15 Nisan 2015 Çarşamba

Nerde kaldın?



Nerde mi kaldım? Geldim işte burdayım sizi de 1-2 gün bırakmaya dahi gelmiyor canım :)

Haftasonu arabaya atladım ve benzin bitene kadar kullandım demek isterdim ancak İzmit'e (Kocaeli) sınırlarında durdum, en yakın dostumda yedim içtim harika bir şekilde konakladım. Havalar güneşli olarak seyrederken bende kendimi deniz kenarı ve çiçeklerin içine bıraktım. Bundan daha güzel bir kombinasyon olamazdı, eminim artık :))
Günlük akışı yazacağım blog yazılarım çok detaylı olacağı için kısa kısa geçiyorum, malum özel hayat paylaşmak yok, çok resim eklemek yok ve araştırma konularımın dışında daldan dala konmak yok benim tarzımda. Muhtemelen ileride çocuklarıma göstereceğim günlük tarzı yazılardan oluşan bu blogda içimi döküyorum o nedenle gizli saklı yalan dolan yok. Zaten şurda biz bizeyiz, yabancı da yok :)))))
Amma ve lakin bazen içimden gelen geçen herşeyi yazmak paylaşmak istiyorum, işte ozaman kendimi biraz tehlikeli buluyor ve vazgeçiyorum. Hayat felsefem yaptığım herşeyde mutlu olmak ve mutlu etmek üzerine yaşandığı üzere kendime ters düşmek olmaz.
Neyseki havadan sudan bahsedecek olsam bile çok okuyan ve çok düşünen ortak özellikleri gibi çok konuşmamı fırsat bilerek çok anlatabilirim. Üniversite yıllarımda 4 sene yaşadığım topraklara her gidişimde milyon anı ve milyon farklı insan canlanıyor gözümde. Sadece bunlardan örnekler versem direk yandınız :)
Zaten o dönemler yaş itibariyle farkındalığı deneme-yanılma yoluyla yakaladığımız çağlar, kafa açık, tertemiz, ne görse kapıyor herşeyden etkileniyor. Askerlik gibi çeşit çeşit okul arkadaşlarınla büyümeye çalışıyorsun belki de adam senin gördüklerinin yanından bile geçmemiş oluyor, doymuyor ya da kötülüğün pençesine düşmekte hiç tereddüt etmiyor. Ben biraz şanslı geçirdim o öğrencilik yıllarımı çünkü ilk 2 sene ailemle yaşadım İstanbul dışında, sonraki 2 sene ev arkadaşım-dostum-kardeşim dediğim insanla tanıştım ve herzaman yanımda birileri olduğu için konfor alanımın pek dışına çıkmadım. Birinci sınıftan itibaren kapımızın önünde araba durmasına rağmen evde tavla turnuvaları düzenlemek daha cazip geldi bize, ne yalan söyleyeyim:)
Her hafta ders çıkışında İstanbul'a dönüp her pazartesi direk derse giden bir insan olarak İzmit'i tamamladım. Nedenini tam olarak açıklayamasamda çok nefret ettiğim şehre şuan daha huzurlu ve mutlu gidiyorum.Kaçış noktam oldu artık orası sanki, evden kaçar gibi, uzun yolculuğa çıkar gibi körfez yolunu tutuyorum. Hem artık araba kullanmayanlar için kulaklığı takıp yolu izleyerek gitme seçeneği olarak hızlı tren mevcut. Ben henüz denemedim ama tren yolculuğu maceralarımda olmadı değil o yıllarımda. Yolların dili olsa da konuşsa diye bir tabir vardır ya hani, heeh işte, o tam benlik :)
Yurtiçi-yurtdışı hiç farketmez her yolculuğumda ayrı bir hikaye ayrı bir gelişmeye açık buluyorum kendimi. Resmen büyüyorum, düşünürken, müzik dinlerken yada anıları tazelerken dinleniyorum çoğu kez. Bazende son ses müziklerle son hızda araba kullanıyorum ki yorulup sakinleşebileyim diye.. (Bebekleri çok oynatırlar gün içinde gece rahat ve deliksiz bir uyku çekebilsin diye, benimkide o hesap sanırım) Geçtiğimiz hafta albümü yeni çıkan Hakan Altun'un cdsini defalarca dinlediğim yolculuğumda ise herşey mevcut olarak hafızama kazındı. Harika müzikler beynimdeki yerini alırken banada su gibi akıp giden yollar kaldı...
Sonuç olarak diyeceğim şudur ki, ben dahil, başta İzmit'e sonrasında  Amerika'ya düzenli olarak gidiş yolum olmak üzere insanoğlu seyahatleri boyunca çok değişiyor. A noktasından B noktasına gidene kadar geçen sürede sen artık eski sen olmuyor ,gördüklerin ve öğrendiklerin ile hayatında bir basamak daha çıkmış oluyorsun. Negatif ya da pozitif olarak bana hep aynı düşünceleri yaratan yolculuklarıma huzurlarınızda teşekkür ederim... Beni siz bu hale getirdiniz yoksa nasıl büyüyecektim diye söylemeden de edemiyorum :)
Bugünün naçizane en ufak tavsiyesi ise, sevdikleriniz yada yalnız başınıza yolculuklara çıkmanız en sevdiğiniz müziklerle kendi dünyanızda düşüncelere dalmanızdan yana kullanmanızdır diyorum.
Hoşçakalın hoşbakın ama yarı yolda kalmayın. Mutlaka birgün o yolu tamamlayın :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder