9 Mayıs 2016 Pazartesi

Anne (anne) ler Günü !

Dün bilindiği üzere anneler günü olarak dünyanın birçok ülkesiyle aynı zamanda kutladığımız populer kültürün parçası olan hediye alma günüydü:) 

Herkes mümkün mertebe annesiyle resimlerini paylaşıp kutlamalara dahil oldu. Tüm sene boyunca beraber ne yaptıkları ve ne kadar kaliteli zaman geçirdikleri hakkında bir fikrim yok, merak da etmiyorum ! Zira birçok şey göstermelik değil içten gelerek ve inanarak yapılıyor olmalı... (Zaman zaman sinirlenip yorum yapıyor olsam da, din, aile ve benzeri etik kavramlar anlatılmaz yaşanır benim neznimde)

Neyse konumuz zaten kimin ne yaptığı değil kimin neyi göstermediği... 
16 Nisan Cumartesi gününden bu yana yerde miyim gökte mi bilemiyorum. Gayet güçlü ve eğlenceli duruşumdan pek ödün vermeden devam ediyorum hayatıma. İçimden gelerek bi'ttabi... Çünkü ben yapım gereği herşeyi açıkta yaşayan ve rol yapamayan bir insan olarak dünyaya gelmişim! Faydasız bu kalıpların dışına da pek çıkamıyorum...
Tatillerdeki güzel anlarımı, eş-dost meclislerini ve yediğim içtiğim dışındaki birçok şeyi resmedip paylaşıyorum. Hayatı üstünkörü değil detayları ile yaşamaktan keyif aldığım üzere de milyonlarca resmim var şu ahir ömrümde ve sosyal medya üzerinde...
Çok samimi olarak belirtiyorum ki, iyiki de var o resimler, videolar anılar... Beni ben yapan bütün geçmişimi belgelemişim resmen!! Geride bıraktığım her olaya ve kişiye dönüp bakmak çok saçma olsa dahi benim hoşuma gidiyor nedense...
Bugünlerde oturup tüm arşivimi tarayarak bazı isimleri özellikle bir köşede topladım. Bu kişiler en çok anım olan değil aramdaki sevgi bağını en güçlü tuttuğum kişilerdi. Şuanda olmamalarının nedeni ise bu dünyadan ebediyete göçüp gitmiş olmaları ve benim ihtiyacım olduğu zaman birdaha ulaşamayacağımı/ konuşamayacağımı bildiğim için aklımı yitirmemek için dualar ettiğim ve zar zor güçlü olabildiğim insanlardan oluşmalarıydı...

Ayrılıklar her zaman çok garip gelmiştir bana. Vakti zamanında herşeyi paylaştığınız insan günün birinde ansızın yanınızda olmayacak ve siz onca şeyi boşuna yaşamış hissine kapılacaksınız ! Devamı olmayacağı üzere de bir müddet sonra kestirip atacak ve yokluğuna alışacaksınız. Lakin ölüm ise öyle birşey ki her geçen gün daha çok özleyecek ve konuşmak istediğiniz zaman kendi kendinize resimlerle konuştuğunuzu farkedeceksiniz. Birkaç senedir bu duyguyla yaşıyorum ve ayrıntılarını anlatmaya gerek duymadığım bu olguyu yalnızca yaşayan / çeken bilir diyerek hayatıma devam ediyorum. 

Fazlasıyla eksik olacağını bildiğim ve kabullenemediğim bir acım var şu günlerde. 
Pamuk anneannem, senelerce en güzel ev arkadaşlığı yaptığım  dostum, daha şimdiden özlediğim, Dünyadaki en asil ve sakin kadın olarak tanıdığım Meloş"umu defnettik ve dualar icinde sonsuzluğa ugurladık. Herşeyi bizzat yaşayan ben, o sabah da kontrol etmeme, yıkamaya gitmeme, mezarına girişini izlememe ve daha bu sabah ziyaretine gitmeme rağmen hala inanamıyorum ki anneannem bizleri bu dünyada yapayalnız bırakıp gerçeklere doğru yola çıktı ! 
O günden bu günkü zaman zarfı içinde defalarca ke başka yerlere gitmeme rağmen kafam dağılmadığı gibi, gözümün önünde sürekli ağlayan aileme, evinde oturup hala kahve içtiğimiz komşularımıza rağmen, kadıncağızın orada olmadığını kabul edemedim bir türlü... Sanırım şoka giren beyin, bazı kötü olaylara karşı kendini kapatarak savunmaya geçiyor ve siz gayet sabırlı biri olarak yaşamınıza devam ediyorsunuz. Bilimsel izahatini araştırmadım ama yani ne biliyim başka bir açıklaması yok şu anki ruh halimin !!! Ağlıyorum ağlıyorum sonra sabah olunca anlatırım diyerek uykuya dalıyorum. Kime neyi anlatıyorsun acaba ???

Ayrılıklardan sonra emin olduğum tek gerçek ise; aklıma takılan herşeyi danışabildiğim, sevdiğim her türlü konuyu konuşabileceğim insanların yokluğu beni başka bir insana dönüştürüyor ve hiç istemediğim biçimde olgunlaştırıyor. Şu anda herşeye rağmen büyüyorum, olgunlaşıyorum ve bunu kabul etmemek için resmen farklı bir yaşam sürüyorum...

Anneannemle ilgili aklımda kalacak en önemli şeylerden biri;  moda, siyaset, spor gibi ilgilendiğim konular üzeride konuşabiliyor, tartışıyor ve fikirlerini almaktan büyük keyif duyuyor olmamdı. Anlaşılmanın çok değerli bir his olduğunu ise birkez bile ''beni anlıyorsun dimi anneanne diye soru sormadığımda farkettim. Oysa ki O hep beni 'mutlu musun kızım' diyerek içten cevaplarımı alana kadar sorarak büyüttü.. Belki de bu yüzden aramızda ilginç bir bağ oluştu. Bebekliğimden beri düşkünlüğümden asla birşey kaybetmediğim Meloş'umun her zaman yanımda olduğunu hissettirmesini diliyorum, her an sırf bu nedenle...

Yazacaklarım sabaha kadar sürse bitmez...

Arayan soran yanımızda olan ve taziyeleriyle yalniz birakmayan tüm dostlarimiza sağlıklı ömürler ve acılarina da sabırlar diliyorum... Son cümleyi ise herzaman kendi ağzından dinlediğimiz ve çok güzel bir anlamı olan sözle bitiriyourm.. Hayırlı bir yaşam sonunda huzur içinde, pamuğum gibi uykumuzda ölüm nasip etsin rabbim bizlere de inşallah 🙏🏻🙏🏻🙏🏻


Dünya bir gemi, akıl yelkeni, fikir dümeni, kullan kendini, göreyim seni...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder