22 Ağustos 2013 Perşembe

Öfkemizi Yönetmenin Pratik Yolları var-mış !

Son zamanlarda farkettiğim tek şey, iş hayatımda sivri yönlerimi törpülediğimi zannettikçe günlük yaşantımdaki öfkem de aynı oranda artıyor, kişilere ve olaylara karşı gösterebileceğim tahammül azalıyor !
Dün gece maçtaydım (herzamanki gibi) İşten çıkıp maça gidebilmek için önce trafikte, arabayı parketmek için stadın çevresinde ve maça girdikten sonra oyun akışına bağırdığım  kadar hiçbirşeye öfkelenmedim ben bu aralar...

Mantıklı ve sakin bir ruh halinde düşündüğüm zaman bana ve hiçkimseye yararı olmayan bu kontrolsüzlüğün içinden çıkamıyorum, çünkü İstanbulda yaşıyorum, kalabalıkla ve yüksek egolarla mücadele ediyorum sabırsız ve aktif yapım yüzünden başkalarının bencilliğine ekstra tahammül edemiyorum ! Her dakika ortalığa ateş saçmıyorum  belki ama  ne yaparsam kendime yapıyorum. Sürekli boğazım şişmiş ve  başım ağrırken buluyorum kendimi :)

Gülüyorum çünkü arabamda bir tesbih, evde sürekli değişik çikolatalar ve oda parfümleri var. Eş/dostun dondurma takviyeleriyle sakinleştiriyorum kendimi...Deniz kenarına atıyorlar beni bu yüzden sık sık. Gözüm dönünce kimseyi görmeyeceğini de iyi biliyorlar tabi...

Hayat ne kadar sürer bilinmez ama zorlu yolun başlarında olduğumu farzedersek kendimi ve beden-ruh sağlığımı şimdiden dengede tutmak adına birşeyler yapmam gerekiyormuş. İşyerimde bulduğum çareleri de kapsayan birkaç madde varmış. Adamlar bulmuş ve işe yarıyormuş demek ki :)

Öfke kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüştüğünde, kişinin okul ya da iş hayatında, kişisel ilişkilerinde ve genel yaşam kalitesinde sorunlara yol açabilen öfkeyi kontrol etmek için aşağıda önerilen stratejiler kullanılabilirmiş : Belki herkesin işine yarar da biraz daha yaşanabilir bir dünyamız olur  :)

1) Gevşeme:
Derin derin nefes alma, sakinleştirici durum ve manzaraları zihinde hayal ederek canlandırma gibi teknikler, öfkeyi yatıştırmada ve sakinleşmede yardımcı olurlar. Diyaframdan nefes almak önemlidir. Göğsün üst kısmıyla nefes almak kişiyi rahatlatmaz. Nefes alıp ve verirken göğüs değil, karnın şişirilmesi gerekmektedir. Derin nefes alırken, kişi kendi kendisine tekrar tekrar “ Gevşe! Sakin Ol” diyerek telkinde bulunabilir. Kişi, kendisini gevşetecek bir yeri ya da ortamı gözünün önüne getirmeye çalışabilir. Ayrıca kişinin kendisini zorlamadan yapabileceği yoga türü egzersizler, kasları gevşetmede yardımcı olabilir.


2) Bilişsel yeniden yapılandırma:
Bu strateji en basit anlamıyla düşünme tarzını değiştirmek demektir. İnsanlar öfkeli olduklarında genellikle düşünceleri gerçeği yansıtmaktan çok, olayların abartılmış ve çarpıtılmış bir şekilde algılandığını yansıtır. Mantık öfkeyi yener, çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da, çok çabuk mantık sınırlarını aşabilir. Bu yüzden öfkelendiğini hisseden kişi kendisinin yaşamın iniş ve çıkışlarından bazılarını yaşadığını, bu olayın dünyanın sonu olmadığını, o anda öfkeleniyor olmanın bu olayı olmamış hale getirmeyeceğini hatırlatabilir.

3) Problemi çözme:
Bazen öfke ve engellenmişlik duyguları, yaşamdaki gerçek ve kaçınılmaz sorunlardan kaynaklanıyor olabilir. Böyle durumlarda en yararlı tutum, kişinin önce durumu değiştirip değiştiremeyeceğini araştırmasıdır. Değiştirilebilecek bir olaysa çözüm yolları araştırılabilir. Değiştirilemeyecek bir durumsa, çözüm üzerinde odaklaşmak yerine, en iyi strateji sorunla yüzleşmektir. Eğer soruna iyi niyetle yaklaşılır, çabalanır ve yüzleşme konusunda elden gelen yapılırsa, hemen çözülmemesi durumunda ya hep ya hiç tarzı düşünülmemelidir.

4) Daha iyi iletişim:
Öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama ve bu yargıları yönünde davranma eğilimindedirler. Eğer gergin bir tartışma içine girilmişse, ilk yapılacak şey yavaşlayıp kişinin gösterdiği tepkileri
gözlemek olmalıdır. Akla gelen ilk şey söylemekten kaçınılmalı, asıl söylenmek istenen üzerinde düşünülmelidir.

5) Mizah kullanılması:
Mizah, çeşitli yollarla öfke yoğunluğunun azalmasına yardımı olabilir. Her şeyden önce daha dengeli bir bakış açısı sağlar. Mizah kullanırken iki noktada çok dikkatli olmak gerekir. Öncelikle, mizah kullanmanın sorunları gülerek geçiştirmek değil, tersine onlarla yapıcıbir şekilde yüzleşebilmek demek olduğu bilinmelidir. İkincisi de, mizah kullanılmak istenirken alaycı ve aşağılayıcı mizaha başvurmaktan kaçınılmalıdır. Çünkü bu da sağlıksız öfke ifadesinin bir başka yoludur.

6) Çevreyi değiştirmek:
Bazen öfkeye neden olan şeyler, kişinin yakın çevresindedir. Sorunlar ve sorumluluklar öylesine kişiyi bunaltır ki, düşülen duruma ve durumu temsil eden kişilere karşı şiddetli bir öfke duyulur. Bu durumda kişi, gün içerisinde özellikle stresli olacağını bildiği saatlerde, sadece kendisi için kullanacağı bir zaman ayırabilir. Örneğin çalışan bir annenin eve geldiğinde kendisine ayıracağı 15 dakikalık bir süre olursa, çocukların isteklerine daha iyi yanıt verebilecektir.

Unutmayın ki kontrolsüz güç, güç değildir. Öfkenizi kontrol edin beni de sinir etmeyin, en iyisi aşağıdaki nostaljiyi dinleyin  :))))

 http://www.youtube.com/watch?v=Yb1-gNZvQZU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder