9 Temmuz 2018 Pazartesi

Hayat'ıMız


Dolu dolu 33 oluyorum (Oldum diyemiyorum çünkü ben böyle hesap yapmamaıştım kafamda).
Herkes gibi benim hayatım da sevinçlerle ve üzüntülerle geçti...

Yıllar böyle aktı...
Gün oldu mutluluktan ağladım, kudurdum zevkten.
Gün oldu gözümde yaşlarla, kalbimde acıyla uyandım. Sevgiler de yaşadım, büyük ayrılıklar da... Birine çok kızdım, bir diğerini sevgiden içime sokasım geldi...
İmkanlarım çok oldu ama kimi zaman imkansızlıklarım da. Hastalıklar, kırgınlıklar yaşadım ama çok şükür onları da aştım.
Bazen dipte gibi hissettim kendimi, kimseyi görmek ve duymak istemedim.
Bazense her gün sokağa çıkayım gibi bir halim vardı...
Yaşam ve yaşamak bir oyun sanki. Yürüyorsun, yürüyorsun, arada takılıp düşüyorsun.
Sonra tekrar ayağa kalkmak için çabalıyorsun.
Çabalayabilirsen, kendinde o gücü bulabilirsen ayağa kalkıyorsun bir şekilde.
Yeter ki iste!
Bazen de o gücü bulamıyorsun kendinde. Ardından seni sevenleri düşününce için kıpır kıpır oluyor bir anda.
Seni sevenlerden güç alıyorsun bir şekilde ve “Onlar için mücadele etmem lazım” diyorsun kendine.
“Tamam” diyorsun, “Ama neremden tutsanız elinizde kalırım ona göre!” Hayaller kuruyorsun bir sürü... Geleceğe dair umutlar besliyorsun, ilerideki günlerinin daha sağlıklı ve daha refah içinde olması için dualar ediyorsun.
An geliyor hayal kurmaktan vazgeçiyorsun, canın istemiyor. 
Hayal kurma yetini kaybediyorsun. Umutsuzluk sarıyor her yanını.
Canın ülkende bir şeyler yaşanıyor, acısı sevincinden çok... Üzülüyorsun, geleceği sorguluyorsun “Ne olacak bize” diye.
Kaygılanıyorsun ülken için, ailen için, sevdiklerin için.
Olan oluyor, şehitler veriyoruz...
Hasta çocuğu için yoksullukla mücadele eden anayı görünce, okuyabilmek için üç kuruşa inşaatta çalışan öğrenciyi duyunca, kuru ekmeğe muhtaçları bilince yüreğin kavruluyor.
Yeni doğmuş bir bebeğe yapılan işkenceyi görünce, boşanmak istediği için kocası tarafından öldürülen kadını öğrenince, çocuklara, hayvanlara tecavüzü duyunca sinirden deliye dönüyorsun.
Belki de başkasının derdini görünce kendi derdini unutuyorsun.
Hayat işte böyle geçiyor...
Hayatımızın ne zaman ve nasıl sonlanacağını hiçbirimiz bilmiyoruz, kader deyip geçiyoruz yaşadıklarımıza.
Ama şükretmek çok mühim. Allah’ın bize verdiği her güne, aldığımız her nefese, tüm sahip olduklarımıza şükretmek ve bunların kıymetini bilmek lazım. Ben de önce Allah’a sonra da beni büyüten hayata, bu yaşımı gösterdiği için şükrediyorum..

NOT: Yukarıdaki hislerin bir kısmı bana ait çoğunluğu ise kansere yakalanarak tüm mücadelesine rağmen rahmetli olan bir gazateci hanımın yazısıydı. Kurtuldum kurtulamadım derken içinde bulunduğu durumu özetleyen ve her daim pozitif olabilen kişilere adandığını düşünerek sizlerle de paylaşmak istedim. Evet, 33 oldum :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder