31 Temmuz 2013 Çarşamba

Sıcak, çok sıcak...

Geldim geri döndüm ama ruhum kaldı uzaklarda !

Kafam ve bedenim de pek iyi değil bugün. Sabah yataktan kalktıktan hemen sonra olduğum yere yığıldım. Tansiyonum muhtemelen 2 yada 3e düştü ve kafamı bu saat oldu hala kaldırabilmiş değilim. Dün gece uçaktan indikten sonrasını hatırlamıyorum mesela... Eve nasıl geldim, sabaha kadar neden uyumadım bilemiyorum. Yorgunluk olmadığı kesin çünkü 4 gündür Bodrum'un dağında taşında kumunda havuzunda muhteşem plajlarında ve hatta restauran masalarında birfiil uyukladım :)
Sorun tam olarak ne bilemiyorum açıkçası...Vitamin eksikliği? Günden güne yükselen hava sıcaklığı ? Uyku düzensizliği? Hayatındaki belirsizliği aşmaya çalışmaktan dinlenemeyen bir beyin ? Sürekli anılarıyla yaşamaya çalışan ve geleceği göremeyen bir yürek ?
Vallahi sorun herneyse biran önce kangren yeri kesip atmalıyım çünkü heryerde/herkesçe yüksek enerjimle tanınan ben, son zamanlarda ruh gibiyim. İnsanları boşvermek hatta nefret etmek huyum değildir. Son zamanlarda resmen sırf laf anlatmamak için uğraşamıyorum bile hiçkimseyle. Halbuki hergün yaptığım en önemli iş tamamen hizmet satmak ! Kaliteli olması için sürekli kendimi geliştirmek yenilemek hatta sivri yanlarımı törpülemek. Gel görki durum herzaman profesyonel/politik/robotik biçimde süregelmiyor.
 
Allah'tan içinden çıkılmaz zehir gibi çetrefilli durumlar yok hayatımda. Ne iş ne özel ne sosyal hayatımda kısa süren belirsizlikler harici çıkmazlar yok çok şükür ...İllaki  pozitif veya negatif olarak da  noktalanması gerekir zaten aksine dayanamaz ben kestirip atarım, inceldiği yerden ellerimle kopartırım !!!
Sabredip sonunu görme huyum genel olarak yoktur ama bu iş hayatı biraz daha düzleştirdi beni. Grisi olmayan bir insanın yapabileceği bir iş değil zira bu asitanlık/koordinatörlük mesleği. Benim de uçlarda yaşayan bir insan olduğumu düşünür ve yaş itibariyle çalışma zorunluluğumu göz önüne alırsak sessiz sakince beklemek zorunda olduğum anlardan bahsedebiliriz..
Özel hayattan örnek verecek olursak aptal bir beraberlik yerine akıllı bir yalnızlığı tercih ettiğimi bütün çevrem bilir ve tüm akbabalar da  ona göre davranır :) Zaman geçirmek adına kimsenin duygularını topa çevirmek de pek huyum değildir..!
 
Aile hayatında fazla bağları kuvvetli kişilerde herzaman gel gitler olabilir fakat şuan onlardan da uzak olduğum için gayet sakiniz :)
Hal böyleyken ben sadece kendimle ilgileniyor, ne istediğimi kesinleştirmeye çalışıyorum. Sakinlik bana bu yüzden yaramıyor sanırım kendi içime dönüyor ve sorgulamaya başlıyorum. Sosyal hayat devam ederken hayat sadece benim için sanki duruyor !!!
 
Aslında son günlere ve gündeme ait paylaşılacak çok detay var ama bu sabah modum düşük uyanmak için  bol şekerli bir Türk kahvesi keyfi, soğukta direnen bir departman ve kararan iç dünyamla Gülşen'den yeni keşfettiğim ve 80 keredir tekrarladığım bir parçasını dinliyorum.
 
Gülşen kızımız da tüm bu anlattıklarımın tersine tersine diyor ki ;
 
Yalanlar Çok Güzel Gerçekler Çok Çirkin
Çünkü Her Yalanda Sen Benimsin, Gerçekte Ellerin...!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder