6 Ağustos 2013 Salı

Bir bilene danışın...

Konu insan ilişkileri olunca nedense hiçkimse 'ben hatalarımın farkındayım demez yani gönülden kabullenip pozitif sonuçlandırmaya yönelik kendini eğitemez !

Kendimden örnek vermem gerekirse; son derce uçlarda olduğum insan ilişkilerimde ya herşeyi ben kabullenir günah çıkartırım ya da kendime olan fazla güvenimden dolayı ukalalığımla bir ömür boyunca burnum dik bir şekilde gezebilirim... Kafamı bedenimden ayırıp şöyle bir baktığımda gördüğüm 2 uç nokta tam olarak bunlar diyebilirim ! Özeleştiriyi kabullenebildiğim için de yakın eş-dost meclislerinde sürekli kendimi ve çevremde gelişen olayları  anlatır farklı bakışların görüşlerini mutlaka alırım. Sonra hepsini harmanlayıp verdiğim ortak kararda nasıl ilerlemem gerektiğini anlarım... Başkasının fikirlerini direk olarak uygulayamam da yani kimse kusuruma bakmasın !!! 'Benim hayatım, benim düşüncem benim bedenim' diye birşey var artık çok evrenselleşen bir kuram olarak da hayatımızı yönlendiriyor...

Benim her çevreden insana en çok danıştığım konu ise ikili ilişkilerimin bitmesiyle beraber yaptığım gün sonu kritiğidir. Bana böyle dedi, ben böyle yaptım, şöyle ilerlerken böyle bitti vs. gibi soru-cevap yöntemleriyle bir bilene sorarım.

Mükemmel ilişki, arkadaşlık, evliliği bitiren 5 ana başlık bulmuşlar. Çok düşünüp işin içinden çıkamadığınız durumlarda açın bunları okuyun derim. Belki kendinize kadın/erkek demeden bir çekidüzen verirsiniz. Başka birisinden fırçayı yemeden silkelenir ve kendinize gelirsiniz :)




1. Duygusal aşırı-tepki
Ani bir savunma her zaman en iyi hücum olmayabilir bu yüzden tepkinizin sonuçlarını gözden geçirmek için bir dakika durun ve düşünün. Partnerinizin sizi kızdıran, üzen veya güvensiz hissettiren bir şey yaptığı veya söylediği durumlarda, kendinizi aşırı tepki vermemek ve karşıdakini bölmeden dinlemek için telkin edin. Bunun yanı sıra, partnerinize, yorum yapmadan önce düşünecek zamana ihtiyacınız olduğunu söyleyin. Çiftler işlerin fırtınalı olduğu durumlarda mantığa dayalı şeyler yapmanın en iyi yol olduğunu genelde anlamıyorlar. Aklınızda olanı doğrudan söylemektense kendi köşenize çekilin: kendinize ait bir alan yaratmak söylenenlerin doğru olup olmadığına veya fazla anlam taşımadan fevrice söylenmiş şeyler olup olmadığına karar vermenizde yardımcı olacaktır. Son aşama ise ikiniz de sakinleştikten sonra konuyu tartışmaktır.
2. Söylenmek-Dır dır yapmak
Tartışacağınız şeylere partnerinizle birlikte karar verin çünkü sürekli dırdır yapan bir anne gibi hareket etmek veya bir konu üzerine sürekli şikayet etmek sadece iki tarafı da birbirinden uzaklaştıracaktır. Konu hakkında yakın arkadaşlarınızın veya yakınlarınızın fikirlerini alın: eğer herkes bunun bir problem olduğu konusunda hemfikir isei partnerinize bunu değiştirmesi için istekte bulunmanız haklı olacaktır. Bir diğer etkili taktik ise partnerinize sürekli dırdır yapıp yapmadığınızı sorabilirsiniz. Eğer “evet” derse geçmişteki söylenmeleriniz için özür dileyin ve bu davranışınızı değiştirmek için çaba sarf edin. Takip eden haftalarda partnerinize karşı konuşma şeklinize fazladan dikkat göstererek kendinizi kontrol edin. Kendinizi söylenirken bulursanız hemen özür dileyin ve başka bir faaliyetle oyalanarak dikkatinizi konudan başka bir yere çevirin. Partnerinizden bir daha söylendiğiniz anda sizi uygun bir ses tonuyla uyarmasını isteyin ki yeni bir kavgaya sebebiyet vermesin.
3. Güvensizlik
Erkekler de kadınlar da aynı şeyi isterler: kendine güvenli, güçlü olan ve bir bebek gibi sürekli pohpohlamak zorunda hissetmedikleri birini. Gerşek şu ki, güvensizlikleriniz genelde partnerinizin sizi gerçekte nasıl algıladığını yansıtmazlar. Partnerinizi terapistiniz haline getirmeye çalışırsanız onu yıpratırsınız ve sizden kopmaya başlar. Bunun yerine kilo/vücut sorunları veya istenmeme korkusu gibi öncelikli olarak kendinize güvenmediğiniz şeyleri sıralayan bir liste yaparak bu güvensizlikler dolabından kendinizi dışarı çıkartın ve partnerinize bu güvensizliklerinizin büyük ihtimalle onu etkilediğini söyleyin. Şikayet etmek için çok fazla zaman ve enerji harcadıysanız özür dileyin. Bu eğer sizin bir sorununuz ise bu davranışı ortadan kaldırabilecek eğitimli bir terapist aramaya başlayın.
4. İlişki Bağımlılığı
Partnerleriyle kaynaşmak için bazı insanlar kendi ilgi alanlarını, hobilerini, ve hedeflerini-aslında partnerlerini ilk etapta etkileyen şeyleri- unutuverirler. İlişki bağımlılığının bu olumsuz zincirini kırmak için ilişki başlamadan önce boş zamanlarınızı kimlerle ve ne şekilde harcadığınızın bir listesini yapın- gerçekten yapmaya değer bir alıştırma. Hiçbir çift, boş vakitlerinin tümünü birbiriyle harcamamalıdır bu yüzden siz de kendinize ait ne kadar boş vaktiniz olduğunu gözlemlemeye çalışın. Spor salonuna gitmek veya lokal kurslarda eğlenceli dersler almak gibi kendi başınıza yapabileceğiniz bir uğraş edinin. Partnerinizle vakit geçirmeyi tercih ettiğiniz için iletişiminizin koptuğu samimi arkadaşlarınız var ise bir aktivitede veya yemekte buluşmak için çaba sarf ederek kimliğinizi geri kazanın.
5. Zorlama Davranışlar
Madde kullanımında, alışveriş yapmada, fevri alışverişlerin sayısında ve sosyal amaçlı dışarı çıkmalarda belirgin bir artış olması ilişkideki partneri fazlasıyla endişelendiren, ilişkinin dengesini bozan, tartışmalara yol açan ve en sonunda da ilişkiyi bitişe götüren bir şeydir. Bu tür bir sorun sizin hayatınızda yer alıyorsa, bu tarz davranışlar farkına varılır varılmaz hemen ele alınmalıdır. Aşırı davranışlarınızı kabul edin ve bunları durdurmak için aşama kaydettiğinizi söyleyin ve partnerinizin duygularını doğrulamak için ona bu tür davranışlardan nasıl etkilediğini sorun. Alışveriş dürtüsüyle başa çıkmak için örneğin kredi kartları yerine nakit para kullanın, böylece dürtüsel alışverişlere para harcama ihtimalini azaltmış olursunuz. Sorun yaşadığınız konuda kendinizi eğitmek için kitapçıların kişisel-yardım bölümlerini ziyaret etmeyi veya bir terapistten veya destek gruplarından yardım almayı düşünün.
İlişkiler, her iki tarafın ilişkinin genel ihtiyaçlarına (birbirine ilgi gösterme, cömert ve nazik davranışlarla birbirine saygı gösterme vs.) olduğu kadar tarafların kendi kişisel ihtiyaçlarına karşı da duyarlı olmasını gerektirir.
Çeviridir: Seth Meyers, Psy.D

Yukarıda bahsedilen, romantik ilişkiyi mahveden 5 etmen tamamıyla önlenebilir şeylerdir. Bu yüzden davranışlarınızın farkında olun ve konu aşka geldiğinde hiçbirşeyin garanti olmadığını iyi bilin... Hoşçakalın :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder