26 Temmuz 2013 Cuma

TGIF !

Teşekkürler Tanrım bugün Cuma, nihayet bu haftayı da yedik...

PazartEsi sendromundan ziyade, cuma gününün geçmeyen dakikalarına daha çok takılıyorum ben. Hani bir kavuşmak için yılları, ayları ya da günleri saymak var bide kavuşacagını bile bile saatlerin geçmemesi var ki benim gibi sabırsızları öldüren !!!

Bugün Cuma serbestliği ile işyerime, masama, mutfagıma geldim. Göründüğü üzere kabıma sığamayan bir ruh hali içerisinde tepelerde geziyorum :) Dün akşam saatlerce uyuyup bebek gibi güne başlamaktan değil ,bu seferki 2 saatlik uykuyla güne direk bodoslama dalmakla alakalı. Sahura kalan arkadaşlarım ile güzel sohbetimiz ''yeter Burcu git yat artık'' söylemleriyle son buldu. Ne zaman uyudum? rüya gördüm ?uyandım? bilemiyorum ama başka boyuta geçtim resmen. Şuanda çok enerjik hissediyorum kendimi çünkü hiperaktifliğimin en üst safhasındayım. Algı eksikliği dikkat dağınıklığı yüksek enerji denilince akla gelen ilk isim benim ! Evet beynimde kalıcı problemlerim yok ama zamansız yüksek enerjiden öleceğim birgün, kesin !

Şu uyku döngüsü ile ilgili son zamanlarda ilgilendiğim fakat henüz kullanmadığım bir uygulamayı merak ediyorum doğrusu.
Apple applications'larından indirebileceğiniz Sleep Cycle uygulaması kısaca, cihazın yer çekimi sensörlerini (accelerometer) kullanarak yataktaki dönüş harketlerimizi kaydediyor ve buna göre de uykunun hangi safhasında (hafif, derin, vs.) olduğumuzu raporluyor. Sabah uyandırma işlemini de, uykumuzun en hafif evresinde titreşim ve alarm ile yapmaya çalışıyormuş. Denemedim çünkü ben tüm günün kritiğini geçmişin yükünü geleceğin planını kafamda kurduğum zaman ipin ucu kaçıyor :) Sonrasında da ne uygulama ne de ilaç hakgetire !

Eğer evdeysem yatmadan birkaç saat önce yoğurdumu yerim çok açsam meyveyle oyalanırım biraz Cnbc-e 'de dizi-film bakarım ortalığı toplarken müzik dinlerim, 23:00 civarı efendi gibi yatar uyurum. Ama yok illaki yaramazlık yapacaksam hiç üşenmeden dışarı da çıkarım eve yemek siparişi de veririm kalkıp internette sörfün suyunu da çıkarırım.

Bu haftaiçi çok yoğundum, maçıydı akşam yemekleriydi alışverişiydi derken evde fazla vakit geçiremedim. Dün akşam saatlerce ve delirmişcesine yaptığım temizlik ( balkonları bile  çamaşırsuyuyla yıkadım !)  ve valiz hazırlama işlemlerinden sonra haftasonuna geldim...

 Neyse diyeceğim şu ki, şimdi ben iznimi aldım mı aldım, 4 gün tatile kafamı boşaltmaya yüzmeye yeni resimler çekmeye anıları tazelemeye Bodruma uçuyor muyum, uçuyorum. Öyleyse fazlasını düşünmeden bugünümü geçireceğim (bide fazlasını düşünsem nolacak acaba? )

Belki en çok beğendiğim bir mutfak dışı fotosu paylaşırım, belki sadece tatilin, arkadaşlarımın keyfini çıkarırım. Bu sene çok ölmedim  illaki bir yıllık izin planı yapmak için şimdi böyle önüme gelen seçenekleri değerlendiriyorum. Zaten çok isteyerek planlayarak ilerlenen konuların kaçında çok başarılı oluyor ki insan ???

Bitirirken de dün akşam okuyup çok beğendiğim hatta facebookta yayınladığım bir sözü burdan da paylaşmak istiyorum.
Zaten bitirmeden önce birinin özlü sözüne yer vermezsem felsefe yapmazsam çatlarım :) ama bu yazacaklarım felsefe değil hayatın ta kendisi, naparsak yapalım olduramadığımız herşeyin hikayesi...

Ben kaçtım , hoşçakalın...

Allah der ki; kimi benden çok seversen onu senden alırım.
Ve ekler, onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım!
Ve mevsim geçer gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur.
Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dost olur.
Öyle garip bir dünya...
 

"Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur"
Düşmem dersin, düşersin…
Şaşmam dersin, şaşarsın...
En garibi de budur ya; öldüm der durur yine de yaşarsın..!

1 yorum:

  1. cuma konusunda katılıyorum ;)

    takipteyim bende beklerim ;)

    http://pinkyfashionbeauty.blogspot.com/

    YanıtlaSil