18 Eylül 2015 Cuma

Gidi-yorum

Ben biraz gitmeliyim yine uzaklara..
Gidiyorum biraz merak etmeyin diye söylüyorum, hem ruhumu dinlendirmek için İstanbul'dan uzaklara hem de aşkla geri dönebilmek için gelecek kararlarımı almak için bambaşka diyarlara..içimle dışımın, tersimle düzümün karıştığı bir dönemdeyim. Ama bu kez netim. Ülkenin haline üzülüyor ve hiçbirşey yokmuş gibi davranamıyorum. Kendi hayatımla ilgili olan veya olmayan herşeyin farkındayım, görmezden gelemiyorum.


Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; 
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. 
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim; 
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. 
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; 
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. 
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, 
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım; 
Vatanım da vatanım... 
İstanbul, 
İstanbul... 
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; 
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... 
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at; 
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... 
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; 
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? .. 
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet; 
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet... O manayı bul da bul! 
İlle İstanbul'da bul! 
İstanbul, 
İstanbul... 

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; 
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. 
Oynak sular yalının alt katına misafir; 
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. 
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar, 
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... 
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi? 
Cumbalı odalarda inletir ' Katibim'i... 
Kadını keskin bıçak, 
Taze kan gibi sıcak. 
İstanbul, 
İstanbul... 
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler! 
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler... 
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, 
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu. 
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından 
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından. 
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; 
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar... 
Gecesi sünbül kokan 
Türkçesi bülbül kokan, 
İstanbul, 
İstanbul... 
Necip Fazıl Kısakürek





Son tatilim ama tamamen kafamı, ruh halimi ve farkındalıklarımı analiz etmek için uzun bir seyahate çıkıyorum. Dönersem anlatırım, dönemezsem çok şey var aslında anlatamadığım...
İyi bayramlar, sağlıklı*huzurlu*mutlu tatiller ve aydınlık yarınlar diliyorum... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder