat içinde şarj olabiliyor ve tek şarjda 8 saate kadar çalışabiliyor.Bu panel yeraltındaki köstebek, tarla faresi, yer sincabı gibi tarım zararlılarını karmaşık bir kuruluma gerek kalmadan ve harici bir güç kaynağı gerektirmeden uzaklaştırıyor. Su geçirmez anotlanmış çivi, 30 saniye arayla ses titreşimleri yaydığı toprağın içine yerleştiriliyor. Ses dalgaları, toprağın altında oyuklarda gizlenen tarım zararlılarını rahatsız ediyor ve kaçmaya mecbur bırakıyor.
Yukarıda bahsettiğimiz Freeloader güneş enerjili şarj aleti, gerçekten de küçük aletleri şarj etmek için ideal, fakat diz üstü bilgisayarlarını yolda şarj etmek isteyen insanlar için daha iyi bir seçenek var. “Voltaic Generator” adı verilen bu ürün, bir diz üstü bilgisayarı şarj edecek kadar güçlü ilk güneş enerjili çanta.Yüksek verimli solar hücrelere sahip olan bu çanta, güneş enerjisini depolayan ve daha yüksek bir verimle depolanan bu enerjiyi elektriğe dönüştüren özel tasarım bir batarya kutusuna sahip. Batarya güneşli bir günde yaklaşık 5 satte şarj olurken çantadaki güneş panelleri 15 watt’a kadar güç üretebiliyor. Cihaz diz üstü bilgisayarlardan başka, cep telefonlarını ve el ile taşınabilen çok sayıda elektronik eşyayı da şarj edebiliyor.
Gece bahçenizi canlı ışıklarla görmeyi seviyorsanız fakat aynı zamanda elektrik enerjisi de harcamak istemiyorsanız, Corona Güneş Enerjili Aydınlatma Sistemini’ni size öneriyoruz. Corona, güneş enerjili bir dışmekan aydınlatma sistemi. Bu sistemi yere destekleyerek kurabilir, duvara asabilir ya da sadece masa üstüne yerleştirebilirsiniz.
Corona’nın solar voltaik hücresi, güneş ışığını gün boyunca enerjiye dönüştürür. LED lambalar güneş batınca otomatik olarak parlamaya başlar. Hiçbir yapıştırıcı veya bağlantı elemanları kullanılmaması, bu cihazı geri dönüşüm için sökmeyi kolay hale getiriyor.
Güneş Enerjili Wi-Fi
Güneş Enerjili Wi-Fi ilk olarak Colorado, Boulder’de tanıtılmıştı. LightWave AP-1000 modelinin yaklaşık 72 saat çalışması için 5 saatlik şarj yeterli. Bu teknoloji için asıl beklentinin ise uzak yerleşim yerlerinde kullanılması veya güç kesildiğinde yedek enerji kaynağı olarak kullanılması olduğu belirtiliyor.
Güneş Enerjili Güneş Gözlüğü
SIG adı verilen bu güneş gözlüğü, güneş enerjisini hapsediyor ve elektrik enerjisine dönüştürüyor. Bu enerji, gözlük çerçevesinin arkasındaki jack girişi vasıtasıyla küçük cihazları çalıştırabiliyor. Güneşlenirken, iPod’unuzu dinlerken ya da şarjı bitmiş küçük aletleriniz için bu güneş gözlüğü çok kullanışlı duruyor.
Güneş Enerjili PMP (Taşınabilir Medya Oynatıcısı)
Shiro SQ-S adı verilen portatif medya oynatıcısının arkasında entegre güneş panelleri mevcut. Böylece kullanıcıya cihazı güneş enerjisiyle de şarj etme opsiyonu tanınmış. Bunların dışında bir AC kablosu veya bir USB kablosu da şarj işlemi için yeterli. Güneşli bir günde şarj işlemi 6 saati alırken USB kablosuyla bu süre 4 saate iniyor.Tek dolumda SQ-S, 38 saatlik müzük oynatma ve 10 saatlik video oynatma kapasitesine sahip.
Güneş Enerjili Çim Biçme Makinası
Çim biçerken harcanan petrolden nefret ediyorsanız Husqvarna şirketinin ürettiği bu çim biçme makinasını denemelisiniz. Araç güneş enerjisiyle çalışıyor ve sıfır emüsyon sağlıyor. Araç güneş panelleri sayesinde güneşli bir günde şarj edilebiliyor. Şarj azalmaya başladığında, araç otomatik olarak şarj istasyonuna doğru hareket ediyor. Tam otomatik bu çim biçme makinası size -eğer varsa- eski araçlarınızı onunla değiştirme fırsatı sunuyor.
Kaynak:www.elektrikport.com
29 Haziran 2015 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)