9 Eylül 2013 Pazartesi

Korkma, korktukça...


İyi, güzel, mutlu-mesut, başarılı, sağlıklı ve cesaretli bir hafta diliyorum...

İlk saydıklarım bilinen ve gerçekleşmesi beklenen güzel dilekler ama en sonki dilek pek tanıdık gelmedi değil mi?
Durup dururken insan niçin bunu dile getirir ki? Yoksa korktuğumuz birşey mi var ?
 Kendimi bildim bileli korkularım gerçekten çok azdır. Deli, hatta  bazen cahil sayılabilecek şekilde korkusuzumdur ben.. Filmlerden, ölmekten,çevremdekileri kaybetmekten hiç korkmadım mesela. Çoğu kez inandırıcı olmadım nerden geliyor bu cesaret diye hayret etti eşim-dostum. Aldım başımı dil bilmeden yol-iz bilmeden Amerikaya gittim öğrenci olacağım diye. En yakın arkadaşlarımla bir inat uğruna tartışmadan yollarımı ayırdım senelerce görüşmedim tek başıma çok güçlüyüm kimseye ihtiyacım yok diye dolandım ortalıklarda... Ta ki beraber büyüdüğüm ve senelerce görüşmediğim dostumu tekrar hayatıma sokup, görüşmek için plan yaptığımız hafta vefatını öğrenmeme kadar ! Sonrasını anlatmama gerek yok zaten herkesi soktum hayatıma teker teker başladım korkuların en büyüğünü yaşamaya... Başıma bir felaket gelmesi gerekiyormuş demekki birşeylerin değerini kavrayabilmek için dedim kendi kendime günlerce, aylarca. Ama farkettim ki korkunun ecele faydası yok neyden korktuysam sonrasında keybettim herşeyi birer birer. İllaki ölüm korkusu olması gerekmiyor ama özel hayatımda da yaşadım aynı şoku daha 23 yaşımdayken.Döndüm arkamı gittim kendimden bile en uzağa..

Araştırdım neden böyle oluyor herkesin hayatında kaybedişleri vazgeçişleri yada terkedilişleri diye. Korkunun olduğu yerde başlıyormuş hatalar. Hiç sorgulanmayan sorular sonunda probleme dönüşüyormuş. Bunu illaki bir kaybediş yokoluş olarak algılamayın. Mesela işinde başarısız olma korkusu yada kovulma korkusu yaşamaya başlayan bir kişi , zincirleme olarak bütün problemleri çekermiş üstüne. Gerçekten de huzursuzlukla başlıyor bütün olumsuzluklar.
Evlilikler keza aynı mantıkla ilerliyor. Korkunun fazlası eşlerin birbirine saygısını sevgisini çoğu kezde ilgisini kaybettiriyor birbirine çünkü taraflardan biri delirmişçesine sorguluyor hayatlarını. Diğeri dayanamayıp kaçıyor o eski huzur dolu ortamdan !

Ben çok sevdiğim zaman çok korkarım mesela.. Mantığım devreden çıkar adeta ! Ailemi kaybetmekten, sevdiğim adamı birdaha görememekten korktum yıllarca ve görmedim de. Yada kaybettiğim ve hastalığıklarında başında beklediğim yakınlarım oldu.
Zaman içinde yaşayarak ve üstüne düşmeyerek kendimi panik atak derecesine getirmeden sakinleştirdim çok şükür ki  !
 
Bide Dünyanın en güzel ayakkabısını satın aldım geçen gün. Bugün de ilk kez giydim ve havalarda uçarken düşmekten korkuyorum mesela  :))))

Bunlar gibi sayabileceğim yüzlerce örnek var hayatımızda. İnsanlar genel olarak başarısızlıktan, sevilmemekten, önemsenmemekten, ölümden, hastalıktan, kaybetmekten, kontrol edemediği her türlü etkiden, kontrol edilmekten, terk edilmekten, sakat kalmaktan, aldatılmaktan, zayıf görünmekten, anlaşılamamaktan, aşağılanmaktan, kavgadan, tehdit gibi algıladığı her şeyden ve herkesten, düzenin bozulmasından, elindeki değerleri kaybetmekten, aklını kaçırmaktan, parasızlıktan, sahip olduğu mal varlığını yitirmekten, düşmanlardan, Zarar görmekten, düşmekten, uçaktan, hayvanlardan, yüksekten, yalnızlıktan, karanlıktan, işsiz kalmaktan, hırsızdan, psikopat insanlardan, doğal afetlerden korkuyorlarmış ve sorunlar korkuların büyümesiyle ve çevreye zarar vermekle devam ediyormuş.
 
Bunlarla başetmek için de aşağıdaki başlıkları uygulamamız gerekiyormuş :)
 
1) Korkularınızı kabullenin. Bu adım, tek başına bile atabileceğimiz çok büyük bir adımdır. Eğer bunu bugün yapabilirseniz, korkunuzu yenme yolunda müthiş mesafe katetmiş olursunuz. Aslında bir çoğumuzda bu korku ve endişeler sürekli var, ama hep beynimizin karanlık bir köşesinde, bizim farkında bile olmadığımız bir yerde yaşıyorlar. Biz de sanki onlar hiç yokmuş gibi davranıyoruz. Ancak onlar orada varolmaya ve yaşamımızın her gününde bizi etkilemeye devam ediyorlar. İşte bu yüzden ilk adım korkularımızın varlığını kabullenmektir.
2) Yazıya dökün. Sizi korkutan ve endişelendiren şey nedir? Hemen bir kağıda yazın. Korkunuzu yazıya dökmek, onu kabullenmekle birlikte gün ışığına da çıkartıyor. Korkunuz beyninizin karanlık bir köşesindeyken oldukça güçlüdür ve sizin üzerinizdeki etkisi kuvvetlidir. Siz bu korkuyu yazıya dökerek tüm çıplaklığıyla ortaya koymuş olursunuz. Artık bu noktada güç, korkunuzdan size geçiyor. Çünkü korkunuz artık sizin dışınızda bir yerde duruyor. Şimdi ona müdahale edebilirsiniz. Ben şahsi olarak o kağıdı buruşturup üzerinde tepinmeyi tercih ediyorum, ama siz istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz.
3) Korkunuzu hissedin. Her ne kadar bir ve ikinci adımda korkunuzu kabullenip yazıya dökmüş olsanız da, hala endişeleniyor olabilirsiniz. Kim bilir, belki bu korkudan dolayı utanç bile duyuyor olabilirsiniz. Ama artık değil. Lütfen bu konuda yalnız olmadığınızı hatırlayın. HEPİMİZİN öyle ya da böyle çeşitli korkuları ve yetersizlik endişeleri var. Tanıdığınız ünlü ve başarılı kişileri düşünün. Evet, onlar bile sizinle aynı korku ve endişeleri taşıyor. Şimdi lütfen benimle birlikte söyleyin: Bu korkumun beni endişelendiriyor olması normal. Şimdi bunu hissedin. Bütünüyle deneyimleyin. Bu korkunun içinde adeta yüzün. İnanın bu sandığınız kadar kötü değil. Bu korku sizin bir parçanız olabilir, ama sizi kontrol etmiyor. Bir internet kullanıcısının da yazdığı gibi: “Korkuyu hisset ve ona rağmen hareket et.” Nil Gün, kitaplarından birinde bunu çok güzel anlatıyor: “Cesaret, hiç bir şeyden korkmamak değil, korkularına rağmen adım atabilmektir.”
4) Kendinize şu soruyu sorun: Başıma en kötü ne gelebilir? Genellikle bu sorunun cevabı zannettiğimiz kadar kötü değildir. Yeni bir işe girerseniz başarısız olmaktan mı korkuyorsunuz? Peki başarısız olsanız ne olur? Başka bir iş bulursunuz. Bu durumun üstesinden gelirsiniz. Yaşamaya devam edersiniz. Etkilendiğiniz bir kadın / erkek tarafından reddedilmekten mi korkuyorsunuz? Diyelim ki sizi reddetti. Peki ne olur? Yaralarınızı sarar, kendinize daha uygun biri ile karşılaşır ve hayatınıza devam ederdiniz. Tamamen parasız kalmaktan mı korkuyorsunuz? Tüm varlığınızı kaybetseniz ne olur? Harcamalarınızı kısar, belki eş dosttan geçici olarak maddi destek istersiniz. Bir şekilde para kazanmanın yolunu bulursunuz. Yaşamaya devam edersiniz.
5. Harekete geçin ve yapın. Tekrar ediyorum: “Korkuyu hissedin ve ona rağmen harekete geçin.” Korkuyu yenmek için yapmanız gereken tek şey harekete geçmektir. Sürekli olarak çıkış yolunu düşünmek değil, harekete geçmek. Tıpkı iskelenin başında durup suya atlayıp atlamamayı düşündüğümüz gibi. Düşünmeyin, atlayın! Bu inanın müthiş bir his. Zamanında (ve bazen hala) topluluk önünde konuşmaktan çok çekiniyordum. Ama buna rağmen yine de kalkıp konuşuyorum. Ve istisnasız her seferinde kendimi çok iyi hissediyorum. Şimdiye kadar hiç yüzüme domates veya yumurta yediğim de olmadı.
6. Kendinizi mücadeleye hazırlayın. Bir konuda rakibiniz olan biriyle mücadeleye gireceğiniz zaman kendinizi hazırlarsınız değil mi? Hayali silahlarınızı kuşanır, bir mücadele planı hazırlar ve kendinizi geliştirirsiniz. Korkunuzla vereceğiniz mücadelede de aynı şeyleri yapın. Eğer bir müzisyen veya sporcu olmak istiyorsanız ve başarısız olmaktan korkuyorsanız…pratik, pratik ve daha fazla pratik yapın. Ardından bir gelişim planı oluşturun, bu planı gerçekleştirmek için gereken tüm yetenekleri ve bilgiyi elde edin. Sonra pratik yapmaya devam edin. En sonunda da gidin ve bu planı uygulamaya koyun.
7.  O 'anda' kalın. Başarısız olmak, reddedilmek, terk edilmek veya benzeri korkular tamamen gelecek zamana ait korkulardır. Şu anda ne olduğu değil, gelecekte ne olabileceği hakkında endişe yaşarız. Bunun yerine, gelecekle ilgili tüm düşüncelerinizi bir kenara bırakın. Hatta geçmişte yaşanan başarısızlık ve hatalarınızla ilgili düşüncelerinizi de bir kenara bırakın. Sadece şimdiki ana odaklanın. Korkularınızı yenmek ve hayallerinizin peşinden koşmak için “şimdi” bir şeyler yapın ve ileride ne olabileceği düşüncelerini bir kenara bırakın. Kendinizi geçmiş veya gelecekle ilgili düşünceler içinde bulursanız, önce derin bir nefes alın, ardından nefesinizi verirken kendinizi şu an içinde bulunduğunuz ana ve yapmakta olduğunuz şeye odaklayın.

8. Küçük adımlar. Korkunuzu bir anda yenmeye, ve hayat amacınızı hemen gerçekleştirmeye çalışmak bizi ilk başlarda oldukça zorlayabilir. Bu yüzden küçük adımlar atarak başlayın. Adeta ufak bir çocuk gibi minik adımlar atın. Burada önemli olan, yapabileceğinizden emin olduğunuz bir adımı atmaktır. Çünkü bu boy bir adımı atabileceğimizden emin oluruz. Her ne kadar küçük olursa olsun, bu adımı atmış olmak bizi mutlu eder ve bizi bir adım daha atmaya teşvik eder. Bunu sürekli yapın ve bir süre sonra göreceksiniz ki o küçük adımları ata ata kocaman bir tepeyi aşmışsınız.
9. Her başarınızı kutlayın! Ne kadar küçük olurlarsa olsun, doğru yaptığınız her bir şey için kendinizi kutlayın. Ardından, bu kutlama ile gelen başarı hissi bir sonraki adımınızı atmak için sizi teşvik etsin. Her bir küçük başarınızı bir sıçrama tahtası olarak kullanın ve sizi daha da yükseltmesini sağlayınhttp://www.alperrozanes.com/korkularimizi-yenmek-icin-9-adim/
   Yine de şüpheler ve korkular yaşantınızı zorlaştırıyorsa mutlaka yapmanız gerekenleri kendi yaşamınıza göre belirlerken yardım alın bunu tek başına hallederim diye düşünmeyin. En kısa zamanda bu bağımlılığı çözmeye kararlı olun ve yapılacaklar listesinde ilk başa ekleyin. Başkasının hayatını idare etmeyi değiştirmeyi kontrol etmeyi bir an önce bırakıp onun yerine kendinize odaklanın. Kendi problemlerinize gereksinmelerinize bakın bunları tanıyın ve önemseyin. Kendi yaşamınızı zenginleştirin; kurs hobi yeni gruplar edinin. Mutlaka spor yapmaya çalışın temiz havada 20 dakikalık bir yürüyüş hem ruh sağlığınızı geliştirecek hem de vücudunuzu sevmenizi kendinizi beğenmenizi sağlayacaktır. Bir insana 'yapışık' olmaktan vazgeçmek için inatla çaba gösterin. Varlığınızı kimseye bağlı kılmayın. Daha bencil olmaya zorlayın kendinizi. İçinizdeki yalnız kalmaktan korkan çocuk ile kontakt kurun ona ihtiyacı olan güvenceyi verin ona mektup yazın ona kulak verin onunla birlikte güçlü olun. Koruyucu / kurtarıcı veya kurban / zavallı rollerini oynamaktan vazgeçin. En önemlisi söyleyin sevdiklerinize neyi istemediğinizi beğenmediğinizi bunu yapmaktan korkuyorsanız sadece deneyin bir kere. Başarı elde etmek için şans verin kendinize.

Ve unutmayın ki dünyada sizden bir tane daha yok. Kıymetinizi önce kendiniz bilin :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder