20 Ekim 2017 Cuma

Yaşlı mı ''O'' Genç mi

En yakınlarım genelde herşeyimi bilir. Neye hayran olduğumu veya nelere takıntılı, neye sabrettiğimi veya neleri anında yakabileceğimi çok net anlamış durumdalar artık. Ailem ise bu olguları zaten doğumumdan bu yana deyimleyerek öğrenmiş bulunuyorlar :))
Karşı cins etkileşimi sonrasında seçimlerimi neye göre yaptığımı ise sağır sultan bile duysun istercesine sürekli tekrarladım.(Benden büyük, benden uzun) Kendimden büyük  yaşta olanlar ve uzun boy takıntım nedeniyle sırıklarla iyi anlaşabildiğimi bilen arkadaşlarım zaman zaman makara yapmayı da ihmal etmiyorlar. Erişilebilen kaynakları verimli kullanamıyormuşum, git gide tükeniyorlarmış ! espriye bak, teeee Allahım yaa :)))
İşin şakası bir yana verdiğim bu örneği herkes gibi benim de şekilsel takıntılarım olabileceği yönünde yorun lütfen !  Güzellik veya etkilendiğim şeyler artık bir bütünlk gerektiriyor benim zihnimde. Çünkü ben de büyüdükçe farkındalıklarımla beraber değişikliklerim olduğunu kavrayabiliyorum. Mesela yaşa bu denli takılacağıma aslında yaşantıya takılmam gerektiğini, insanlara bazen birden fazla şans verilmesi (en fazla 2 olabilir valla kusuruma bakmayın kimse bana 3 şans vermiyor ) ve büyük resme baktığın zaman benim de karşıdan çok farklı algılanabileceğimi düşünmem ve önyargılarımızdan kaçınarak gerçekleri hep es geçmeden değerlendirmek lazım. Bu konular üzerine eğildiğimde ise ortaya çıkan şey kişilerin yaşamlarına, kendilerini ne ölçüde geliştirdiklerine ve ne kadar insan olabildiklerine bakmam gerektiğini öğrendim. Madem olgunluk seviyesi yaş ile ölçülecek bir durum değil,madem kendimden yaşça çok büyük arkadaşlarımla bile zaman zaman ters düşüp çocuklaşma diye bağrınabiliyorum :) ben de bundan böyle yalnızca tecrübeleri, aile eğitimleri, ürettikleri, bana sağladığı katkıları ve ben dahil tüm sevdiklerine verdikleri değerle insanları değerlendirmeye karar verdim. Genel olarak önyargıdan uzak duran bir insan olmam sebebi ile de özel-iş-sosyal ortam arkadaşlıkları diye ayırmadan, karar verme sürecini de zamana yayma fikri gayet cazip gelmeye başladı vs vs... 
Bugün yaş ile ilgili bir yazı okudum ve sonrasında aşağıdaki sözleri aşırı benimsediğim için sizinle de paylaşmak istedim. Tüm tecrübeler ve yaşın getirdiği bazı öğretilerle beraber diğer parçalar birleşince de mutsuzluklar ve geçmişte kalanlara elveda diyerek gelecek yaşlara ve yaşananalara daha güvenle bakabileceğimizi farkettim. Bu sebeple kendinize iyi bakın hoşçakalın, hoşbakın demeyi ihmal etmiyorum :)))

Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. 
İnsan kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi neticesinde yaşlıdır. 
Cesareti neticesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır. 
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.
Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz.
İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir.
Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi, ruhu buruşturur.
İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, hâlbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.
İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.
Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.
Yaşlanmak, bir dağa tırmanmak gibidir…
Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler.
Beynimiz, yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.

William Ewart Gladstone

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder