17 Haziran 2015 Çarşamba

Turuvalı Helen

Başlığımdan da anlaşılacağı üzere, 2 gündür ortalarda Turuvalı Helen gibi dolanıyor hatta girdiğim bu ruh halinden de gayet memnun görünüyorum:)

Henüz kendisini tam olarak hissettirmese de, yaz mevsimi resmi olarak ülkemize gelmiş ve beni de tam olarak moda geçirmiş bulunuyor. Zaten bir ay içerisinde 2 kez Dubai'ye, bu haftasonunu da Alaçatı'da eşsiz bir haftasonu kaçamağı geçirerek beyin ve vücut koordinemi son hızda sağlamış durumdayım. İhtiyacım olan tek şey, deniz-kum-güneş, rakı-kavun-peynir ve eş-dost,alışveriş diyorsanız, tam olarak bendensiniz yani şöyle yanı başıma geçebilirsiniz :)

İnsanoğlunun büyük bir çoğunluğunun önce yaşamak sonra da tatile çıkmak (rahat yaşamak) için çalıştığını varsayar isek, yazın gelmesiyle hareketlenen ruh durumumuzun  neden bu denli önemli olduğunu anlayabiliriz.

Ege kıyılarında geçirilen 3 tam gün ise arkadaşlarım için yeterli, benim için de doyamasam da gayet verimli geçti ve işime tam konstantrasyonla dönmeme neden oldu diyebiliriz...
Pazartesi sendromu olmaması nedeniyle kısa tatillerinizden haftaortası dönmenizi tavsiye ediyorum. İşlerinizi bitirmeye ve yoğun toplantı gündeminizi tamamlamaya çalışırken hafta bitiyor ve siz yeniden dinlenmek için fırsat buluyorsunuz.  Bu yazdıklarım evli ve çoluk-çocuklular için de geçerli çünkü diğerleriyle ilgilenmek için zamana ihtiyacınız oluyor ve kendi yorgunluğunuzdan fırsat bulamayabiliyorsunuz. O nedenle ben; çoğu kez aile fertleri, arkadaşlarım ya da o anki sevgi yoğunluğuma göre özel arkadaşlıklarımın hepsini aynı yerde topluyor, bence mükemmel ve unutulmaz tatillere imzamı atıyorum. Sonra da melek gibi işimin başına geri dönüp kaldığım yerden devam edebiliyorum. Teknoloji bölümünde çalışan biri olarak da gündemi ve gelişmeleri çok yakından takip etme zorunluluğum ile tatilim süresince hiçbirşeyden geri kalmıyorum.(Mesleki deformasyon bu olsa gerek!)
Neyse ki benim gibi yıllık izinlerine istediği vakit çıkan, ailesiyle güzel tatiller geçiren herkesin şu günlerde daha mutlu ve huzurlu olabileceğine inanıyorum. Ramazan süreci ise bu gece itibariyle başlıyor ve etkisini herkeste farklı göstereceği üzere (kimisinde aşırı sinir kimisinde huzur) tüm Müslüman alemine hayırlı olmasını diliyorum.

Turuvalı Helene'e gelince de, hayat hikayesi biraz karışık ama başına ne geldiyse güzelliğinden gelmiş. Tahtını yapmışlar ama bahtını yapamamışlar bu kadıncağızın :)
Sadece benim aklımda aşağıdaki kısımları kaldı, ben yunan miteolojisindekiler gibi giyinmeye devam ederken siz de blogumu okumaya devam edin...
Şimiden herkese keyifli seyirler musmutlu tatiller diliyorum....(Fesatlar güneşin altında çok kalıp cayır cayır yansın pls, beni uğraştırmasınlar yaz günlerinde)

Helen (Helene) veya Truvalı HelenMenelaos'un Paris'e aşık olunca kaçan karısı. 
Yunan mitolojisine göre Truva savaşına neden olan dünyanın en güzel kadınıdır.
Tarihte pantolonu ilk giyen kadındır. (Paris'in pantolonunu giymiştir.)
Altın sarısı saçlara, zümrüt yeşili gözlere sahip olduğu söylenmektedir.
Ayrıca Freud'un Elektra Kompleksi adını verdiği psikolojik duruma adını veren Elektra'nın (tek) teyzesidir.
Aslen Spartalı olmasına rağmen o hep Truvalı Helen olarak anılmak istemiştir. Ve bugün Truvalı Helen olarak bilinir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder