15 Ağustos 2013 Perşembe

Kıskançlık mı ? Aman Allah korusun...


Hayatım boyunca,  kıskanç olmayan bir babanın kızı olduğum için şükrettim ben!
Belki de bu kadar kendime güvenme ve herşeyi kendi sınırları içinde yaşama tarzımı bu duruma bağlayabiliriz...

Bu sabah aklıma nerden geldi bilinmez (Kesin birileri yine gezip tozmamı, kendime olan güvenimi yada herkesle aynı anda ilgilenmemi kıskanmıştır) ama gerçekten asla baş edemeyeceğim bir olgu bu !

Hırslarımızdan veya elde etme arzumuzdan bahsetmiyorum. Sahiplenme veya sakınma durumlarından da deği tabi ki bu durumun izahatil...
Tam olarak belirtmem gerekirse, sosyal hayatımda, çevreme ve erkek arkadaşlarıma karşı bile kıskanç olmayı beceremedim, eksikliğini de hissetmiyorum demek istiyorum ! Kıskançlık duygusu bende soğuma olarak reaksiyon gösteriyor çünkü... Herhangi bir olay veya kişiye karşı uzaklaşma ve vazgeçme eylemi, tam olarak benim hislerimin karşılığı diyebiliriz. Bu durum, bazılarının kabul etmediği için uydurduğu bir söylem olarak karşımıza çıksada, kıskançlığın ileri boyutu kişiyi derinden etkileyen bir hastalık olarak cereyan ediyor. Bendeki kıskanmamak geni de bir çeşit bozukluk olsa gerek, ne biliyim hiç mi kıskanmaz, kıyaslamaz, aşık atmaz bir insan da hemcinsiyle kendini yav :)

Sözlükteki karşılığı "Bir kimse bir üstünlük gösterdiğinde veya sevilen birisinin, başkası ile ilgilendiği kanısına varıldığında takınılan olumsuz tutum" olarak bilinsede, kıskançlık doğuştan değil, sonradan öğrenilen ve birçok insanı etkileyen, rahatsız eden bir duygudur. Dozunda bırakıldığı sürece kıskançlık bir hastalık değil davranış bozukluğudur. Kişi bu konuda kendini kontrol edemezse bu davranış bozukluğu ileride depresyona sebebiyet verebilir. Kıskançlık öz güven eksikliği ve yetersizlik duygusundan dolayı ortaya çıkmaktadır. Kıskançlık yaşayan birisi zaman ile değersizlik, çaresizlik, öfke, mutsuzluk ve yalnızlık gibi duyguları da yaşar
Bu davranış bozukluğu hayvanlarda da görülmektedir. Örneğin bir evde uzun süre bulunan bir kedi tüm ilgiyi kendi üzerine çektiğini hisseder. O eve ikinci bir kedi geldiğinde diğeri asabi tavırlar göstererek kıskanç olmaya başlar ve sahibini de protesto eder ve evdeki varlığı birden boyut değiştirebilir diyor.... Bunlara rağmen hergün çeşit çeşit kıskanç görüyor ve alışamaıyorum resmen insanlardan soğuyor ve tiksiniyorum !!!

En güzel ilişkilerin bile sonunu getiren kıskançlık aile-iş-aşk üçlüsünde değişik sendromlar ile karşımıza çıkabilir. En sık rastlananı ise Othello sendromuymuş Herkeste farklı boyut ve şekillerle boy gösteren bu sendromu bakın nasıl tanımlamışlar

Othello sendromu adını Shakespeare’in en önemli eserlerinden biri olan Othello’dan alıyor. Othello yakalandığı kıskançlık hastalığı nedeniyle, şüphelerinin içinde boğularak delice aşık olduğu karısını ve kendisini öldürüyor. Kıskançlık bir hastalığa dönüştüğünde, kıskanan kişi için aşık olduğu eşinin varlığı rahatsız edici bir duruma dönüşebiliyor. Othello sendromunun gerçek hayatta da cinayet ve intiharlarla sonuçlandığını görmek mümkün. Gazetelerin üçüncü sayfaları kadına şiddet ve kıskançlık nedeniyle işlenilen suçlarla dolu. Uzmanlar bu durumun daha çok erkeklerde görüldüğünü söylüyor. Bunun nedeni ise kadının kutsal ve dokunulmaz olarak görülmesi. Ancak son dönemlerde kadınların da bu şüpheci yaklaşımla hayatlarını zindan ettiklerini görmek mümkün.

Othello Sendromu belirtileri neler?
Othello sendromu, bir diğer adı ile “patolojik kıskançlık” belirtileri aslında çok açık. Bu sendroma yakalanan kişi sevgilisini aşırı derecede sahiplenir, hastalık derecesinde kıskançlık duygusuna kapılır ve sevgilisinin telefonda alo deme şeklinden, giydiği tişörtün rengine kadar detayda aldatıldığına dair bir delil arar. Gizli gizli cep telefonu karıştırmalar, sürekli kontrol altında tutma isteği ve şüphelendiği her durumda kontrolsüzce saldırganlaşma söz konusudur. Özellikle partnerine ulaşamadığı durumlarda kafasında oluşan senaryolar ile sürekli iz peşinde olması sonunda iki kişi için de tehlike yaratan durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.
Aşırı derecede aldatılma korkusu
Herkesten ve her şeyden kıskanarak, kısıtlama isteği

Sevgiliden ayrılmanın bir fobi haline gelmesi
Hakaret ederek partnerine kendini değersiz hissettirmek
Verilen kontrolsüz ve aşırı tepki
Saldırganlık ve şiddet eğilimi

Ne yapmalı?Bu durumla karşılaştığınız zaman, olumsuz duyguları olumluya çevirmeye çalışmanız gerekiyor. Önemli olan empati kurarak onun kafasındaki şüphelerin yersiz olduğuna partnerinizi inandırmak. Dolaylı yoldan verilecek mesajlar yerine onunla direkt olarak iletişime geçip istek ve beklentileri daha açık ifade etmek gerekiyor.

Tabii ki bu şekilde kontrol edemiyorsanız mutlaka bir uzman kontrolünde tedaviye başlanmalı. Eğer tedaviye başlayamıyorsanız aşırı kıskandığınız kişiden uzak durmanızda da çok büyük fayda görüyorum ben :)
Mesela ben kendimi kontrol altına alamıyorsam sevgilimi bırakmayı ve hiçkimseye zarar vermeden bu işi çözümlemeyi bile düşünebilirdim. Allahtan bu yaşıma kadar o tür duygular barındırmadım bünyemde. Bu yüzden de hırs, intikam ve ihtiraslı ilişkilerden uzak kalmaya çalıştım. Sakin bir yengeç burcu kadını kıskançlığını içinde yaşarmış. Benimki kabuğumun çok altında kalmış belliki direk nefrete dönüşüyor fazlası  :) Bakıştan, duruştan ve sözlerimizle dökülen bu duyguya ben katlanamıyorum lakin eşiniz / sevgiliniz tarafından hiç kıskanılmamak da kötü bişey olsa gerek, değil mi ;) Ne o öyle, ne kedi ne hemcinsin beceremediği nötrlükte ilişki mi olurmuş ayol ?

Neyse ki günün şarkıları belli oldu, armağan edip çekiliyorum...Biraz aynada kıskanç yüz ifadesi çalışmalıyım ki beni de kıskanç bir kadın sanıp başetmeyi, kendileri gibi görüp anında boylarının ölçüsünü almayı  göze alabilsinler  :)

Saçın yüzüne değse, tenini kıskanırım birine söz söylesen, dilini kıskanırım
Kıskanırım seni ben, kıskanırım kalbimden bu nasıl aşk Allahım, öleceğim derdimden (Benim için sorun yok, geber :)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder