4 Şubat 2015 Çarşamba

Dişe Diş

İstisnasız bütün resimlerimde gülerken ağzım kulaklarımda 32 diş meydanda görünüyorum. Bazen gülümsüyorum onda da ayıp olmasın diye ve bu yaşıma kadar toplasak 3 tane ciddiyetten öldüğüm pozum mevcuttur. Günlük yaşantımda çok güldüğüm ve mimiklerini çok kullanana herkeste olduğu gibi doğal kırışıklıklarım olduğu doğrudur. Ailem, arkadaşlarım ve hayatımda özel bir yere sahip olan herkes bunu böyle bilir ve beni hep böyle görmeye alışık insanlardır. Aksini görse babam bile ''noldu-neyin var-bişey mi oldu- biri canını mı sıktı'' gibi sorularını en panik halde sıralar. Eğer ortada bir neden yoksa niye asık suratlı gezdiğim konusunda azar işitirim resmen :) Yazarken bile gülüyorum şuan acaba etrafımdaki herkes mi delirdi diye...

Diyeceğim şudur ki benim tarzım, görünüşüm ve yaşayışımdan da anlaşılacağı üzere yüzümde en belirgin yerim sürekli gülen ağzım ve gözlerimdir. (Allah herkese böyle bir ifade versin, benimki doğuştan çünkü)
Bu görünüşe yakışan en belirgin özellik ise düzgün ve beyaz dişlerinizin olmasıdır.Önce kendinize sonra başkalarına olan saygınız olarak ele aldığım ve araştırdığım bugünkü konum ise bunu nasıl sağlayabileceğimiz ile ilgili olacak.
Efendim, malumunuz kendimden verdiğim örneklere bakacak olursak, küçükken çok sık hastalanan yapım ve annemin sağlık konusundaki evhamlı hali nedeniyle gelişimimi antibiyotik tüketimini en üst seviyede gerçekleştirerek tamamladım. Gençlik yıllarımda bu bana yol+su+elektrik olarak geri döndü tabiki.. Dişlerin doğal yapısı zaten sarımtırak ise antibiyotikli çocuklarda bu durum artıyormuş, karaciğer hassaslaşıyor ve çikolata alkol tüketimini sınırlandırıyormuş vs gibi uyarılar aldım yıllar içerisinde. Tabi bunların bilimsel gerçekliklere dayandığını belgelerin yanısıra annemim ağzından çıkan herşey kanun niteliğindedir. Eğer öyle birşey yoksa da ben onun yalancısıyım :) Bir anne atasözü derki diye başlayan yüzlerce cümlemiz vardır elbette bizim de..
neyseki karaciğeri zorlayacak herşeyi çok iyi bilerek sağlıklı bir şekilde yaşamıma devam edebiliyorum ancak şu diş konusunda hassasisyetim hiç geçmedi. Çünkü temizliğine önem veren ve gülüşünü seven herkes inci gibi beyaz ve sıralı dişleri olsun ister, çalışır, çabalar. Bende dişlerimi yamultan 20'lik dişlerimden zaman içerisinde kurtularak, her sene 1-2 kere düzenli olarak diş temizliği yaptıırarark, Amerika'dan diş beyazlatma plakları alarak ve lazerle maksimum düzeyde ne kadar açılabileceğini merak ederek gereken önemi gösteriyorum ben dişlerime ve gülüşüme. Şimdi diyeceksiniz ki kötü dişi olan gülmesin mi? Hayır efendim bittabiki gülsün, kahkahalar atsın hatta hep öyle dolaşsın ancak kendine dikkat etsin, gereken özeni göstersin.
bugün bu konuyla ilgili araştırmalarım sonucunda bazı yöntemlere ulaştım ve sizlerle paylaştım. Keyifle okuyun sağlıkla ve güzel gülüşlerle kalın...
Kimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu teknikte, diş beyazlatıcı jel, özel olarak yapılmış diş kalıpları yardımıyla dişlere uygulanır. Ancak kimyasal diş beyazlatma tekniğinin diş minesine bir miktar olumsuz etkisinin olabileceği unutulmamalıdır. Çeşitli kozmetik ürünler arasında da satılabilen bu kimyasallar mutlaka bir dişhekimi gözetiminde kullanılmalıdır.
Fototermal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu yöntemde de yine bir miktar özel bir jel kullanılır. Ancak önceki metottan farklı olarak yüksek enerjili özel bir ışın demeti yardımıyla uygulanır. Işık kaynağı bir seri LED veya diyot-lazer den oluşabilir. Yine bu yöntemde de muhtemel olumsuz etkilerin olabileceğinden mutlaka dişhekimi gözetiminde yapılmalıdır.
Fotokimyasal Bleaching (Diş Beyazlatma)
Bu diş beyazlatma yönteminde, beyazlatma jeli bir UV-lamba (mavi ışık) veya bir KTP lazeri (yeşil ışık) kullanılarak aktive edilir. Bu metodu diğerlerinden ayıran özellik ise kullanılan ışık kaynağının da ayrıca dişi beyazlatıcı etkisinin olmasıdır (foto oksidasyon). Bu uygulama, dişler üzerinde daha derin bir beyazlatma sağlar. UV-Işık kullanırken çevre dokular (dudaklar, dişetleri, dil vb.) muhtemel yanık yaralanmalarına karşı iyi korunmalıdır. KTP lazeri kullanırken ise yanma riski yoktur, ancak dişetleri beyazlatma jelinin sızıntılarına karşı korunmalıdır (gingiva block). KTP lazeri ile beyazlatmanın büyük bir avantajı da; geniş bilimsel araştırmalar sonucunda diş minesi üzerinde yan etkilerinin gözlenmemiş olmasıdır. Diş beyazlatma işlemi sonrasında yapılacak florid uygulanması diş minelerini güçlendirir ve çürümeleri önler.
Beyazlatılan dişler ne kadar süre beyaz kalır?
Farklı diş beyazlatma (bleaching) metotlarıyla beyazlatılan dişler bir kaç yıl beyaz kalır. Fakat bu süre kişiden kişiye değişir. Yeme-içme alışkanlıkları, sigara ve fırçalama alışkanlığı dişlerin beyaz kalma süresini etkiler.
Şu unutulmamalıdır ki, bleaching her zaman istediğiniz beyazlığı sağlamayabilir. Beyazlama oranı dişlerinizin beyazlatma işlemi uygulanmadan önceki tonuna bağlıdır ve kişiden kişiye değişir. Bu yüzden diş hekiminiz ile beklentilerinizi önceden konuşmalısınız.
Diş Beyazlatma veya diş ağartma, genel dişhekimliğinde çokça uygulanan bir işlem olmasına rağmen aslına Estetik/Kozmetik Dişhekimliğinin alanıdır. Çok kimse beyaz dişlerle yapılan bir gülüşü çok çekici bulur. Genelde süt dişleri, erişkinlik dişlerinden daha beyazdır. Kişi yaşlandıkça dişlerinin rengi de zamanla daha koyulaşır. Bu koyulaşma diş minelerinin mineral yapısındaki değişimden kaynaklanır. Dişler ayrıca, bakteri pigmentleri ve tütün kullanımından kaynaklanan renklenmelere de maruz kalabilir.
Beyaz dişler, gençlikle özdeşleştirildiğinden estetik görünümlü olmak isteyen kişiler tarafından oldukça arzulanırlar. Ancak şunu belirtmeliyiz ki, abartılı bir beyazlık çoğu durumda estetik olmayabilir. Her zaman için yüz ve ağız yapınıza uygun düşen doğal ton daha estetik olacaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder