9 Haziran 2015 Salı

Vardığın Yer...

Ne gittiğim-gezdiğim yerler ne de görüştüğüm insanlar ve hissetiğim duygular...
Geçtiğimiz haftasonu, Türkiye için oy verme sürecinin tamamlanmış olduğunu bildirmekten mutluluk duyarım.

Nedeni ve sonucu ne olursa olsun, benim algıma göre sadece ve sadece ;
Heryere asılan bayrakların çevre kirliliği ve göz yormasını geçtim, seçim kampanyalarından ortalıkta aylardır bangır bangır sokakları türkü bara çeviren seçim arabalarından, atıp tutarken uzaya kadar yükselen ve sadece bağırarak kendini dinlettiğini düşünen tüm politikacılardan, ne okuyan ne yazan ne öğrenerek yaşayan hatta gündemle uzaktan- yakından alakası olmayan seçmenin yaptığı saçmalıklardan ben ve benim gibilere gına gelmiş, tüm bu süreç canımıza yetmiş hatta seçme ve seçilme hakkından beni bile soğutmuş olmalarından ibaret idi !
Demokratik olmaya çalışan güzel yurdumun insanı seçimden sonra da kime oy verdin, senin partin şöyle benim partim böyle söylemleriyle klavye başından kumandan kesildi yine, zaten o konuya hiç girmeyeceğim bile !

Beni bilen bilir, din ve siyaset olgularını ailemle bile tartışma konusu yapmaz iken sosyal medyaya çerez yapmaya hiç niyetim yok, olmadı da zira! Her ne yaşıyorsan inandığın ile kendi aranda kalsın arkadaş, sonra seni yargılıyorlar diye bas bas bağırıyorsun ortalıklarda.(Ki bu durum en çok benim başıma gelir şu ahir ömrümde. Herkese herşeyimi anlatırım sonra da bana nasıl karışırsın sen diye keserim samimiyeti.E o adamı zaten sen çıkardın tepene tüm özelini ,içini, düşünceni anlatarak !)
O nedenledir ki; bazı şeyler mahremimiz olarak kalmalıdır ve doğal sürecinde yaşanıp bitmelidir. Haftasonu yaşanan oy kullanma detaylarına girmiyorum amma ve lakin bu sabah okuduğum bir köşe yazısını paylaşıyorum. Okadar gerçek ve okadar kaçınılmaz bir sonuç ki, insanın fıtratında varsa birşey, istediğini yap değişmez, değiştiremezsin ve sondan kaçamazsın. Sadece sonunu görüp yeniden başlarsın !!

 Aklımız başımızda, İyi haftalar olması dileğiyle.. Hoşçakalınız

3 yaşında başarı donuna işememektir.
10 yaşında başarı arkadaş bulabilmektir.
15 yaşında başarı otomobil kullanabilmektir.
20 yaşında başarı seks yapabilmektir.
30 yaşında başarı para kazanabilmektir.
40 yaşında başarı para harcayabilmektir.
50 yaşında başarı para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı seks yapabilmektir.
70 yaşında başarı otomobil kullanabilmektir.
80 yaşında başarı donuna işememektir. 
Fıtrat’tır bu. 
Sadece insanı anlatmaz…
Doğan, büyüyen, hep güçlü olacağını düşünen, hep öyle kalacağını zanneden, hayatın kaçınılmaz gerçeğini unutan iktidarları da anlatır.
O elinde salladığın kutsal kitabı anlayarak okusaydın, bilirdin..!
Her başlangıcın bir sonu vardır.
Vardığın yer…
Sonun başlangıcıdır... demiş Y.Özdil bugünkü yazısında ve insanoğlunu ne de güzel özetlemiş...

http://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/secimin-sonucu-854611/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder