20 Eylül 2013 Cuma

Ne yapsam, nereden başlasam ?


Neredeyse hergün işten direk eve dönüyorum. Üzerimde öyle bir yorgunluk oluyor, sanırsın ki taş taşıdım, kum kardım harcı yettirmeye çalışıp duvar ördüm :)

Hemen balkona oturup denizi izlerken birşeyler içiyorum, günün tüm yorgunluğunu orada bırakmak istiyorum çünkü. Kendime gelmek içinde soğuk şeyler içerim ki Su-soda-Coca-Cola üçlüsünden biri oluyor mutlaka... Sonrasında da başlıyorum plan yapmaya. 'Bugün değişik ne yapsam' türünden sorgulamalarla...
Evi toplarken de düşünürüm acaba dışarıda işim var mı? Söz verdiğim buluşmam gereken biri var mı? Acilen temin etmem gereken bişey var mı? Her sorumun cevapsızlığımda biraz daha yaklaşıyorum yatağıma.. Hergün ama hergün aynı şeyler.. ya kitap okumak TV izlemek için köşe koltuğuma uzanırım yada yemek yiyebilecek gücüm varsa annemlere giderim ki bu durum benim için arabayla dışarı çıkmakla aynı şey oluyor...

Haftaiçi dışarı çıkarsam da deli gibi yemek yenilen gezilen tozulan yada alkolle eğlenebilen yerlere gidiliyor ki eve gelmem gece yarısını buluyor. Ertesi gün kendini ara da bul ! kayıp bir gün, bitik bir beden, yüreğim buruk sözlerim nemli bla bla blaaa.. Şu düşüncelerime inanamıyor olsamda malesef bende artık erken yatan erken kalkan bir yumurtayı sütle çırpan bir hatun oldum..Yada yaşlanıyo muyum acaba :)))

Diyeceğim o ki; otur birgün de çay demle evinde, çağır eşini dostunu yada anneni babanı artık kimi toplarsan; millete hizmet et, sohbet et, izlediğin okuduğun şeylerin kritiğini yap hatta yemek yap, bişeyler tasarla, kurslara ilgi duy, yaz-çiz-karala...
Ama nerdeeee? Kafa olmuş kazan gibi bide birşeylere takılıyorsan düşüncelerinde, yukarıda saydıklarım sadece hayal ürünü yada çok nadiren yapılan şeyler oluyor. Tavana bakmak konuşmadan uzaklara bakmak hatta müziği kısık sesle dinlemek en büyük hobilerim arasında !

Eminim sadece ben böyle değilim. Havaların değişmesi, iş hayatının çetrefilleşmesi ve insanların beyin yorgunlukları artık hiçbirine izin vermiyor...ve eminim birimiz ikimiz değil sanki hepimiz tükendik, millet olarak yaşamayı sadece çalışmak,çalışmak,çalışmak zannediyoruz çünkü zannettiriliyoruz senede bir kez yapılan tatillerden medet umuyoruz... O beyin yaşama nedenini unutuyor adete, sevmek sevilmek ve sürekli yenilenmek isteği bile zaman içerisinde sekteye uğruyor. en sakini sinirli en sinirlisi suçlu olup çıkıyor...

Hergün kendime sözler veriyorum yapma-etme cinsinden değil farkında ol hatalarını tekrarlama sinirlerine yenilme ve kızdığın insanlara benzeme diye.. Ne kadarını uygulayabilirsem kardır şu hayatta tabi çivisi çıkmış düzende ne kadar daha yaşanılır o bilinmez :)

Çay var içersen ben var seversen yol var gidersen diye diye gidip yeni demlenen çayı bir kontrol ediyim.. belki güzel duygular uyandır bugün de:)

1 yorum:

  1. çalışma hayatı gittikçe zorlaşıyor sanki...bana da beklerim
    www.gecekiyafeti.com

    YanıtlaSil