16 Ocak 2015 Cuma

Delinin Bir'i

Sizde farkında mısınız bilmem ama sosyal medyanın hayatımızın her köşesini didik didik etmesiyle birlikte en mahrem anlar, en konuşulmaz konular, tabaklarda kalan son ekmek kırıntıları, geceyarısı mantı-çiğbörek fototları, eller-ayaklar, ev içinde geçen konuşmalar bile internet sayesinde elimizin altında, gözümüzün önünde beliriveriyor...
İstemediğimi siliyor, ilgilenmediğime yorum bile yazmayarak  prim yaptırmıyorum ben kendimce bu tip olaylara. Ancak her cuma günü bizim caminin baş imamı gibi arka arkaya dini vecibeler, resimler, like almayı bekleyen fotoğraflar paylaşılıyor ki, beni benden alıyor !
İlk zamanlarda  içim bir iman gücüyle dolar, herkese tek tek cevap yazar hatta beğenmezsem çarpılacağımı bile düşünecek kadar hassastım bu konulara :))) Sonrasında baktım ki ardı arkası kesilmiyor iş ticarete döküldü benim dinim sorgulanıyor elimi ayağımı çekmeye başladım sosyal medyanın bu yönünden.
Arkadaş her daim dua okuyan, kendine göre dinini yaşayan bir insanım ben, neyi empoze ediyor neyi sorguluyorsun sen bana'' diye mırıldanırken buluyorum bazen kendimi. Neyse fazla uzatmayacağım, bugün bir hikaye buldum. Deli hikayesi ama hayırlı cumaları, dışardan görülmeyen gönülleri anlatıyor. Geniş kitlelere birşey anlatmaya çalışmak öyle olmaz böyle olur!  Mutlu-huzurlu kendi halinizde sağlıkla geçecek haftasonları diliyorum. Bilmem anlatabildim mi :))

Delinin biri camiye girer, belli ki namaz kılacak. Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır. Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.

Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.
Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını.
Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabii cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan..Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile..İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar..
İmam aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:
 “Oğlum böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel olur mu?”
Bunu duyan meczub melül-mahzun, ama manalı bir bakışla sorar
“Âdetiniz böyle değil mi?”
“Ne âdeti?!” der Hoca..
Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra..
Der ki meczub bu kez:
“Hocam ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte, neden kızıyorsun? Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!
Hoca şaşırır: “Benim sırtımda da mı var?” der..
“Evet” der meczub, “Hepinizin sırtı yüklü!”
Cemaatte ise “deli işte!” manasına,bıyık altından gülüşmeler başlamıştır..
Meczub bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:
“Bak bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı. Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!..”
Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca;
“ Boş yok, boş yok hiç..diye tekrarlar.
O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar.
Aynen doğrudur dedikleri çünkü;
Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda, kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı,
diğeri lokantasında pişireceği yemeği. Biri açtır aklında yiyeceği tavuk,birinin sırtında sevdiği kadın,diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.
“Peki söyle bakalım bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle Hoca..
O da der ki:
“Zaten en çok da sana şaştım hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı.
Meğerse efendim, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda...
“Harâbât ehlini hor görme sakın, defineye mâlik viraneler var. 
''Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet.."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder