12 Şubat 2016 Cuma

Gençliğinize söylemeniz için !


Bazen kendinizle gurur duyar veya aksine çok kızdığınız zamanlarda söylenirsiniz değil mi? Veya beyninizde  sanki biriyle konuşuyormuş gibi anlatır da anlatırsınız. Ben bazen onları dışarı çıkarıp yazılara döküyorum. Çoğu kez ise eşim dostum arkadaşlarımla paylaşıyor ve kulaklarından direk kainat boşluğuna gönderiyorum tüm kelimeleri.. Okadar detaylı anlatmak veya yazmak istiyorum ki bazen sayfalarca okusanız günlerce dinleseniz bitmez, eminim. Normalde de çok ayrıntı veren insanların paylaşacağı konu asla bitmez, olay akışı denilen şey yoktur, dünya bir toz bulutuydu şeklinde başladığınız her cümle yarım kalır ya hani.. Heh işte ben kalmasın, dibine kadar herşeyi anlatayım istiyorum. Belki birgün kendi gençliğime söyleyeceğim cümleleri, satır satır sayfalar dolusu 30 sene öncesinden başlayarak yazıya dökerim. En azından denerim :) Sanırım önümüzdeki günlerde de bazı konulara açıklık getirmek , tek doğrusu olan gerçeklerin herkesçe farklı bilinmesine ve algılanmasına bir son vermek için yapacağım...
Lakin şimdilik başkası tarafından kendi gençliğine söylemek istediklerinin bir örneği  var. Uzun diye okumayı sevmeyenler için şarkı haline getirilmişi bile var hatta sayfanın sonunda linki de paylaşıyorum. Öyle güzel ve herkese uyan dizeler var ki, sanki beni anlatıyor dersiniz... Kendimizi anlamak ve uzaktan bakabilmenin en güzel yanı belkide herşeyi objektif olarak ele almak ve ayrıntılara dökerek değerlendirmektir diyor ve farkındalıklarla dolu bir hafta sonu diliyorum. Hoş bakın ve genç kalın dileklerimle :)

Zaman makinası olsaydı ve kendi geçliğime, mesela 17 yaşıma dönseydim kendime şunları söylerdim; 
En önemli şey aşk onu doya doya yaşa, bu bir.
Ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyormusun ona bak. Yapmıyorsan boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın.
Yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisi dilini ıssır kimseye söyleme.
sevdiğin insanlar bul, işlerini onlarla yapmanın yollarına bak. Hayat yap, et, çalış, başarla geçiyor. Ve bu maroton çok sevdiklerinle geçerse iş yapmamış sürekli aşk yapmış olursun.
Bi kaç kişinin elini sıkı sıkı tut. Onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. Onları kaybetme. Herşey değiştiğinde senin en orjinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olucak. 
Kendini onunla bununla karşılaştırma. Başkaların kriterlerine göre seçim yapMA! O zaman başkaların gideceği yerlere gidersin. Oralarda ne işin var, senin yolun başka yokuşların başka!
Konu komşu ne der diye dinleme. Komşu sen hayatın hakkında topu topu 15 dakka konuşucak, Sense ölene dek onu yaşıcaksın.
Hareket et, hergün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. Bi spora kafayı tak, dansa kafayı tak, satrançca kafayı tak. Kafaya taktıkların ilerde yaldız olup üzerine yağacak, yaldız olup üzerine yağacak. 
Hergün oku, her seyi oku. Ağaç olamak nasıldır, Vangogh olmak nasıldır, ikinci dünya savaşına katılmış olamak nasıldır, öğren! Bi gün hepsi yapboz gibi yapışıp sana inanılmaz gerçekleri göstericek.
Kızlar; zekadan, çalışıp basarandan, ve espiriden hoşlanır. Erkekler; güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır.
 Hayat alışkanlıklıklarla yürüyo. Bişeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. Alışkanlıksa tekrarla oluyo. Beyin böyle programlanıyo. Bişeyi sürekli yaparsan başka şeyi düşünmüyo, onu hep öyle yapıyo. O yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et! Neyi alışkanlık yaparsan hayatın ondan oluşucak unutma.
Erken kalkmak kulağa berbat geliyo,  biliyorum ama erken kalkan yol alır hayatımda duyduğum en doğru şey. Bazen saat 8:30 da üç şey bitirmiş oluyosun ve inanamıyosun zamanın göreceliğine.
Dedikodu yapma! Dekikodu nasıl bişey biliyomusun, böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. Ağzını, içini, evini kokutuyo. Rahatlatır sanıyosun ama pisletiyo insanı. Gül geç. Hem dedikodu yapanların başına mutlaka ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları  şey gelir unutma. Hayatın mizah anlayışı böyle.
Kızlar güzel mi güzel    bi kadın olduğunuzda  kendi atınız olsun. Kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. Böylece ayrılıklarla ve boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. Atınız kimse altınızdan alamaz. Dört nala başka yere gidebilirsiniz. 
Erkekler; yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda kadınlara çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. O güç, güç değil! Kaba kuvvet o. Korkudan kaynaklanır. Kaybetme korkusundan. Ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. Tam tersi avucu apaçık bırakıcaksınız. Kimseyi suçlama suçlamak; nasıl diyim, zehirli bi duygu. İnsanı frenler, insanı kurban piskolojisine sokar. Atıl bırakır. Hatta şimdiden duvara " kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz. 
" Kendimi suçlu hissetmiyorum. Kendimi suçlu hissetmiyorum. kendimi suçlu hissetmiyorum" yaz. Çok faydasını görüceksin.
Ceplerden, bilgisayarlardan televizyonlardan uzak bi saat ayır kendine. Kendinle sosyalleş yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. Hayatın,  sana başkaları tarafından yansıtılmayan bi aslı var. Onu dinle deniz kabuğu dinler gibi. Yalnızlığını kimseye verme. Yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. Çünkü hayat paylaşınca güzel. 
Hergün şükret! Teşekkürü dualarından asla eksik etme. Teşekkür kadar insana iyi gelen bişey yoktur. Bişeyi istemekten dilemekten bile iyidir. Sıcacık yapar ruhunu. Bende ki bana yeter, hatta artar bile dünyanın en güzel felsefesinidir. Birinden bişey isteme  onun yerine birine bişey ver, bak neler olucak seyret sonra.
Karanlık günler olucak. Düşüceksinde. Yaralarda açıklıcak. O zamanlarda şunu unutma; Tünel biticek. Kalkıcaksında, kabukda bağlıcaksın. Sevdiklerine bakıp usanmadan "Seni seviyorum. Seni çok seviyorum" de. Hatta " sen ne yaparsan yap, kim olursan ol sevicem" de. 
Korkmaktan korkma. Ödün bile kopsun. Sonra kapa gözünü bas karanlığına. Belki biri taş döşemiştir, kim bilir...
Böbürlenme, Kibirlenme, Köpürme. Abart, Çoğalt, Parlat. Böbürlenme, Kibirlenme, Köpürme. Abart, Çoğalt, Parlat.
Hergün bi yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. Böyle bi kahraman olmak istermiydin? İstiyorsan başarıyorsun. Ne mutlu sana :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder