7 Nisan 2015 Salı

Yalan-Lie-Lüge-Falso-Mentira-ψέμα-ложь

Değişik bir dünyaya girdiğimiz, ister istemez etkisi altında kaldığımız yahut hiç gerek yokken hayatımızın bir parçasında yer verdiğimiz insanlarla çoğu kez aniden karşılaşıyor ve ortak paydada buluşmaya gayret gösteriyoruz.

Gerek iş hayatım gerekse geniş sosyal çevremde bariz bir şekilde örnek vereceğim ve artık bukadar da olmaz dediğim yalan vakaları ile karşılaşınca bugün bu konuyu araştırmak istedim. Acaba gerçekten de yalan konuşma/söyleme hastalığı diye birşey var mı, yoksa kişi o anda aklından uydurduğu birşeyi sonradan şaka-maka diyerek geçiştiriyor mu?
Benim gibi dümdüz olsun, diliyle beyni arasındaki bağlantıyı az tutsun, doğruları savunacak diye dokuz köyden kovulsun demiyorum ancak gözümün içine baka baka yalan konuşmasın, insanları aptal yerine koymasın ve bunu hastalık boyutuna taşımasın istiyorum. Sanırım çok bişey de değil bu isteğim, etrafımda dürüst ve erdemli insanlar görmek istemekten başka..
Mesela özel hayatınızda illaki sizden yada çevresinden gerçeklerini saklayan yada egosunu tatmin etmek için basit yalanlar söyleyen insanlara denk gelmişsinizdir. İş hayatınızda hırsları doğrultusunda saçmalayan, aslı olmadığı halde sürekli hakkınızda birşeyler uydurup gizliden gizliye ortamlara yayan arkadaşlara hepimiz sahibiz zaten,yok der inkar edersek mazallah taş oluruz, mahvoluruz :)
Benim sırf kendi haline bıraktığım için sürekli kuyumu kazmak adına bütün mesaisini harcayan iş arkadaşım daha doğrusu tanıdıktan ileri gidemeyen bir ibretlik tecrübem oldu. Değeri bile olmayan kağıt parçası niteliğindeki eşyalarının çalındığını, hiç olmayan mücheverlerinin ortadan kaybolduğunu beyan edenlerle geçen günlerim, emeklerim...Gerçekleri anlatmadığı ve dürüst olmak yerine yalanlarının arkasına sığınarak ortaya çıkamadığı için kendi dahil herkesi rezil eden erkek cinsi bir arkadaşım, dahası bu duruma ayak uydurmak için saçmalayan ve elinden geleni ardına koymayan çevresi/çevremle, bizzat muhattap olmamak adına geçirdiğim günler, hatta bir tanesi eski esini kötülemek ve kendini kurtarmak için akılları zorlayan uydurma cümleleri ve tüm hayatını buna inandırmak için harcanan emekleriyle dolu gecmis anıları...
İşte bunlar hep küçücük ve beyazken başlayan yalanların büyümesiyle çekilen ceremeler... 

Ah birgün bir yazmaya başlasam daha neler neler :)
En sonki vaka ise kendine çok güvendiğini ve dürüst yaşadığını düşündüğüm bir ahpabımın sırf kendine acındırmak, kahraman olmak ve daha fazla ilgi görmek adına söylediği yalanlar ve ortaya çıkan acı gerçeklerle dolu trajikomik hayatına tanık olmamla son buldu...
Benim ise kendi adıma sorguladığım herzamanki gibi ''neden, ne gereği vardı, bana yapmasaydı bari'' gibilerinden eleştirel yaklaşımlar ve bu insanlar üzerinde geçen bir analiz süreci...Neyse konu uzun, anlatmakla araştırmakla bitmez.
Yalan-Nankörlük ve Bencillik konularındaki hassasiyetimi ve prensiplerimi bilen zaten bilir. Bu nedenle şimdi kısa bir söyleşi sonrasında kendi düşüncelerimi paylaştığım bloguma devam edebilirsiniz...


Mitomani kısaca yalan söyleme hastalığı olarak tanımlanır. Mitomani hastalarına ise mitoman adı verilir. Bu kişiler, kendilerini yalan söylemekten alıkoyamazlar. Acaba her yalan söyleyen mitomani midir? İnciten belki de çok acıtan yalanlarla karşılaşıyor olabilirsiniz, öyleyse bu konuyla ilgili Prof.Dr.Arif Verimli’nin açıklamalarını dikkatle okumanızı öneriyoruz.

Mitomanlar, günlük yaşantılarında gerçek dışı fikirlerle insanları yönlendiren, aynı zamanda belli bir amacı olmayan kişilerdir.
Aşağılık Kompleksleri Vardır. 
Mitomani hastalığına yakalanmış kişiler; yalan bilgiler üzerine kendilerince kurgulanan bir hayat geliştirirler. Bunun temelinde sevgi ve ilgi arayışı vardır. Bir kısmında aşağılık kompleksi altta yatan sebeptir ve genel olarak çocukluğundan beri önemsenmediğine inanmıştır.Bilinçaltında önemseneceğine inandığı kurgusal bir hikaye hazırlar. Kendileri bunun gerçek dışı olduğunun farkında değildir. Bu durumda çevrelerinden önce ve hatta daha çok kendilerine zarar verirler.Önce Haz Duyar Sonra Pişmanlık;Mitomani’ye dürtü kontrol bozukluğu da denir. Kleptomani bilinen diğer adıyla çalma hastalığı, uyuşturucu ya da alkol bağımlılığı, kaş, saç yolma hastalığı gibi… Kişi yalan söylemede kendine engel olamaz. Bu, kendisinin karşı koyamadığı bir dürtüsüdür. Yalan söylerken önemli ölçüde haz duyar yalnız ardından pişmanlığını yaşar. Mitoman, yalan söylemenin suçluluğunu yaşar hatta çevresindekilere tekrarlanmayacağını söylerse de engel olamadığından yine de yalan söylemeye devam eder. Çok basit şeyler için gereksiz yere yalan söyler. Mitomanlar, yalan söylerken kandırmak amacında değildirler. Üstelik yalanları son derece gelişigüzel ve umarsızdır, bu sebeple nasıl toparlayacakları hakkında bir planları yoktur. Daha kötü olanı ise eşleriyle yaşadıkları sorunlardır.
Mitomaniye Sebep Olan Psikiyatrik Sorunlar ise: Kişilik bozuklukları, Narsistik kişilik, Asosyal kişilik, Histerik (histriyonik) kişilik, Çocukluk yıllarında istismara uğramış olmak...Bu bilgiler doğrultusunda biz de diyoruz ki; ailenizde ya da çevrenizde yalan söyleyen kişiler hatta mitoman olduğuna inandığınız kişiler varsa onu aşağılamak ya da dışlamak yerine tedavi olması amacıyla doğru yönlendirmelisiniz. Sonuçta önemli olan bir insanı kazanmaktır, kaybetmek değil. demiş Prof.Dr..
http://www.genelsaglikbilgileri.com/yalan-soyleme-hastaligi/
"Amma velakin insan, ne de olsa yiğit geçinmekten hoşlanıyor." demiş N. Hikmet'de..
Kişi yalan konuşmaktan bıkmıyor karşısındaki de benim gibi sürekli insan kaybetmemeye uğraşıp hatta topluma kazandıracak diye başına enterasan insanları musallat ediyorsa,günün sonunda en çok üzülen ve yıpranan kişi yine kendi oluyor. Yani yalan konuşan, konuştuğuyla kalıyor sen ise dürüstlüğünün kaymağını yemek yerine birde alicengiz oyunlarına kurban gidiveriyorsun. (Hile ile iş yapanların dalaverelerine ve akla gelmeyecek yalanlarına Ali Cengiz oyunu denilir) 
En güzeli ise benim üzülmekten sıkıldığım, laf anlatmaktan bıktığım ve sorgulama gereği bile duymadığım kişiler için uyguladığım bir yöntem biçimi olan  insanları olduğu gibi kabul ederek, nerde  bulduysam aynı yere geri bırakmaktır felsemi uygulamak :) Çok ciddi söylüyorum ki, bir anda bırakıveriyorum ve en ufak bir şüphe dahi duymadan hayatıma devam ediyorum. Yormadan, sormadan ve şu 3 günlük dünyada mümkün mertebe kırmadan.. Nasıl olsa gerçeklerin birgün su yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır diyor ve Allah'a yada kişi, her neye inanıyorsa ona havale ediyorum :)
Hoşçakalın, Hoşbakın ve dikkatli yaşayın sevgili takipçilerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder