24 Temmuz 2013 Çarşamba

Tiryaki

Sırf şu mutfakta; her sabah  günlük olarak taze taze ekleyecğim diye resim çekilip bide kahve alıp dönüyorum masama. Çay- kahve severliğim artarak devam ediyor işte böyle böyle :) Üniversite yıllarımda, ev arkadaşımla beraber başladığımız kahvaltı masası çay/sigara keyfi saatlerce uzar giderdi. Bardak bardak çay içerdim farketmeden.
 Amerika'daki öğrenciliğim sırasında her sabah yoğurt ve meyve yemeye başladım Türk kahvaltısı gibi olmuyor hiçbir çeşit peynirin zeytinin domatesin tadı diye. Zaten mide rahatsızlıklarımdan dolayı iyi gelince devam ettirdim döndükten sonra da bazı sabahları. İşyerimde her öğlen yemeğinden sonra yeşil çayla sigara içmeye başladım bir baktım ki hergün yapmazsam şişim sinirliyim bir boşum masamda :)
Paket paket çikolata yediğimden bahsetmeme gerek yoktur sanırım yada hergün dondurma yemeden günü bitirmeyeceğimden...
Giyim,kozmetik ve teknoloji alanında da böyle alışkanlıklar ediniyor insanlar . Sabah uyandığı gibi gazeteleri, twitterı,instagramı ve facebooku kontrol ediyorum mesela. Güne öyle başlamazsam ot gibi geziniyorum ortalarda, hiçbirşeyden haberim yok da  kim ne derse kafa sallıyormuş gibi :) Hergün deli gibi müzik dinliyorum, arabada son ses işyerinde tek kulaklık evde televizyon hep açık... Bira ara Baileys'e takmıştım kafayı uyumadan önce bir kapak içip yatıyordum şekerli şekerli daha mutlu uyuyorum gibi geliyordu demekki :)
Yatmadan önce ortalığı topluyorum, mümkünse süpürüyorum saça alerjim var diye. Kendi evime çıktığımdan beri çok derli topluyum çünkü alışkanlık haline getirdim ev işlerimi...
Kıyafetlerime ve ayakkabılarıma olan düşkünlüğüm ise yeni bir eve taşınmama ve büyük bir odasını sadece giysi ve duvardan duvara ayakkabılık yapmama kadar itti beni.
Diyeceğim o ki; insanın, mekan,zaman, materyal ve kişilerle ilgili alışkanlıkları sürekli değişebilir. Seneler geçse bile tekrarlanabilir. Hastalık derecesine ulaşmadıkça azalıp çoğalabilir. Ancak bazı durumlar var ki insanda tiryakilik boyutuna ulaşınca çıkmaza bile sokup yanlış yollara  saptırabilir. Çok şükür hayatım boyunca alkol yabancı madde yada sigara gibi şeylerin bağımlısı olmadım, denemedim bile ki Allah da şaşırtmasın kimseyi bu konuda !!!
Benim tiryakiliğim anılara geçmişime eşime dostuma düşmanıma karşı oluyor. Büyüdükçe değişmediğini gördüğüm duygularım var mesela illaki peşinden gittiğim. Aynı insanlarla aynı mekanlarda bulunmak istediğim yada tek başıma her sene aynı yere gidip tatil yapmak istediğim.
Değişikliği çok seven bir insan nasıl oluyor da bazı şeylere tiryakilik şeklinde bağlanabiliyor? inat mı, alışkanlık mı, gönülden bağlılık mı ne derseniz deyin  ama bazı şeyler bu  boyutlara ulaşınca feriştahı bile gelse onu alıkoyamaz =)  (Biraz argo bi tabir oldu ama öyle yani  !)
Son zamanlarda kendime ikazda bulunuyorum. Felsefe yapacaksam da başkasından dinlemek yerine kendi kendime yapıyorum :)

''Hiçbirşey ölene kadar senin olamaz yada seninle kalamaz ise sende aynı şeylerde ısrar etme, istikrar iyi ama sana göre değil bence :)
 
Sonra noluyorsa oluyor ben yine gelenekselliğime bürünüp aynı insanlarla takılmaya aynı yemekleri yemeye aynı mekanlarda bulunmaya başlıyorum. Mantığımla duygularım birleşemeyince geriye dönük yaşamak kaçınılmaz sonum benim !
Memnun muyum peki? Genel olarak hayır ama şuan Dolunay sanırım beni buna sürüklüyor. Sonra merkür sonra mens zamanları sonra yaşlılık psikolojisi derken benim mazeretlerim hep hazır.
İnatla sadece yaşamak istediklerim, görmek bilmek duymakla yetinemeyecğim şeyler var mesela...
Kim ne derse desin içinden çıkılmaz duygularım ve bu doğrultuda hareket etmek istediğim olgularım var. Siz olsanız napardınız? diye soramayacğım rüyalarım da olmasın mı yani???
Sormuyorum bile; 
Darısı sizin tiryakiliklerinizin başına diyor ve güzel saatler diliyorum sadece :)
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder