28 Ocak 2016 Perşembe

Tarz Meselesi

Her yiğidin bir yoğurt yeyiş şekli vardır'' atasözünü bildiniz mi? 

Yani atalarımız vakti zamanında demek istemişler ki; Her insanın kendine özgü bir çalışma yolu, yöntemi, davranış modeli veya iş yapma biçimi vardır. Farklı kişiler aynı işi başarılı bir şekilde yaptıklarında kendilerine özgü bir yol izlemiş ve sonuca aynı şekilde ulaşmış olabilirler. Aslında dünya üzerindeki her konu için geçerli olan bu sözü sever ve insanları da o şekilde değerlendiririm neznimde...
Gel gelelim ki ben o şekilde değerlendiriliyor muyum bilinmez, o konuya az sonra değineceğim.
İş hayatında yeni olanlar, yeni bir ilişkiye başlayanlar veya hizmet sektöründeki kişiler fazlasıyla bu durumu açıklar nitelikte davranırlar. Örneklendirmem gerekirse; birlikte çalıştığınız herkesi sizin kalıplarınıza sokmak, kendinize göre şekillendirmek istediğinizde bazen görürüsünüz ki alıılagelmişten bambaşka bir insanla karşı karşıyasanız veya yeni sevgiliniz bir öncekinin tam tersi bir karaktere sahip ve sizinle olan iletişimi tam tersi yönde sizi etkiliyorsa, Müjde! Alıştığınız düzenin artık dışındasınız çünkü kişiler bu ortamı çoktan hazırladılar bile size :)
Örnekleri hemen negatif anlamda canlandırmayın zihninizde lütfen, Çoğu kez tarzını sevmediğiniz insan gider yerine iş yapışı, insan ilişkileri ve sizinle olan diyaoloğunda son derece pozitif etkileyebilen insanlar gelir yaşantınızın orta yerine. İnşallah hep öyle olur hayatımızda tabii ki temennilerim bu yönde.. Lakin önemli olan, kıyas yapmadan ve yeniliklere, farklı yorumlamalara açık olarak geçirebilmektir günlerimizi. Yeni iş ve ortama adapte olmaya çalışan bir kişi olarak söylüyorum ki, benden önceki arkadaşla yoğurt yeme şekillerimiz epey farklıymış. Çünkü kişiliklerimiz ve tecrübelerimiz bambaşka yönde ilerlemiş. İlk haftada herkesi tanıyan ve kendini tanıtan sabırsız yapım sayesinde ikinci aşamaya hemen geçebildim ben mesela :) gerçekleri görmem çok kısa sürdü bu yüzden. Çünkü burda benim tarzım değil sadece ve sadece yöneticinin tarzının önemli olduğu apaçık ortadaydı !!! 

Çalışılan kişi/ kişiler az ama öz ise artık kendinizi deneyebilir bir ortamdasınız demektir :) Sabredin, kişileri gözlemleyin ve uygulamaya geçin.. Hazırsınız demektir.
Bikaç hafta içinde, alt ve üst ilişkilerinizde karşılıklı olarak değişik tarza alışabiliyorsanız şimdiden başarılarınızın devamını diliyorum. Yok, alışamıyor aksine birşeyleri dikte ederek, direterek kabul ettirmeye çalışıyorsanız da hadi geçmiş olsun!  maaşınıza zam işinize son oldu bile :)
En üst düzeydeki adam da, en niteliksiz pozisyondaki adam da aynı yoldan geçiyor merak etmeyin. Başta da söylediğim gibi dünya üzerindeki her yiğido için geçerli bu temel örnekler ;)))

Özel hayatımızdan verebileceğim örnek ise, eşler boşandıktan veya sevgililer ayrıldıktan sonra bambaşka karakterlerde ve görünümde insanlar giriyor hayatlarına. Bazıları yokluğuyla bazıları ise varlığıyla anılıyorlar o sıralarda ;)  Çünkü tarzlar farklı, sana kendini değişik hissettiriyor yenisi, dolayısıyla sen de bambaşka zevklerin, sıkıntı ve sinirlerin kısacası genel olarak daha farklı bir yaşantının insanı oluveriyorsun yavaş yavaş. Ama yok, hayatta değişemem ben alıştığım düzenin ve hayatın insanıyım, bu yeni iş/eş/sevgili beni yolumdan çıkaracak, karakterimi bozacak, düzenim altüst edecek diyor, enterasan hislere kapılıyorsanız zaten o topa hiç girmiyor, yeniliklere yelken açamıyorsunuz...Konfor alanınızda paslanın, emi..
Birde pişmanlıklarımız var ki acele etme hususunda, o konuya hiç değinmiyorum bile , keşke demeyi sevmeyen bir insanım hep öyle bir felsefeyle de yaşamaya çalışıyorum...

Bakınız her iki örnekte de sadece değinmek istediğim şey hemen önyargı veya genelleme yapmadan, yeni kişinin veya bir diğerinin tarzına ayak uydurabilmeniz konusudur. Seversin veya sevmezsin çünkü mecbur değilsin lakin saygı duyacak, eğer çok gerekliyse alışacaksın o üsluba, davranışa, yiğidin yoğurt yemesine arkadaş... 
Herzaman da söylerim, benimle veya kimseyle kıyasa girmeyin, Senin çok başarılı olmak için politika yaptığın, eğitimler aldığın, günlerce çalıştığın, yıprandığın, uğraştığın konuya ben direk ve samimi üslubumla, dik duruşumla veya bazen pozitif yaklaşımım, saygılı tavrımla çok kısa sürede ulaşabiliyorum. Kendim gibi olmak tüm kapıları açabiliyor. Doğallıktan hoşlanmayanlarda kapatabilir de, ayrı bir durum. İncelemek lazım öylelerini :)))
Sonuç olarak bugün birkez daha farkettim ki,  Korkak olmayın kendi tarzınızı ve lütfen doğarken sizinle gelen omurganızı korumayı başarın.  Yoğurt yeme şeklinizde ince ayarlamalar gerekiyorsa  oturup birkez daha düşünün belki de yönteminiz veya tarzınız oraya, o kişiye yada o zamana uygun değildir ve karşılıklı anlaşamıyorsunuzdur.Üzülmeye gerek yok herzaman önerdiğim üzere, bekleme yapmayınız, ilerleyiniz :) ama yok tam olarak istenen b
aşkasının kalıplarına girmek, ve dik duruşunuzdan taviz vermeniz isteniyorsa hemen uzaklaşın olduğunuz kişi/mekan/zaman üçlüsünden!
 Şimdilik herşey yolunda gidiyor diyebildiğiniz bir hayatınız varsa ne mutlu sizlere, eğer tereddütleriniz varsa yoğurdunuzla o yiğit geçindiğiniz kimliğinizi bir karşılaştırın derim, naçizane :))) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder