2 Eylül 2014 Salı

Kalimera Kalispera Kalinixta

Günaydın, tünaydın, iyi geceler başlığıyla giriş yapıyorum bu haftaya...
 

Dün yazamadım çünkü sınırdan sabaha karşı henüz geçip masamın başında olabildim. Haftasonu olağanüstü bir Yunanistan kültür&deniz turu sonrasında, ruhum orda bedenim burda kaldı denilebilir...
Herzaman hazırda bulunan vizem sayesinde 2 gün bile olsa sürekli biyerlere kaçabiliyorum. Arz talebin fazlalığı dolayısıya da fiyatlar oldukça uyguna geliyor yurtdışı turları için. Eğer çoluk çocuk sayı olarak bir aşiretten oluşmuyorsanız ailece yurtdışı tatil opsiyonlarını değerlendirebilir vizyonunuzu farklı yönlerde de geliştirebilirsiniz. Birde uçak fobiniz veya yakın ülkeler için otobüs eziyetini göz önünde bulundurmanız şart şimdiden belirtmeliyim..
Neyseki ben bu yazı da ufak tefek tatil kaçamaklarıyla tamamlayabildim. Havalar soğumaya başladı malumunuz geçiş dönemine girdik. Bundan sonrasında gelecek pastırma yazı ile de pek ilgilenmiyorum. Geçen gün bikini ile sonbaharda giyeceğim montu aynı anda alıp kasaya gidince depresyon alametleri başlamış oldu. Eyvahlar olsun :)
Bu haftasonum da çok şükür inanılmaz güzel yerler ve rengarenk resimlerle dolu dolu geçti. 30 Ağustosta Atatürk'ün doğduğu evde olmak gerçekten gurur vericiydi. Dijitale dönüştürülen bir müze ve Balmumundan heykelin karşısında Türklüğüme Türklük kattım..
Selanik; her sokağı denize açılan ve çok düzenli bir şehir planlamasıyla beni şaşırtan inanılmaz yaşanılası biryer. Nüfus olarak zaten tüm ülke İstanbul'un yarısı kadar, dolayısıyla şehirlerde insanlar üstüste yaşamıyor. (Yunanistan+Bulgaristan toplamı ancak İstanbul kadar) Halk zengin devlet fakirleşmiş olsada kimsenin umru değil.. Doğal yaşam görüntüsü olarak ise herkes çevrenin kıymetini bilir nitelikte. Plajları ve tarihi alanları güzel korunuyor belliki. Şehirler bile bakımsız olmasına rağmen herşey gayet yaşanılası görünüyor kısacası. Ama Türk milletine pek bayılmadıkları için yaşamak imkanlar dahilinde değil. Konsolosluk çalışanları bile 3 ayda bir değişiyorsa bu işte bir sıkıntı var :)


Mülk sahibi olmanız yada diğer milletlerin bizim ülkemizde daha fazla yer sahibi olmaları gibi durumlar söz konusu bile olamaz. İzmir aşığı insanların yaşamak istediği tek yer olabilir çünkü birebir örtüşen özellikleri burdada mevcut. kardeş şehirler sanırım. Benim İzmir hayallaerim hiç olmadı fakat Selanikte de boşuna heveslenmedim, o nedenle bir Niko yada iş  bulup oralara yerleşmek için hayal bile kurmadım.. Gerçi böyle heveslerim olsaydı California sahillerinde herşeyim hazırdı ama ben memleketimin ve Türk milletinin aşığı olmam nedeniyle orda bile elimin tersiyle  çok şeyi ittim. Doğru karar hangisiydi bilemiyorum ama  yinede Allah pişman etmesin :))))
Tur detayları vermem gerekirse de kendinize ait zamanlarınız ve Yunan Tavernalarında çok eğlendiğiniz anlarınız mevcut. Ben müziklerin, dansların ve uzonun (yunan rakısı) tadını sonuna kadar çıkardım :)
Gezilecek görülecek yerlerin başını ise
Selanik'te Kordon, beyaz kule , döner kule , fuar meydanı , Osmanlı ve Bizans eserleri , Yunanistan'ın en büyük katedrali olan AyaDimitros katedrali, Büyük İskender heykeli,Vardar,Aristoteles, Elefterios Meydanları Makedonia Bakanlık Binası, Kavala'da da Mehmet Ali Paşa'nın İmarethanesi, heykeli ve evinin anlatımı, resim çekim molası, Pargalı İbrahim Paşa tarafından yapılan dört köşe caminin ziyareti, Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmış su kemerleri çekiyor. Ben tekrar etmedim önceki seyahatlerimde buralara uğramak yettiği için herşey aklımda kaldı çünkü. Kavaladan Keramoti Limanına geçis ve hareketle 40 dakikalık zevkli bir yolculuk sonrası ise Thassos adasına geçilince harika plajlarıyla tertemiz sulara girdim. Halkidiki de muhteşem plajlarla dolu güzel bir molaydı. Nedeni ise gemi geçişleri yasak olması dolayısıyla en ufak bir koku yada renk değişikliği olmayan bembeyaz kumlardan masmavi sulara atlamanız denilebilir. Maldivler gibi denizaltı canlıları tehlikesi bile olmadan hemde :)

Bu tarz turların tek sıkıntısı trafik ve İpsala sınır kapısında bekleme gibi nedenler olabilir. Türklerin alışveriş ve geç kalma hastalığını ise söylememe gerek dahi yok. Diğer Yunanistan adalarını cruise(gemi) ziyaretim sırasında bile geç kalanı, transferle kavga edeni hatta İstanbul’a varışta toprağı öpeni de gördüm resmen ben :)

Ben bu sefer hiçkimseye karışmamak ve hiçbirşeye bulaşmamak için yol boyunca uyukladım.(Uykusuzluk beni canavara dönüştürüyor, Net ! ) Böylece hem ara transferleri kısalttım hem de sıcaktan değişen sinir sistemimi hep düzenledim.
Seyahat ettiğim arkadaşım da gerçekten uyumlu ve sessiz kaldığım zamanlarda ölüp kaldığımı merak edercesine kontrollü biri :) Kontrolden çıkan tek detay sivrisineklerin azizliğine uğramış olmamdı. Dün gece yine acilde 2 iğne 1 şurup ve 1 hafta devam etmesi gereken alerji diyetiyle karşı karşıya kaldım. Aklınızda bulunsun alerjinin enfeksiyonlusu (iltihaplı) çok yaygınmış şu sıralarda, havaların ve sineklerin yüzünden.
 Ama tüm bunlara istinaden birşeyden artık çoook eminim ki, ne zaman biryere gidip dönsem ve güzel resimlerimi paylaşsam hemen yamuluyor hatta yanımdakilerle ayrılığın eşiğine kadar geliyorum...

Eğer nazar denilen enerji gerçekten varsa, burdan kem gözlülere kötü bir haber: Ben bugün de çatlamadım ve en pozitif yaşam mottomla günüme devam ediyorum :)))
Darısı başınıza iyi haftalar diliyorum. Yarın yeni maceralarla görüşürüz :)
Sevgilerimle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder